- Kategori
- Blog
Ölüdeniz sahnesinden yıldızlar geçti (2)

Tiyatromuzun ünlü oyuncuları rollerini ciddiyetle yapıyorlar. Tiyatro aşkı işte budur.
Ölüdeniz Blog Toplantısı’nda temelini attığımız ve uluslar arası tiyatro şenliğine aday olmasını istediğimiz ‘’Milliyet Blog Tiyatrosu’' nun çok değerli oyuncularına ön hazırlıklara başladığımı ve oyuna aday yazarlarımızın kimliklerini belirlediğimi, yeni oyuncu adayları için de rol seçeneklerini araştıracağımı söyleyebilirim. Kalabalık bir kadrosu olacak bu oyunun. Ancak gelemeyenler yerine hemen sahne alabilecek oyunculara da yer vereceğiz. Önemli olan oyunun aksamadan sahneye konmasını sağlamak. Ben şimdi özellikle mizah yazan arkadaşlarımdan ve oyunun bu çerçevesi içinde güzel skeçler üreten arkadaşlarımızdan oyunumuza artı değer katmalarını bekliyorum. Oyun ilginç bir tiyatro stili olarak her oyuncuya oynama şansı yaratıyor. Ana öyküye sadık kalarak, doğaçlama, pandomim ve diğer tiyatro tekniklerini kullanarak bu oyunu rahatlıkla sahneye taşıyabileceğiz. Dekor ve kostümler konusunda olsun, sahne bulma konusunda hiç endişemiz yok. Yeter ki içtenlik olsun. Tiyatro tutkusu olsun. Disiplin olsun.
İlk yazıma gelen ve Ölüdeniz’deki provalarda öne çıkan aday oyuncularımızı ve oynamak istediklerini bildiren aday oyuncularımızı bilgilerinize sunuyorum. Ve aday olarak tiyatromuza yeni katılacak arkadaşlarımızın da taleplerini ciddiyetle ele alacağımdan emin olabilirsiniz.
OYUNCULAR :
Neşe Evrim, Sema Şener , Coşkun Karabulut, Cansin, Narçiçeği ve eşi Ergun bey (Oyunda kendisine ünlü kalb doktoru Bernard rolünü düşünüyorum. Çünkü bu alanda artık ünlü oldu.),
Alev Meisel, Robet Meisel ( oynayıp oynamamakta tereddütü var ama potansiyeli çok yüksek bir oyuncu), Talip Bölükbaşı, Homeros, Yeşim Koç (kendisi yönetmenin gözdesidir, darılmayın, torpil yapabilirim:))), İlyas Bayram, Yıldız Nihat, Bilge (hippi kız rolüyle Oscar alabilir, kıskanmayın), Sema Çürük (kendisi ağaç olmaya razı ama ben iyice bir düşüneyim), Gül’ün İçinden, Serhatt, Cansın Erol,
Esma Kahraman, Yakomoz 35, Murat Gülcek, Beenmaya, Enfal Törün, Nezom, İzmir Mavilim, Sabiha Rana, Leyla Önder, Karga, Ruksan İldan ve ben. ( Bakalım ne rol verecek sevgili Yönetmenim.)
OYUNUN ANA TEMASI:
İstanbul’un en şirin ve en neşeli mahallesidir Blog mahallesi. Buranın sakinleri günlerini neşe içinde geçiriyorlar ve normal günlük yaşamlarını sürdürüyorlar. Birgün mahalle sakinlerine tiyatro yapmaları için bir teklif geliyor. Bu teklif mahallede heyecan yaratıyor. Hemen aralarında rol kavgası başlıyor. Mahallenin okur yazar akıllısı, oyunun yazılması ve yönetilmesi gerektiğini söylüyor. Mahalle sakinleri bu teklifi onaylıyor ama gizliden gizliye rol kapma savaşı sürüyor. Herkes kendine göre rol kapmak için yönetmene çeşitli rüşvetler sunuyor. Yönetmenin herkes için verdiği rol tekstlerini ezberlemeye çalışıyor gündelik işlerini yaparken. Oyun içinde oyun başlıyor mahalle ortamında. Oyunu öğrenen Avrupa Birliğinin Komiseri mahalleye geliyor, oyunu denetliyor, oyuncuları gözlüyor. Hatta bir de üstüne At fkrası anlatıp raporunu AB’ye sunuyor.
(Bu rol tam Robert’lik. Tabii kabul ederse. Çünkü At fıkrasını en iyi o anlatır.) Oyun bir anda Avrupa ülkeleri tarafından davet alıyor. Bu arada mahallede bir hırsızlık olayı meydana geliyor. Herkes hırsızın peşine düşüyor. Kim olabilir diye herkes birbirini çaktırmadan sorguluyor. Kayıp şeyler, mahallenin namusu olduğundan çok önem taşıyor. Çünkü çalınan şeyler, Fahriye Abla’nın iç çamaşırları. O yüzden potansiyel suçlu olarak herkes zan altında. Kabadayı da devreye giriyor. Erkekleri ve kadınları kendi raconuna göre sorguluyor. Fahriye Abla’ya gıcık olan kadınlar da ortalığı karıştırıyorlar. Kim götürdü Fahriye Abla’nın iç çamaşırlarını. Olaya polis karışıyor. Herkesin ifadesi alınıyor. Oyunun sonunda mesele anlaşılıyor. Mahalleli iç çamaşırlarını götüreni buluyor. (Bu iç çamaşırı meraklısını da biliyorum ama şimdilik söylemeyeceğim. Siz tahmin edin) Hatta mahalleli medyumlara, falcılara başvuruyor ve nihayet yakalıyorlar iç çamaşırı hırsızını da mahallenin namusu kurtuluyor. Yakalanan suçluyu mahalleden aforoz mu etmeli, polise mi teslim etmeli, yoksa üçüncü bir seçenek var mı? Bu arada mahallede blog yazma merakı başlıyor. Tabii çoğunun okuma yazması yok. Mahallede okur yazar olan birini arzuhalci tayin ediyorlar, ona yazdırdıkları blog yazıları için kendisine bir bedel ödemek zorunda kalıyorlar. Şayet editörler bu yazıları beğenmezse arzuhalciyi bir güzel ıslatıyorlar.
OYUNUN DEKORU:
Sıralı yan yana evler ve bazıları iki katlı. Her ev mahalleye açık konumdadır. Evlerin önünden devamlı mahalle sakinleri ve satıcılar geçiyor. Maliyeti ucuz branda ve çıtalardan güzel evler yapılabilir. Dekor her yere taşınabilir şekilde yapılacaktır.
OYUNUN KOSTÜMLERİ:
Modacımız Yeşim Koç’un önerdiği , çizdiği, tasarladığı kıyafetler.
OYUNUN MÜZİKLERİ:
İlyas Bayram ve ekibi tarafından hazırlanacak.
Şimdiden hepinize başarılar diliyorum. Dil ve nefes çalışmalarınız için şu tekerlemeyi açık ve net şekilde söylemeye başlayın.Yakında sınav var:))) Yazıyla: Kih.Kih.Kih
ERKEK KEL KÖR KİRLİ KÖRPE KİRPİNİN KÜRKÜNÜ, DİŞİ KEL KÖR KİRLİ KÖRPE KİRPİNİN KÜRKÜNE Mİ, DİŞİ KEL KÖR KİRLİ KÖRPE KİRPİNİN KÜRKÜNÜ, ERKEK KEL KÖR KİRLİ KÖRPE KİRPİNİN KÜRKÜNE Mİ EKLEMELİ.