Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '11

 
Kategori
Eğitim
 

Önderlik ve Eğitim

Önderlik ve Eğitim
 

1. Önderlik Nedir?
Önderlik, belirlenen bir amacın yada amaçların gerçekleştirilmesi için gerekli iletişim kanallarının kullanılarak kişiler üzerindeki etkinin belirli bir durumda yönlendirilmesidir. Önderlikte daima bir önderin (etkileyicinin) belirli bir durumdaki izleyenler üzerindeki etkisi söz konusudur. (Tannenbaum, 24)
Toplumun belli bir düzen içinde kendisini yönetebilmesi, belli amaçlara varabilmesi için önderlere ihtiyacı vardır. Her toplumun olduğu yerde, başlangıçta olmasa bile, toplumun oluşma evresinin her hangi bir noktasında önderler kendiliğinden ortaya çıkarlar.
Aslında hayvan topluluklarına da bakılacak olursa zaman zaman zaman önderlik için bazı çekişmeler de görülse, her topluluk kendine bir önder bulduğunda rahatlar. Eğer topluluk ha-linde yaşayan hayvanların belli bir önderi yoksa, o topluluk kaos halinde hareket eder, hareket yönünü kestiremez, davranışlar tutarsızdır ve sinirlidir.
İnsan toplumlarında önderler içinde bulundukları toplumları çekip çeviren, kendisine güven duyulan, toplumun yararı için çalışan, toplumun genel ve ortak duygularını dile getiren kişilerdir. Genellikle karizma sahibidirler;çoğu kez kendilerine korkuyla karışık saygı duyulur ve söylediklerine uyulur. 

2. Neden toplumlarda önderlere ihtiyaç var?
Toplumlar geleneklerine bağlı, yapılması gerekenleri her zaman aynı şekilde yapan, değişikliğe ve gelişmeye direnen kişilerle doludur. Yenilik, değişiklik ve gelişme insanların çoğunu rahatsız eder. Bireylerin çoğunluğu her zaman alıştığı biçimde davranmak ister ve yakın çevresindeki insanların giyinişini, konuşma biçimini, her türlü gelenek ve göreneğini aynen benimseyerek ve taklit ederek uygular. Bu şekilde “aynen uygulama” bireye büyük rahatlık verir. Olayların, yaptıklarının ve yapılanların nedenleri ve niçinleri üzerinde düşünmez, sadece uygular. Bu bizim hayvansal ve içgüdüsel yanımızdır. Oysa insan toplulukları bu şekilde gelişemezler; yeni düşünce ve davranış biçimlerine ulaşamazlar.
Gelişemeyen toplumlar gelişmiş toplumların pazarı ve uydusu olmak zorundadırlar. Bu bakımdantoplumların durmadan gelişmeleri; yeni bilgileri, teknolojileri bulup uygulamaları gerekir. İşte bu teknolojilerin ve yeni davranış biçimlerinin bireylere benimsetilme aşamasında önderler gerekli kişilerdir.
Ayrıca toplumların iyi yönetilebilmesi için iyi önderlere ihtiyacı vardır. Kötü önderler toplumları savaşa, durgunluğa, yoksulluğa, geri kalmışlığa mahkum ederler. Zaten doğruyu gösteremeyen, toplumları peşinden sürükleyip mutluluğa ulaştıramayan kişilere önder denemez. 

3. Gelişme ve Önderlik
Toplumlar genel gidişleri bakımından duruk bir yapıya sahiptirler. Dıştan ve içten yeni amaçlar, yeni örnekler benimsenmezse, yıllarca, yüzyıllarca toplumlar aynı düzende ve yapıda kalabilirler. Oysa bilginin giderek artması, yeni teknolojilere yol açacaktır. Eski teknolojileri kullanan toplumlar yeni teknolojileri kullanan toplumların esiri veya uydusu olacaklardır. Yeni teknolojilerin toplumlara benimsetilmesi işi ise geniş ölçüde eğitime dayanır. Önderler özellikle iyi eğitimcidirler. İnsanların psikolojisini, davranış kalıplarını çok iyi bilirler ve onları fazla rahatsız etmeden yeni hedefleri ve davranış biçimlerini gösterebilirler.
Toplumların duruk bir halden, hareketli, değişmeye hazır hale gelmesi bazen kesin dönüşümler, yani devrimler yoluyla olur. Bazen bu değişimler belli bir plan dahilinde evrimleşme yoluyla yapılır. Eğer yapılan değişiklikler, yenileşmeler halkın gerçek isterlerine hitap ediyorsa, o zaman yenilikler kalıcı duruma geçer ki, bu takdirde gerçek bir gelişmeden söz edebiliriz. 

