Önce Allah’ın emirlerine uy, “heveslerini kendine ilah edinme*”

Yüce Allah  (İsra, Müddesir, Tekvir, Bakara, Beled, Hucurat, Muhammed, Rum, Vakıa, Furkan, İnşirah, Maun, Mücadele, Rahman, Tekasür, Tevbe Fatır, Fecr, Hakka, Haşr, Kalem,  Münafıkun, Saff, Yusuf, Ankebut,  Al-i İmran, En'am, En'am Felak, Hacc, İbrahim, İsra, Nisa, Yunus, Enfal, Furkan, Necm, Nisa)  ayetlerin de buyuruyor ki;

Ey Kulum!   

“Kibirli olma, alçak gönüllü davran.

Kendini fazla abartma.

Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.

Çaresizlik tuzağına düşme.

Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.

Her şeye hâkim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.

Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.

İyiliği karşılık beklemeden yap.

Tek başına mutlu olunamayacağını bil.

Çevrenin mutluluğu için gayret göster.

Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.

Yaptığın iyilikleri unut.

Anlatarak onları kıymetsizleştirme.

Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine öfkenin dinmesini bekle.

Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.

Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.

Çıkarcı olma. Adil davran.

Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.

En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.

Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.

En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.

Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.

Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.

Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.

Bencil olma, tebrik etmeyi bil.

Yalandan uzak dur.

Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.

İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.

İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.

Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.

Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.

Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.

Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.

Merhametli olmaktan asla vazgeçme.

Anne ve babana 'off' bile deme.

Kendini sürekli övmekten uzak dur.

Vazgeçilmez olmadığını kabul et.

Sözünde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.

Heveslerini kendine ilah edinme.

İnanma duygunu diri tut.

Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.”

Gördüğümüz gibi Yüce Allah,“kafa kesin, birbirinizi öldürün, insanlığa düşman olun” diye buyurmuyor.

Yüce Rabbim buyuruyor ki,"Hepinizi eksikli yarattım, birbirinizin eksiğini hor görmeyin."

 "Hepiniz benimsiniz, benim olana kötülük etmeyin."

"Her bir kulum eksiğini, bir başka kulumun eksiğini hoş görerek tamamlar."

"Düşmanlarınız da benim kullarım, onlar için dua edin."

Ve der ki, "Merhametim hiddetimden fazladır, sizin de merhametiniz hiddetinizden fazla olsun."

Yüce Rabbim, Müslümanların giyimi ile davranışı ile ilim ve ahlakı ile çalışkanlığı ile insanlık âlemine örnek olmasını buyurmuştur.

Maalesef ki, günümüz de İslam ülkelerine baktığımızda “ilkellik” sayılabilecek davranışlara şahit olmaktayız. Bu zihniyetteki sözde Müslümanlar sayesinde ilim ve irfan dini olan İslamiyet “terörle” anılır oldu.

Peygamberimiz döneminde, temizlik bakımından, üretkenlik bakımından ve adalet bakımından bütün inançlardan üstün olan dinimiz günümüzde bir Müslümana yakışmayan davranışlar arz etmektedir.

Müslümanlığı sadece “sakal, sarık, cüppe ve şalvardan” ibaret görmek, ibadeti bunlarla yapmak Müslümanın sevabını artırmayacaktır.

Müslümanlık şekilcilik ve görsellik değildir.

Yukarıda ki ayetlerde buyrulduğu gibi davranış içinde olan Müslümanlar elbette ki her inançta sempati uyandıracaktır.

Peygamber efendimizin “sünneti” sadece kılık kıyafetten ibaret değildir. Bulunduğun çağın nimetlerinden ve imkânlarından faydalanmaktır.

“Çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacakları zamana göre yetiştirin.”Diyor Hz. Ali.

İyi bir Müslüman yabancı dil bilen, okuyup araştıran, okuduğunu düşünen, bilgisayar kullanmasını bilen görgülü, ileri, çağdaş, çağa hükmeden, çağı sürükleyen, insanlara önderlik yapabilecek vasıfta yetişmesine gayret eden insandır. 

Kur'an-ı Kerim’i anlayarak okuduktan sonra bambaşka bir insan olacağımızdan şüphem yoktur.

Onun rehberliği bizi bu dünyada da ahirete de en güzel yere götürecektir.

Yeni bir yazı da buluşmak dileği ile…

*Furkan Suresi 43. Ayet.

Ali Galip AKYILDIRIM

Eğitimci/Yazar