- Kategori
- Siyaset
Oluşturulan CHP Muğla Menteşe Belediye Meclisi Üzerine Düşüncelerim...
Yerinden yönetim, halkcı yönetim, çağdaş yönetim, CHP’li yönetim.
Muğla Büyükşehir yasası ile yörelerimizdeki yerel yönetimler bir adım daha uzağımıza konuşlandırıldı demiştik.
Aslında bölük pörçük kendi içinde karar, yetki ve uygulaması oldukça dar ve zor , olanağı olmayan belde belediyeleri kendi içlerinde var olabilmenin mücadelesini vermekte idi.
Halkın dibindeki yerel yönetimler. Şimdi Muğla Menteşe Belediye Başkanlığı’nın ellerine teslim edildi.
Genelde kendi iş alanımda hep korktuğum şey şu olmuştur. Yerel özellikleriniz, koşullarınız, sorunlarınız sizi belirleyici ve sürece taşırken, kendi koşulunuz çok farklı iken, buradan bir adım daha uzak üst karar veya merciler bu koşullardan tamamen kopuk ve habersiz, (bu da doğaldır) aynı şeyleri yaşama z sizinle, ancak sizi ve koşullarınızı, etkilemeye, belirlemeye çalışır ki, işte çelişki ve sorun burada başlar. Siz kendi özellikleriniz ve koşullarınız ile yürümek zorundayken, sizi çok daha yol ve amaç olmayan kısa vadeli duygu ve düşünceler içerisine çekmeye çalışırlar ki, çözüm değildir, gelin yönetin, gelin çağdaş bir yol , süreç belirleyin. Zordur, mücadele ve kararlılık, sorumluluk ister. Oysa ki yereldeki koşullar ve gerçekler belirleyici ve gelecek oluşturmaktadır.
Şimdi aynı şeyi, Menteşe Belediye Meclis üyelerinin oluşturulmasında hissediyorum.Bizi yönetecek şekli , iradeyi belirlemek ancak halkın gerçeklerini görerek mümkün olacaktır.
Öncelikle, CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun mesajları ve söylemleri üzerinden başlamak istiyorum. Sayın Genel Başkanımız şöyle seslenmektedir. Kadınların yönetimde daha çok olduğu anlayış ile hareket etmekteyiz.
Menteşe KADIN Belediye Meclis üyesini çok az sayıda görmekteyim. Kadınların üstün ve akılcı, sanatçı ve anlayışlı duygu ve düşünceleri ile omuzlarında CHP’yi çok daha üstün yeteneklerle, ilkeli çok daha emek vererek , topluma faydalı çalışmaları ile öncül ve siyaseti belirleyen davranışları ile durmaktadırlar.. Bu noktada Muğla’da çok sayıda KADIN arkadaşlarım arı gibi çalışmış, yola inançlarını ve davalarını koymuşlardır, kutlarım, ancak bu derece çoğunlukla düşünülmemiştir. Üretken, ana, barışcıl, sevgili dostlarım, arkadaşlarım emekçiler, yolcular nerede diye sormak kaçınılmazdır?
Ve Menteşe Belediye meclis üyeliğinde çok da görmek ve bulmak istediğimiz, yakından gördüğümüz Sevgili Burak Erbay omuz omuza yürüyen, destek veren, mücadeleleri ve duruşu ile çok akılcı bir yol izleyen ulusalcı, Kemalist, ilkelerini özümseyen bu yolda çok ciddi katkılarda bulunan ilkeli ve kararlı çizgisi ile yürüyen Burak Erbay’ı görmemek bir hayli şaşırtıcı olmuştur.
Öncelikle seçilen, belirlenen tüm arkadaşlarımı elbette kutluyorum, görevleri ağır ve ciddi, halkcı, halkı yakından izleyen, çözümler üreten bir duruşla, geleceğin çağdaş ülkesini kuracak yaklaşım ve tutumlarla yollarına devam edeceklerini düşünüyorum.
Şimdi YERKESİK parçası ile ilgili görüşlerimi belirtmeliyim. YERKESİK meclis üyesini belirlerken hangi koşullar içinden geçmiştir? YERKESİK içinden çıkan gerçekler midir? Veya Meclis üyeleri belirlenirken hangi kriterler göz önünde bulundurulmalıdır? Siyaset ve yönetim halk için mi yapılmaktadır? Daha baştan bir takım eksik kararlar ve süreçle nasıl bir adım atılmıştır? Halkın ihtiyaçlarına, sorunlarına, çözümlerine karşılık bulacağı siyasal, sosyal bir meclis yapısı dikkat edilmiş midir? Veya hangi koşullar CHP’nin geleceğini belirleyecektir?
Bir mücadele ve iş sürecinden geçtiğim YERKESİK. Yerkesik’te hangi koşullar ve gerçekler vardır? Bu mücadele sürecinden çıkan gerçeklerden yola çıkarak; Ve altını kalın bir kalemle çizerek,
Yerkesik içinden bir meclis üyesi belirlenmiştir ve listeye alınmıştır. Tuncay Onargan. Arkadaşımız, kardeşimizdir, sade bir sevgi duyarım.
Ve, kendisini kutluyorum.
Ancak bunlar yeterli neden midir?
Hep şunu söylerim bir yere aday olacak kişi, önce kendisini yoklamalıdır ve sorgulamalıdır? Ben bu işi yapabilir miyim? Bu kapasiteye uygun muyum? Ben bu işi başarabilir miyim? Halkımın yanında yer alabilir miyim? Onların mutluluğu için çalışabilir miyim? Ülkemin geleceğine katkı koyabilir miyim?