4. Politika ve önderlik
Eğer politikayı, bir ülkeyi yönetme bilimi, sanatı ve uygulaması olarak alacak olursak, politik alanda çok iyi yetişmiş önderlere ihtiyaç olacağı açıktır. Politik önderler halkın içinden yetişmiş halkın sorunlarını çok iyi bilen, bunları çok iyi ifade eden ve sorunlara en iyi çözüm önerilerini getiren kimseler olacağı gibi, daha çok akademik alanlardan yetişmiş ve sorunları bütün akademik boyutlarıyla incelemiş ve bunlara göre çözümler üretmiş akademik kişiler de olabilir.
Politikada uzun yıllar ordudan yetişmiş önderlerin de bulunduğu bir gerçektir. Bunun nedeni, özellikle Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında ordunun bir üniversite görevi görmesi, en iyi yetişmiş elemanların özellikle “Harbiye”gibi bir üniversite nosyonuna sahip kurumlardan gelmesidir. Bu dönemde bir “Darülfünun” henüz memleketin sorunlarına analiz edecek ve yeni çözümler üretecek olgunlukta değildi. Hemen hemen bütün çözüm önerileri ve bunları uygulayacak önderler ordudan çıkmıştır, denilebilir. 

5. Ordu ve Önderlik:
Ordunun yapısında bulunan sıkı bir hiyerarşi, emir komuta zinciri içinde her kademede yeterli, yetenekli önderlerin yetişmesine olanak sağlar. Her komutanın aynı zamanda iyi bir önder olması istenilir. Her kademedeki komutan iyi bir önder olarak, çabuk ve isabetli karar alabilmeli, kararlarının sorumluluğunu taşıyabilmelidir.
Bu bakımdan ordudaki her kademedeki komutanın iyi bir önderlik eğitiminden geçirilmesi arzu edilir. Eğer yöneticilik bir bilimsel hazırlanmayı gerektiriyorsa, ordudaki komutanların da iyi birer yönetici olarak önderlik eğitiminden geçmeye ihtiyaçları vardır.
Bir er komutanına güvenmelidir; onun en iyi kararı vereceğinden emin olmalıdır. Bunun yolu da komutanların her düzeyde sorumluluk taşıyacak şekilde yetiştirilmeleri ve insanları peşinden her zor göreve götürecek güçte olmalarıdır. 

6. Karizma ve önderlik
İyi önderleri diğer yöneticilerden ayıran belki de en önemli özellik bunların herkesi kendilerine hayran bırakan, etkileri altına alan, başkalarının sahip olmadığı gizemli bir güce sahip olmalarıdır. Geniş topluluklar bu insanların peşinden derin bir güvenlik duygusu içinde ve gelecekten çok şeyler umarak giderler. İnsanlar karizmatik önderlere hayranlık duyarlar; onları taklit ederler; onların yanındayken adeta kendilerinden geçerler.
Yöneticilik görevi, amirlik görevi üst makamlar tarafın-dan bazı kişilere meslekteki liyakatlarına veya daha başka ölçütlere göre verilir. Bu kişiler normal yöneticilik görev-lerini üst makamdan aldıkları yetkiyle yapmaya çalışırlar; oysa gerçek önderler güçlerini kendisini destekleyen toplumdan alırlar. Önder üyesi olduğu topluma iyi değerler kazandır-maya çalışır; toplum da onu her bakımdan destekler. Gerçi her toplumda destekleyen ve güçlük çıkaran öğeler bulunabilir ama önderler böyle olumsuz kişileri de çok çabuk kazanmasını bilirler. 

7. Kişilik tipleri ve önderlik
Önderin kişilik yapısı toplumdaki diğer “izleyicilerin” kişilik yapısına benzer mi? Bir önderin baskın özellikleri denince akla gelen özellikler nelerdir? Krech (s.424) önderin özelliklerinden özellikle cesaret, beceri, bilgi, ve kendine güvenin altını çizer. Diğer yanda daha başka özellikler de görmek mümkündür.
İletişim becerileri yüksektir.Hareket için doğru zamanı ve doğru yeri kestirebilir. Ataktır. Zekidir. Dışa dönüktür. Kendine güveni fazladır. Saygı uyandırır. Fikirleri derleyip, toplayıcıdır(İyi bir sentezcidir). Yenilikleri görüp, uygular. Fikirlerini benimsetebilir. İyi konuşur. Doğru ve dürüsttür. Sevecendir. Başkalarına fikir verebilir. Toplumları çabuk etkiler ve peşinden koşturur. İkna edicidir. Hayranlık uyandırır. İyi fikirleri vardır. Hareketleri sonuçlandıracak güce sahiptir. Başka önderlere üstünlük sağlayabilir. Üyesi bulunduğu toplumu başarıya ulaştıracak güçtedir…
Önder, toplumun bir bireyi olduğu halde zamanla o toplumun yenilenme ihtiyaçları sonucunda ve genellikle toplumda bir kriz yaşandığı anda ortaya çıkar; o topluma yeni ufuklar göstererek, toplumu kendisine yararlı olacak yeni çerçevelere ve yeni yapılara doğru götürür.
Stogdill, etkin önderlerin karakter yapılarını inceledikten sonra, “Bir önderde gerekli olan nitelikler, karakter yapısı ve beceriler, geniş ölçüde önderin iş göreceği ortama göre çok değişmektedir, ”demektedir. 

