- Kategori
- Kişisel Gelişim
Önce kendimizi tanımalıyız

“Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş.
Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş.
Bir ağaç devrilirken, hemen diğerine geçiyormuş.
Gün boyu ne dinleniyor, ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş.
Akşamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş.
İkinci adam ise, arada bir dinleniyor ve hava kararmaya başladığında eve dönüyormuş.
Bir hafta boyunca, bu tempoda çalıştıktan sonra, ne kadar ağaç kestiklerini saymaya başlamışlar.
Sonuç: İkinci adam çok daha fazla ağaç kesmiş.
Birinci adam öfkelenmiş:
Bu nasıl olabilir?
Ben daha çok çalıştım.
Senden daha erken işe başladım, senden daha geç bitirdim.
Ama sen daha fazla ağaç kestin.
Bu isin sırrı ne?
İkinci adam, yüzünde tebessümle yanıt vermiş:
Ortada bir sır yok.
Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip, baltamı biliyordum.
Keskin baltayla, daha az çabayla, daha çok ağaç kesilir.”
Evet, sevgili dostlar, kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir.
Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir.
Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir.
Bu zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için, olmazsa olmaz bir koşuldur.
Delhi'deki ünlü tapınakta Sokrat'in su sözü yer alır:
“İnsan, Kendini Tanı. Kendini tanımak, şu anda olduğumuz noktayla, olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur.”
Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir.
Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
Kendimizi ödüllendirme anlamında fırsatlar yaratmalıyız ki yüreğimiz enerjisini kendimize ve sevdiklerimize yansıtabilsin.
Bu güzel söz de Yunus' un
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır.”
Dizelerini hatırlattı.
Okumak, biraz da kendi kitabını okumasıdır insanın.
Kendisini tanımasıdır bir bakıma...
İnsanın en büyük mücadelesi, kendisiyle yaptığı mücadeledir, hayat arenasında…
Belki, onun içindir ki mistikler, insanın iç dünyasını makro evren, hayat, dış dünyayı ise mikro evren, hayat olarak nitelendirmişlerdir.
Kendimizi tanımamız ve iç dünyamızı keşfetmemiz dileğiyle;
Size derim ki,
Dünyayı tanı, ama önce kendini.
Irmak gibi ak, ama aşma bendini.
Ağır taş olan, ama olma dandini.
Kuvvet, keramet değil, akıl ey insan.
NOT:Resim Netten alıntıdır
Kerim BAYDAK
kbaydak61-artan@hotmail.com