17 Kasım '06
- Kategori
- Kitap
Ölüm bir skandal
Yazdan kalma güneşli bir gün... Ama kesinlikle kışın kapıda olduğunu unutturmayan inceden bir soğuk... Akşam saatleri... Haydar Ergülen’in Merkez Kitapçılık’tan yayımlanan "Ölüm Bir Skandal" isimli şiir kitabı geçti elime... Yeni fırından çıkmış bir ekmek kadar taze ve sıcak sıcak... Arka kapak yazısından başladım kitaptaki gezintime...
"Ben, Haydar Ergülen çocukluk, aşk, yokluk ve ölümden dört kitaba heves ettim ve ölümden başladım hiç istemeden..." Bir anda irkiliyorum... Kelimenin anlamı bir kenara telaffuzu, o kelimeyi oluşturan harflerin yan yana gelişi bile soğuk bir hava estirmeye yetiyor da artıyor... Ve birden kafamda bir sürü soruya cevap ararken buluyorum kendimi.
Neden heves ettiklerinin en kötüsünden işe başlar ki insan hem de hiç istemeden?.. Açıkçası hepimiz için geçerli olan bir durum söz konusu. Biri gelip "bir iyi bir de kötü haberim var, hangisini önce duymak istersin" diye sorduğunda kötüden yana tercihimizi kullanırız, iyiyi tek başına doyasıya yaşamak için. Ama bu genellemeden farklı olarak yaptığı bir şey var Haydar Ergülen’in... Çocukluk, aşk, yokluk ve ölümden oluşan dörtlüyü getirip "hayat budur" olarak önümüze koyması.
Ki bana göre durum aynen böyle... Ölüm de hayatın bir parçası olduğuna göre hayatı tersten yani ölümden anlatmaya başlamasını yadırgamamak gerekir. Belki de şairin heves ettiklerinden dördüncüsü geriye kalan üçlünün anahtarıdır kim bilir.
Mecazen "ölmek"le gerçekten "ölmek" her ne şekilde olursa olsun "Ölüm Bir Skandal". Biraz sayfaları karıştırmaya başlıyorum...
"Hiç kimseye hiçbir zaman" sözleriyle adamış Ergülen kitabını ölümü hiç kimseye konduramadığından...
"1. ölüm yağmurdan önce gitti"den
Bugün: Ölüm
Sanki bir pazar yeri
bazıları yine evlerine götürecekler ölümü
bir yabancıya satmaya kıyamadan
bir yabancı ölümü nasıl kullanır bilinmez ki
hem şüpheli sayılır yabancı ölümden bile
hem ne kötü inandıramaz da kimseyi
ölümü sevdiğine-hem ölümü sevdiği için
ondan çok korkuyorsa insan, hayat diye
ölümü hatırlamaz mı çoğu zaman?–
Pazatesi, Salı, Çarşamba
ölüm gülüp geçiyor bunlara
Perşembe, Cuma, Cumartesi
ölümün günleri değil hiçbiri
Pazarsa Pazar, ölüme ne bundan
kimin bir günü geçiyor ki
ölüm yanında olmadan
gülüp geçiyor günlere ölüm
güldüğü gibi bize de
günleri evimiz sanıyoruz
ve başkasının evindeki gün
nasıl geçiyorsa öyle uzaktan
ölümü de öyle izliyoruz öteki gibi:
....
"ne iyilik var bu kitapta ne de iyi bir şiir" demiş Ergülen...
Bana kalırsa iyiliğin en güzeli kitabın en başında dile gelmiş zaten "Hiç kimseye hiçbir zaman"... İyi bir şiire gelince elbette henüz şiirlerin hepsini okuyamadım ama yukarıda "1.ölüm yağmurdan önce gitti"den aldığım bir bölüm ne kadar iyi şiirler olduğunun göstergesidir bence...