Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ekim '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Ön yargı (Kimliğimize yapıştırılan)

Ön yargı (Kimliğimize yapıştırılan)
 

Dün sabah yaşanan ve Türkiye'yi yasa boğan saldırının bana yaşattığı ruh haliyle bir yazı yazmış ve yayına yollamıştım. Üç ya da dört saat sonra kendi yazdığım yazıyı okumaya çalışmış, yazının tüylerimi diken diken ettiğini farketmiştim. İnanamadım yazdıklarıma, bu kadar kin kusmak, yakışmamıştı bana...

Şunu da anladım; insanoğlunun yüreği yanınca ve böylesine bir acıyla karşı karşıya kalıınca içinde büyüttüğü nefret cümlelerinin ne denli acı ve intikam yüklü olduğu gerçeğini. Oysa ben kinden, nefretten uzak barışçıl düşünen ve yaşamı evrensel şekilde algılamaya çalışan genç bir bireydim. O yazının bende yarattığı vicdan muhasebesini düşünürken, kan döken insanların nasıl ayakta durabildiği sorusuda gelmişti aklıma...

Yazımı yayından aldım; pazar gününde böylesine ahla dolu bir yazının özürünü de okuyanlardan diliyorum.

Sonra bir mesaj aldım, mesaj yazdığım yazıyla ilgili değil, askerlikle ilgili yazılan bir yazıya verdiğim cevapla ilgiliydi.

Mesaj aynen şöyle diyordu ;

"kızlarıda askere alın yazısına verdiğiniz cevap beni çok şaşırttı. Özellikle d.bakırlı olman ve bunu yazman beni çok şaşırttı gerçi genellememek lazım ama doğudan öyle haberler geliyor ki artık orda yaşayan herkes T.C.yi sevmiyor diye algılamaya başladık" diye cümlelerle biten bir mesajdı bu...

Kurtuluş savaşında bu ülkenin kurtarılması için bizlerinde atalarının, dedelerinin savaş verdiği gerçeğini unutuyor bazı beyinler...

Bu mesaj beni çok üzmüştü, PKK demek Kürt demek inancının taşındığını bir kez daha hissettirmişti.

Ve Türkiye'de yaşayan insan topluluğunun olaylara kulaktan dolma ve at gözlükleriyle baktığı gerçeğiydi bu...

Benim şehrimde yaşanan çocukluk anılarım canlanmıştı gözümde, o günlerde de bizlere öyle bakılıyordu.

Ama hiç kimse açlığın sınırında olan, evine ekmek götüremeyen, orda yaşayan, kandırılan kürt asıllı insanlarımızın son teknolojilerde olan silahları, bombaları, tankları nasıl sağladığı gerçeğini konuşmamış ve gözardı etmiştir.

Uyan Türkiye çıkar gözünden at gözlükleri sizi yıkmaya çalışan orda açlık sınırında, işsiz ve eğitimsiz insanlarımızı kandırarak insanlıktan çıkaran gerçek; Kürtler değil...

Evet bende kürdüm ama bugüne kadar hiç can almadım, yaşadığım ülkeyi bölmeyi hiç aklımın ucundan bile geçirmedim...

Polis ve sivil polislerden çocukluğumun bende bıraktığı etkiyle hep korkttum, onları görünce kendimi hep suçlu ve beni alıp sorgulayacakmış gibi hissettim ve hala bile ne yalan söyleyeyim çekinirim ama...

Kendimce nedenlerim var...

Nedeni; ilkokul beşinci sınıftaydım o dönemlerde ciddi bir kaos yaşanıyordu kültürle dolu kentimde.

