- Kategori
- Şiir
Ölüme teslimiyet
dün
sıcaktan kalp spazmı geçirdim
kan şekerim oynadı
tansiyonum indi çıktı
indi çıktı
bilincim gitti geldi
gitti geldi
devrileyazdım
garip olan şey
ölüme direnmem değil
teslim olmamdı
mutlak bir teslimiyet
idi
ben ateistim
yoktur tevekkülüm
ancak çok ölmüşlüğüm
ve
her nasılsa
her kezinde
çok yaşama dönmüşlüğüm vardır
nekrofobim vardır
ölümden korkarım
panik atak yaşarım
ve
bu nekrofobi
artık ölüme teslimiyet olmuş
yeni öğrendim
tuhafıma gitti,
ölümsüzlüğün
ilk onyılında
ilk yüzyılında
ilkbinyılında,
göz göre göre
bedenimdeki onmaz hasarlarla
gaz pedalına tuğla konmuş Alamancı arabası gibi
ölüme doğru yokuş aşağı gitmek
neden diye düşündüm
neden böyle?
libidom azaldı, belki de bitti bir
tek yaşama nedenim olan 200 kitabı yazdım bitirdim iki
yaşamam için hiçbir nedenim yok üç
bu ülkeden, bu kentten ve bu halktan nefret ediyorum dört
ki
bu kendinden de nefret demek altyazı hesabına
normaller anlayamaz
hiçbir intihar yetisi olmadan
kendinden ölümüne nefreti,
‘Neuromancer’deki Case’i okuyanlar
biraz anlayabilir belki
kendindeki insandan nefret
kendindeki insandan özgürleşememeden nefrettir
insanların gönüllü köleliğinden nefrettir
öldürememenin Acı’sıdır
alınamamış öçlerdir
tüm insan türüne karşı kan davasıdır
ancak
bu satırları
yazmak nefretimi etkilemiyor,
bir morgdaki bir cesedi seyreder gibiyim
bitmiş bir biyografiyi
tüm organları
tüm öyküsü
geride bıraktığı
tüm bir yaşamı ile
şeytanı severim
beni hep o sağ bırakmıştır
ya da ben hep öyle hayal ettim,
beni sağ bırakır
ki
yaşayıp daha çok acı çekeyim,
bu kez de öyle
yine travma geçecek
yine yeni yeniden acılar gelecek
sel gibi
çöl gibi
cehennem gibi
cephedeki siperi bombalanıp sağ kalmış asker gibiyim
kanseri yenmiş bir hasta gibiyim
yeni doğmuş bir çocuk gibiyim
her kezinde mucizeye şaşa kalıyorum
ancak her kezinde azalıyor tahammül gücüm
dün de öyleydi
zihnim siliniyordu
öylece seyrediyordum
itirazım bile yoktu
bir kezinde beyin inmesi geçiren bir sinirbilimcinin
sağ kaldıktan ve iyişleştirildikten sonra
kendi öyküsünü anlatışını seyretmiştim,
aynen benim öyküm gibiydi
ne olduğunu bilerek ölüme gidiyorsun,
biliyorsun
ama
bu ölmeni engellemiyor
bugün biraz daha sakinim
oysa dünden daha sıcak
onlarca kez banyo alıyorum
midem açlıktan bulanıp
yemekten tiksinsem de
şeker krizi olmasın diye
ağzıma birşeyler tıkıştırıyorum
ve
oturup yazıyorum
otonekrografi olarak
ey kari’ye
ölümün soğukluğu
afiyet olsun
(12 Ağustos 2010)