8.Önderlik tipleri
a. Otoriter önder: Önder bütün politikayı saptar ve grup üyelerine ne yapmaları gerektiğini emreder. Bu önderlik tipinde:
1) Bütün politika önder tarafından kararlaştırılır.
2) Amaçlara varmak için gerekli teknikler ve adımlar sırayla önder tarafından dikte ettirilir. Bireyler gelecekte ne olacağını bilmezler.
3) Önder her bireyin görevini ve görev yapacağı arkadaşlarını saptar.
4) Önder övgü ve yergide nesnel nedenler ileri sürmez, etkin grup katılımından kaçınır.
b. Demokratik önderlik: Politikalar grup tartışmaları ve kararlarıyla oluşturulur. Önder kararların alınmasında ve etkileşimin yaratılmasında özendirici rol oynar.
c. Serbest önderlik (laissez-faire): Önder tarafından sürece katılım çok azdır. Bireyler kendi bildikleri gibi hareket ederler.(Johnson, 21) 

9. Önderin işlevleri
a.Yönetici olarak önder: Grubun en üst koordinatörüdür. Ya kendisi gerekli politikaları yaratır yada yaratılan politikaların uygulanmasında bizzat sorumluluk alır.
b.Plancı olarak önder: Önder amaçları ve sürece ilişkin bütün planı kafasında bilir. Diğer üyeler ancak planın her parçasından haberdardırlar.
c. Politika yapımcısı önder: Grubun amaçlarını ortaya koyar.
d. Grubun temsilcisi olarak önder.
e. Örnek adam olarak önder.: Topluma sunulmuş bir modeldir.
f. Grubun simgesidir.
g. Bireysel sorumlulukların temsilcisidir. İnsanlar sorumluluktan kaçmak için bütün yükü önderlerin sırtına yüklerler.
h. İdeolog olarak önder,
i. Günah keçisi olarak önder,
Kızgın topluluklar yapılan her kötülüğün nedenini önderde bulurlar. (Krech, 430) 

10. Önderlik eğitiminin ilkeleri nelerdir?
Önderlik eğitiminin temeli geniş ölçüde “Yönetim Bilimi”nin ilkelerinin kavratılmasından geçer. Bu eğitimin parçası olarak “Duyarlık Eğitimi” “Sorun Çözme” ve “Uygulamalı Yönetim” bu eğitimin parçaları halindedir.
Diğer yandan yerel olarak yetiştirilecek önderlerin sürekli eğitilmeleri gerekir. Önderler her ne kadar atılgan, istekli insanlar da olsalar kendi alanlarında bilmedikleri bir çok şey olabilir. Önderleri eğitmek için yararlanılan yöntemlerden bir bölümü şunlardır:
1. Eğitim seminerleri düzenlemek.:İşin ilkelerini öğretmek.
2. Görüşme yapmak, toplantı düzenlemek ve yönetim üzerine uygulamalı mikro-öğretim yöntemlerini kullanmak.
3. Önderlere sürekli aydınlatıcı broşürler, el kitapları göndermek, sorunlarına yakınlık duymak ve açıklamak.
4. Gerekli kaynaklardan haberdar etmek.
5. Aydınlatıcı kişiler tarafından ziyaret edilmek.
6. Yetiştirmek amacıyla başka önderlerin yanına yardımcı olarak vermek.
7. Tartışmalara ve planlama toplantılarına katılma fırsatı vermek. Böylece, başkalarının yanında serbestçe düşünme ve düşüncesini açıklama tecrübesini kazandırmak.
Sonuç:
Önderler kendisinde toplanan yetki ve sorumlulukları çok iyi bilmeli, üyesi bulunduğu toplumu bu yetki ve sorumluluklarını doğru kullanarak yönetebilmelidir. Aslında önderde bulunan özelliklerin bir çoğu onun izleyicilerinde de vardır. Fakat önderler genellikle önder olmak isteyen kimselerdir. Bunlar kendiliğinden ortaya çıkarlar. Normal izleyiciler arasında üstün zekalı kişiler bulunacağı gibi, Hitler gibi önderlerde ise bir çok hastalıklı özellikler bulabiliyoruz. Ama genelde önder kendisi ve içinde bulunduğu toplum için pozitif özellikler taşıyan ve bu özelliklerinden yararlanarak toplumu istenen boyutlara taşıyan kimselerdir. 


Kaynaklar
Fiedler, F.E. Theory of Leadership Effectiveness , New York:McGraw-Hill B.C., 1967.
Johnson, D.W., F.P.Johnson. Joining Together , Englewood Cliffs, New Jersey:Prentice- Hall, INc., 1975.
Kersh, David., R.S.Crutchfeld, E.L.Ballachey. Individual in society , New York:Mc Graw Hill C.Inc., 1962.
Stogdill, R.M.”Personal Factors Associated with Leadership: A Survey of the Literature, ”Journal of Psychology, Vol.25, P.63.Jan.1948.
Tannenbaum, R., I.R.Weschler, F.Massarik. Leadership and Organization , New York: Mc Graw Hill B.C. , 1961 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..