Bir gün okuldan gelirken yerde bir dergi buldum ve eve getirdim dergi kürt bilincini ve inancını dağa gitme haklılığını insanlara empoze edilmeye çalışıldığı bir dergiymiş. Çocuktum ve bu ayrımı yapamamıştım. Eve getirmiş ve okumaya başlamıştım. Annem elimdeki dergiyi fark etmişti tedirginliği ve kızgınlığı sesinde , ifadesinde belirmişti. Hemen o dergiyi elimden alıp " bunu nerden buldun, bir daha asla böyle bir dergiyi elinde görmeyeceğim" deyip dergiyi çöpe atmıştı. O zamanlar çok anlam verememiş olsamda, yasak birşey olduğunu farketmiştim. Tam o esnada kapı çaldı açtım, dört tane iri yarı , elinde kocaman silahları olan amcalar beni itip içeri girmişti. Ayakkabılarıyla bütün odalara, etrafı dağıtarak giriyorlardı , abim televizyon odasında televizyon izlerken, o odaya da girdiler ve sorgusuz bir tokat yemişti hala kulağımda o ses yankılanır. Sonra aradıkları kişinin ve evin aslında bizim ev olmadığını anlamış, binamızda başka daireye ait bir ihbar olduğunu farketmiş ve evimizi terk etmişlerdi.

Sorgusuz sualsiz bir eve girmiş, ne arama izin belgesini sunmuş, bırakın arama iznini o hakkın bizde olabileceği düşüncesine bile inanmıyorlardı. Zaten öyle bir durumdaydı ki herkes, bu hakkın onlara ait olduklarını bildikleri halde bunu düşünmüyorlardı bile. Düşündükleri tek şey hasbel kader böyle yanlışlıklarla bile karakola götürülmemekti. Annem çok korkmuştu hele aklına iki saniye önce öyle bir dergiyi çöpe attığı gelince bunu açıklamak ve kendini temize çıkarmak mümkün olmadığı gerçeğini düşünmüş, o dergiyi evde görmeleri demek bizim ailece PKK olarak nitelendirilip karakola ve beşinci kata "TERÖRLE MÜCADELE " birimine girip orda nelerle karşılaşacağımızın soru işaretleriydi aklını kurcalayan... Bu yaşadığım... Bu ve buna benzer şahit olduğum ve duyduğum olaylar, çocuk beynimde korku yaratmış ve o günlerden armağan olarak polis, özellikle sivil polis fobimi zihnime kazımıştır.

Kürt asıllı olmanın birçok zorluğuyla ve sorgularıyla tıpkı gelen mesaj gibi karşılaşmış olsamda asla cani olmadım, ülkemizi bölmeyi düşünmedim, dökülen her kana birçok birey gibi bende tepki verdim.

Ve sizleri sevmekten kardeş olduğumuzu düşünmekten ve birlikte bu ülkeyi paylaşmanın onurundan hiç vazgeçmedim...

Çok uzun yıllara dayanan bu örgütü ortadan kaldırmak ve ölen insan sayısını tüketmek için, hiç bir hükümet çözüm üretmemiştir.

Olay belki de çok basittir; para ve eğitim en büyük savaşların bile stratejik konusudur ve tamamlayıcı unsurudur. Bugüne kadar orda yaşayan aç ve cahil insan topluluğunu doyurabilecek iş imkanları, eğitim olanaklarının genişliği sağlanmış olsaydı, ne kimsenin beyni yıkanıp çıkıp dağlara can alırdı, nede ben kürdüm diye bana PKK gözüyle bakan kitle oluşurdu...

Bunu sohbet arasında söylediğimde çoğu insan, iç anadoluda da "insanlar aç, iş imkanı yok" diye cevap veriyor.

İşsizlik ve eğitim eksikliği evet ülkemizin genelinde mevcut ama doğuda bir sorun var gözardı edilemeyecek insanların ölmesine neden olan gerçek bir sorun, o sorunu ortadan kaldırmak içinde en başta eğitim ve parayı o topraklara kullanmak gerekiyordu şimdiye kadar.

Tabi bu olayın son bulmasını yürekten istemekte çok önemli...

Uzun lafın kısası kürt olsamda hepiniz gibi bende terörü ve bazı güçlerin maşası olmuş kitleyi kınıyorum.

Ve gerçekten orda yaşayan halka çok üzülüyorum ...

En büyük korku ve acıları onlar biriktiriyor beyinlerinde ve yüreklerinde...

 
Toplam blog
: 73
: 717
Kayıt tarihi
: 17.10.07
 
 

1979 D.bakır doğumluyum. AÖF bankacılık bölümü okumaktayım. Yazmayı çok seviyorum, hayata bağlayıcıl..