- Kategori
- Gündelik Yaşam
Onlar martı değil, leylek...
Üzerinize afiyet eğer uykum varsa yada arada uyandıysam accayip uyku salağı olurum. Genelde ne dediğimi bilmem ve büyük oranda da saçmalama riskim var. Bunlardan biri çok yakın zamanda gerçekleşti.
Konunun tam nasıl başladığını hatırlamıyorum ama başrol oyuncuları leylekler!! Geçenlerde Erim'le aramda şöyle bi konuşma geçti;
- (...)
- "Sen bi de onları sabah ezanında duy, çığlık çığlığa, ortalığı birbirine katıyorlar"
- Kimler?
- Leylekler.
- Nasıl yani?
- Bayağı... Leylekler, sabah çığlık çığlığa. Bak şimdi de bağrışıyolar.
- Kimler?
- Ya leylekler işte (Hala ısrarlıyım:)
- Leylekler?
- E, evet.
Pek kolaylıkla tahmin edebileceğiniz gibi, ben aslında MARTI, demeye çalışıyordum ama devrelerde meydana gelen bi arızadan dolayı Martı oldu Leylek. O günden beridir de evde bi leylek dalgasıdır gidiyor.
Hal böyle olup, zavallı gak guk demekten aciz, ses çıkartmak için sadece gagasını birbirine çarpan Leylekler gündemimizde fazlacana yer tutunca, başka zaman okuyup geçebileceğim bir mailin içeriğinden yola çıkarak konuyu biraz daha irdelemeye karar verdim.
Leylek: i (fars. legleg'den). Uzun gagalı uzun bacaklı, göçebe kuş. ( ilmi adı ciconia)
Kaynak: Meydan Larousse.
Stork: –noun, plural storks, (especially collectively ) stork.
1. any of several wading birds of the family Ciconiidae, having long legs and a long neck and bill.
2. the stork, this bird as the mythical or symbolic deliverer of a new baby: My brother and his wife are expecting the stork in July.
LEYLEK: Rüyada leylek bilgili, nazik, sakin, dengeli, iyi niyetli, hikmet sahibi biri olarak yorumlanır. Uçan bir leylek gören çok güzel haber alır. Rüyasında leylek gören için bu rüya, seyahat demektir. Aynı zamanda leylek görmek, evlilik veya çok iyi arkadaş edinilecek demektir.
Leylek'li Atasözleri
Leyleği Havada Görmek: Çok seyahat etmek.
Leyleğin Ömrü Laklak: Çok konuşup az iş yapmak.
Bebekleri Niye Leylek Getirir?
Bebeği leyleklerin getirdiği hikayesinin kökeni Kuzey Avrupa'ya, İskandinavya'ya kadar gidiyor. Yakın zamanlara kadar doğumlar evlerde yapıldığından, annelerin diğer küçük çocuklarına yeni gelen bebeğin nasıl ortaya çıktığını bir şekilde izah etmeye çalışmaları anlaşılabilir ama leyleğin bu işle ilgisi nedir?
Göçmen kuşlardan olan leylek, yaşam tarzı ile insanların daima ilgisini çekmiş. Kuşlara göre uzun sayılabilecek yetmiş yıllık ömürlerinde, her sene aynı yuvaya dönmeleri, insanlara yakın olarak evlerin bacalarında yuva yapmaları, tek eşli yaşamları, yavrularını yuvada uzun süre itinayla beslemeleri, genç yetişkin leyleklerin ailenin dermansız yaşlı bireyleri ile ilgilenmeleri, onlara yiyecek temin etmeleri ve korumaları insanlarda saygı uyandırmış.
Leylekler sulak yerlerde, bataklıklarda yaşayan kurbağa, yılan, sıçan, salyangoz gibi hayvanlarla beslendiklerinden ayrıca faydalıymış. Uysal yaradılışları nedeniyle de insanlara kolayca alışabilirlermiş. Hatta bazı ülkelerde insanlar uğur getirdiklerine inandıklarından, leylekleri çekmek ve bacaları üstüne yuva yapmalarını kolaylaştırmak için damlarına kazıklar üzerinde tekerlekler koyarlarmış.
Antik Roma devirlerinde insanlar, leyleklerin düşünceli, özverili yaşam tarzlarından o kadar etkilenmişlerdir ki küçüklerin yaşlı büyüklerini gözetmeleri konusunda çıkarılan yasalara 'leyleklerin yasası' adı verilmiştir. Benzer şekilde eski Yunan'da da 'stork' (leylek) ismi 'storge' olarak 'tabiattaki güçlü sevecenlik' anlamında bir deyim olarak kullanılmış.
Sonuç olarak, Anadolu'da güneyden, Arabistan yönünden geldiği için 'hacı leylek' diye nitelendirilen, doğum yapılan evin bacasında oturan bu saygın kuş, yeni doğan bebeğin nasıl geldiğinin çocuklara en şirin şekilde açıklanabilmesi için anneler tarafından aracı olarak seçilmiş.
Kuzey Avrupa'da yüzyıllar boyunca popüler olan bu hikayenin Avrupa'nın diğer yörelerine ve dünyaya yayılması on dokuzuncu yüzyılda Danimarkalı ünlü masal yazan Hans Christian Andersen'in yazdığı masallar sayesinde gerçekleşmiş.
Leyleklerin ses telleri yeterince gelişmemişmiş. (Onlar sabah bizim evin etrafında yaşayanları tanımıyor tabii :) Eşlerini çekmek için gagalarını tıkırdatarak, kanatlarını açıp kaparlar. Yani 'leyleğin ömrü laklakla geçer' ifadesi haksızmış. Meğer Laklak denilen sesler aslında sevgi sözcükleriymiş.
Leyleğin bir diğer ilginç özelliği de deniz üstünden uçmaktan kaçınmasıymış. Sonbaharda Güney Afrika'ya göç eden leylekler Akdeniz'in üstünden geçmez, bir kolu İspanya, Cebelitarık, bir kolu da Boğazlar ve Anadolu üzerinden güneye uçarmış.
Siz de sabah ezanında sesler duyup, öten Martıları Leylek zannederseniz, aklınızda bulunsun