Onlar da köşe yazarı ama...

Milliyet Blog'da yazmaya başlamamın pek çok sebebi var. Profesyonel bir köşe yazarı olmam benim burada yazmam için bir engel değil. 

Aramızda ilköğretim okulu öğrencisi olan blok yazarlarının da olduğunu görüyorum. Bunun onlar için ne büyük bir fırsat olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Özellikle benim gibi 45 yaş üstünde olan Milliyet Blog yazarları şöyle bir çocukluklarını düşünsünler lütfen. 

Bizim çocukluğumuzda internet yoktu. Günlük ya da blog kavramı elbette vardı ama özel defterlerde dolmakalemle yazılmış “özel yazılar, anılar” olarak bilinir ve saklanırdı. İnternet bir yana çoğumuzun bilgisayarı bile yoktu. 

Çok özenle seçtiğimiz, başkalarının da okumasını istediğimiz yazılarımızı kompozisyon derslerinde öğretmenimizin huzurunda, sınıf arkadaşlarımıza heyecanla okurduk. Yazdıklarımızı binlerce insanla paylaşmak sadece bir hayaldi. Hele ki bu yazılarımızın altına, profesyonel köşe yazarlarının değerlendirme yapıp, yorum yazması mümkün değildi. 

Şimdi ise internet çağındayız ve Milliyet Blog, ilköğretim öğrencilerine böyle bir fırsat sunuyor. Öğrenci yazar adaylarının bu fırsatı iyi değerlendirmesi gerekiyor. 

Bu arada yeni üye olmama rağmen halen ulusal gazetelerde profesyonel köşe yazarı olduğu halde, burada da yazan bazı isimlere rastladım. Bunların başında yaklaşık yarım asırdır gazetecilik yapan, ünlü köşe yazarı ve akademisyen Prof. Dr. Tevfik Dalgıç geliyor. Kendisini saygıyla selamlıyorum. 

Yeniçağ Gazetesi yazarı Anibal Güleroğlu, Dünya Gazetesi yazarı Cem Top, Birgün Gazetesi yazarı Erkut Tekin, Önce Vatan Gazetesi yazarı Sumru Aydın profesyonel köşe yazarı olduğu halde Milliyet Blog sayfalarında yazan isimlerden bazıları. 

Bunun dışında aramızda çok yakın zamana kadar ulusal basında olan, önemli köşe yazarları var. 

Profesörler, doçentler ve diğer pek çok akademisyen, Milliyet Blog sayfalarında yazıyor. 

Demek ki haklı bir sebepleri var ve buradalar. 

Oben Özaydın