Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '10

 
Kategori
Şiir
 

Ölüme teslimiyet

dün

sıcaktan kalp spazmı geçirdim

kan şekerim oynadı

tansiyonum indi çıktı

indi çıktı

bilincim gitti geldi

gitti geldi

devrileyazdım

garip olan şey

ölüme direnmem değil

teslim olmamdı

mutlak bir teslimiyet

idi

ben ateistim

yoktur tevekkülüm

ancak çok ölmüşlüğüm

ve

her nasılsa

her kezinde

çok yaşama dönmüşlüğüm vardır

nekrofobim vardır

ölümden korkarım

panik atak yaşarım

ve

bu nekrofobi

artık ölüme teslimiyet olmuş

yeni öğrendim

tuhafıma gitti,

ölümsüzlüğün

ilk onyılında

ilk yüzyılında

ilkbinyılında,

göz göre göre

bedenimdeki onmaz hasarlarla

gaz pedalına tuğla konmuş Alamancı arabası gibi

ölüme doğru yokuş aşağı gitmek

neden diye düşündüm

neden böyle?

libidom azaldı, belki de bitti bir

tek yaşama nedenim olan 200 kitabı yazdım bitirdim iki

yaşamam için hiçbir nedenim yok üç

bu ülkeden, bu kentten ve bu halktan nefret ediyorum dört

ki

bu kendinden de nefret demek altyazı hesabına

normaller anlayamaz

hiçbir intihar yetisi olmadan

kendinden ölümüne nefreti,

‘Neuromancer’deki Case’i okuyanlar

biraz anlayabilir belki

kendindeki insandan nefret

kendindeki insandan özgürleşememeden nefrettir

insanların gönüllü köleliğinden nefrettir

öldürememenin Acı’sıdır

alınamamış öçlerdir

tüm insan türüne karşı kan davasıdır

ancak

bu satırları

yazmak nefretimi etkilemiyor,

bir morgdaki bir cesedi seyreder gibiyim

bitmiş bir biyografiyi

tüm organları

tüm öyküsü

geride bıraktığı

tüm bir yaşamı ile

şeytanı severim

beni hep o sağ bırakmıştır

ya da ben hep öyle hayal ettim,

beni sağ bırakır

ki

yaşayıp daha çok acı çekeyim,

bu kez de öyle

yine travma geçecek

yine yeni yeniden acılar gelecek

sel gibi

çöl gibi

cehennem gibi

cephedeki siperi bombalanıp sağ kalmış asker gibiyim

kanseri yenmiş bir hasta gibiyim

yeni doğmuş bir çocuk gibiyim

her kezinde mucizeye şaşa kalıyorum

ancak her kezinde azalıyor tahammül gücüm

dün de öyleydi

zihnim siliniyordu

öylece seyrediyordum

itirazım bile yoktu

bir kezinde beyin inmesi geçiren bir sinirbilimcinin

sağ kaldıktan ve iyişleştirildikten sonra

kendi öyküsünü anlatışını seyretmiştim,

aynen benim öyküm gibiydi

ne olduğunu bilerek ölüme gidiyorsun,

biliyorsun

ama

bu ölmeni engellemiyor

bugün biraz daha sakinim

oysa dünden daha sıcak

onlarca kez banyo alıyorum

midem açlıktan bulanıp

yemekten tiksinsem de

şeker krizi olmasın diye

ağzıma birşeyler tıkıştırıyorum

ve

oturup yazıyorum

otonekrografi olarak

ey kari’ye

ölümün soğukluğu

afiyet olsun

(12 Ağustos 2010)

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..