Bir söz verilmiştir buna hoşgörü ve sevgi ile yaklaşırım. Ancak bu yaklaşım ne geleceği, ne de YERKESİĞİ belirleyecektir.
YERKESİĞİ GERÇEKLER belirleyecektir. YERKESİK’ te zaman gerçekleri karşılaştıracaktır. Ancak mesele sancıların yaşandığı değil, çözümlerin ve mutluluğun yaşandığı YERKESİK hedef olmalıdır.
Bugün dek mücadele verdiğim, mücadele sürecinden yöremin beklentilerini, isteklerini, duygularını, düşüncelerini çok iyi görebildiğim, gözlemleyebildiğim, tesbit edebildiğim yöremin halkı için meclis üyesi nasıl belirlenmiştir?
O söz verilirken, hangi kriterler, hangi ilkeler, hangi halkcı tutum gözlenmiştir ve söz verilmiştir? Merak ediyorum?
Halkıyla kucaklaşan, halkını dinleyen, sorunları ile yüreğinde rahatsızlık duyan ve bunları görevi ve sorumluluğu ile gereğini yerine getiren bir meclis üyesi belirlenmiş midir?. Kendini bölgeye, yöresine, halkına, ihtiyaçlarına adayan bir kapasite ve birikim, siyasi ve sosyal anlayış ve kriterler bu işi taşıyacaktır.
Tuncay Onargan’ın koşullarının yeterli ve isabetli olduğuna inanmamaktayım. Bunları gerçeklerden yakalayan biri olarak, yöremi yakında izleyen biri ve iç içe bir yapı olarak kalın kalemle çizmekteyim.
Birinci amacım siyasal halkcı, gelecek vadeden duruşlar ve yönetimler , halkın biraz daha mutluluğu içindir.
İkinci amacım YÖREM dediğim yıllarca içinden geçtiğim gerçekleri ile ve sorunları, yapıları ile karşı karşıya bırakıldığımız gerçeklerdir.
Hep olduğu gibi bugünde yarın da, daima halkın, yöremin duygularının yanında bir anlayış ile durmaktayım.
Tuncay Onargan bir görev sorumluluk ,ciddi ve siyasal bir görev almıştır omuzlarında onu taşıyacağı, inancımı başlatmak istiyorum.
Çünkü bugüne dek aynı inançları görememiş olmaktan büyük KAYGI duymaktayım. YERKESİK için duymaktayım, halkın karşılık göremeyeceği duyguları ile KAYGI duymaktayım. Sorunlar ve kaybedilen yöresel değerler için KAYGI duymaktayım.
Siyasete, halka, yola emek verilmeyen hangi anlayış ve hangi yönetimler başarıya ulaşmıştır, kendini iktidara tekrar taşımıştır, görülmüş müdür?
Tırnağı ile kazımayan yüreğinde bu duygu ve anlayışı taşımayan, ne siyasetin, ne de yörenin , bölgenin, partinin kıymetini bilecek, sahip çıkacak ve geleceğe taşıyacaktır?
Kaygılarım bundandır.
YERKESİK bu gerçekleri ile 2004- 2009 arasında yüzleşmiş, kolay elde edilmeyen bir yöresel ve siyasal birikim ve geleceğe, çoğalışa maalesef ne acıdır ki, kavuşmamış ve sorumluluğunu kalbinde yüreğinde taşımayanlar, kazımayanlar YERKESİK’te bir kayıp yaşatmıştır.
İşte kaygılarım bundadır.
Ehli olmayan, halkla kucaklaşmayan hiçbir yönetim, hiç bir anlayış başarıya kendisini taşıyamaz.
O nedenle hangi gerçeklerden, koşullardan yola çıkılmış YERKESİK gerçeğinden kopuk bir duygu ile söz verilmiş bir meclis üyesi belirlenmiştir?
Tüm mesele YERKESİK , tüm mesele HALK, tüm mesele CHP, tüm mesele halkın mutluluğu ve sorunlarının karşılık bulması, kucaklaşmasıdır.
Bir meclis üyeliğine aday değildim, bir Belediye Başkanlığına aday değildim. Bir parti üyesi değilim.
Ancak HALKCIYIM, yöremin yanındayım, yörem için mücadele, yöremi hedef alan bir süreç v e anlayış ile burada idim.
Bir parti üyesinden çok daha gönülle ve sorumlulukla bir başka kesitlerinden süreçle, emekle, bilinçle bir duruş üstlendim.
O nedenle tamamen düşüncelerim ve görüşlerim kendisini halka açacak , kendisini iktidar yolunu açacak her köşesinden bu noktada kucaklanacak bir siyasal hedef olmalıdır, CHP.
Bir haritası, yönü, hedefi, çizgisi, ilkesi olmalıdır, artık. Genel başkan Sayın Kılıçdaroğlu partiye bu noktada gerçekçi ivme ve hareketler, doğrular kazandırmak için mücadele vermekte ise, bu anlayışla her yerden buluşmak bir görev haline gelmiştir, halk için.
Ve düşüncelerim, duygularım ışığında;
Ancak doğru ve güçlü bir anlayışa katkıda bulunmak gerektiğine inanmaktayım. Bu noktadan gerçekçi ve halkçı görerek ve gözlemleyerek bu anlayışa ve YERKESİK gerçeğine dayanmaktayım.
Ümit ediyorum ki, geleceğe ışık ve yol olalım.