- Kategori
- Sinema
Ölmeyen Efsane Avicii
Değerli Okurum,
Bir süre önce Avicii'nin hayatının konu alındığı Avicii True Stories belgeselini izledim. Ve size Avicii'nin kalplere dokunan yaşam öyküsünden bahsetmek istiyorum. Küçük yaşlarda müziğe olan merakıyla birkaç arkadaşıyla beraber başladığı müzik dolu yolculuk durmadan çalışarak; kendini müziğe adayarak ve dünyanın her yerinde büyük bir dinleyici kitlesi tarafından müthiş bir sevgi ve hayranlıkla karşılanarak ve hayranlarının sevgisinden güç alarak neredeyse hayatının ölmeden önceki son iki yılına kadar sevdiği işi yaparak geçiyor. Onunla çalışan bütün sanatçı arkadaşları, ona yardımcı olan çocukluk arkadaşları ve bir şekilde hayatına girip onunla ortak güzel anılara sahip olan herkes ondan övgüyle ve sevgiyle bahsediyor.Bu o kadar güzel bir duygu ki bir sanatçı için. Sanatçı diyorum çünkü o sadece milyonların sevgilisi olan bir Dj değil. Gerçek bir sanatçı. Yaptığı müziklerle dünyanın en yetenekli insanları arasında gösteriliyor. Ünlü şarkıcı Madonna ile bile aynı sahneyi paylaşabiliyor düşünün artık.Onun müziği için müziği adeta ruhunda hissediyor ve yaşıyor o çok yetenekli ve gerçek bir dahi; bir şarkıyı bestelemek için örneğin benim önce onu gitarla çalmam gerek ama Avicii hiç bir şeye gerek kalmadan ruhundaki ve kalbindeki o güzel müzikleri aktarabilen müthiş yetenekli biri diye bahsediyor onunla çalışan bir sanatçı arkadaşı. Bu herkeste olmayan bir özellik gerçekten büyük sanatçılarda rastlanan türden bir yetenek.Tough Love şarkısını bilirsiniz. Müziği dinlediğinizde insanı bambaşka alemlere götürüyor ve müthiş bir pozitif enerjiyle doluyorsunuz. Tough Love 'ın altyapısını Avicii hazırlarken sanatçı arkadaşları Aviici şarkıyı bitirip onlara dinlettiğinde "Waw gerçekten müthiş o sanki bir Bach ya da Beethoven, müziği o kadar yaratıcı,özgün ve çarpıcı olmuş ki dediler Avicii için. Avicii'nin gerçek adı Tim. İsveç Stockholm doğumlu. Günlük hayatında aslında hiç de ilgi odağı olmak istemeyen hatta bundan nefret eden, çok mütevazi ve utangaç biri. Bu sebeple biraz ünlenmeye başladıkça psikolojik sıkıntılar yaşamaya başlıyor. Panik Atak ve anksiyeteyle başa çıkmak zorunda kalıyor. Bir gün bir röportaj sırasında ilgi odağı olmaktan hiç hoşlanmadığını söylüyor. Röportajı yapan kişi de fakat öylesiniz diyor. Durmadan çalışmakla müzikle konser ve turnelerle harcanan bir ömür artık artık evine bile uğrayamayan Avicii. Yani Tim. Aslında herşeyin fazlası zarar; çalışmak güzel, sevdiği işi yapmak ve bunu sadece bir iş olarak görmeyip yaşam tarzı olarak benimsemek de müthiş birşey. Avicii düşünsenize diyor hergün büyük bir parti gibi. Konserlerde turnelerde çok eğleniyor önceleri. Ama gidip görülecek ve konser verilecek ülkeler hiç bitmeyip sürekli arttıkça tabii ki bu çok yorucu oluyor Tim için. Ama herşeyin bir bedeli var hayatta o büyük sevgiye karşılık belki de hiç düşünmeden harcadığı hayatı. Yani Avicii müzik için hayranlarının sevgisiyle ayakta kalıp adeta kendini unutuyor kendi yaşamından vazgeçiyor bu çok acı bir durum. Turnelerden arda kalan birkaç hafta sadece dinlenebiliyor. Avicii sahneye çıkarken heyecanını yenebilmek için içmeye başlıyor. Avicii sonradan içmeden ayakta duramaz ve bu yoğun tempoya dayanamaz hale geliyor. Bir gün önemli bir turnede konser öncesi hastaneye kaldırılıyor.Pankreatit denilen karaciğerle ilgili bir hastalık teşhisi konuyor. Sürekli ilaç veriyorlar. Safra kesesini de bir süre sonra aldırmak zorunda kalıyor. Avicii hastalandığı günden sonra hiç dinmeyen mide ağrısından şikayet ediyor. Yine de devam etmek istiyor; ilaçlarla ayakta dursa bile turne ve konserlere ara vermiyor. Bir süreliğine ara vererek sağlığıyla ilgileniyor sağlıklı beslenip spor yapıyor, terapi görüyor. Ve yine devam ediyor. Bir gün kendine artık durmalıyım diyor ve Malıbu'da bir villa satın alıp stüdyosunu oraya kurup önce işe dinlenerek ve oranın tadını çıkararak başlıyor tabiki. Sevdiği aktivitelerle uğraşıyor bir süre. Bu zamana kadar sürekli yanında olan İranlı menajeri 2016'da onu tek bırakıyor ve o tarihten sonra artık herşeyi tek başına yapıyor. Son albüm çalışmalarını da o sırada yapıyor.Hastalandıktan sonraki halini görseniz öyle çökmüş ve yüzü solmuştu ki çok üzüldüm, ağladım, gözyaşlarına boğuldum.Onu öyle görmek beni gerçekten çok üzdü.Sanki kısacık ömrünü bin yıllık yaşamış ve yaşlanmış gibiydi. Müzikle durmadan uğraşmak onun ruhunu besliyordu evet ama bedeni dayanamadı buna.S.O.S şarkısının klibini izleyenler bilirler. Dünyanın her yerindeki hayranlarından ona gelen mesajlar gösteriliyor klipte.Onun müziğini dinlemek bizi neşelendiyor;coşku ve pozitif enerji veriyor, mutlu ediyor diyenler,o ailemizden biri gibiydi diyenler,şarkılarının sözlerini çok anlamlı ve içten bulanlar, ve daha birçok güzel kalpten ve içten gelen sevgi dolu mesajlar göndermişler hayranları.Gerçekten çok duygulandım. Tim bu dünyaya içindeki sonsuz sevgiyi müziğiyle paylaşmak için gönderilmiş gibiydi adeta.Bir elçi gibi. Bu hayatta herkesin bir görevi var. Hepimiz bir görev için dünyaya gönderildik. Tim'in hikayesi 2018'de Umman'da sona erdi.Yorgun bedeni daha fazla dayanamadı.Onu seven milyonlarca hayranı gibi gittiği yerde huzur bulmasını diliyorum. Işıklar içinde uyu Tim. Seni çok seviyorum. Sonsuza kadar kalplerde yaşayacaksın.