Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '07

 
Kategori
Opera / Bale
 

Operanın Tanrıçası : Maria Callas

Operanın Tanrıçası : Maria Callas
 

Ölümünün üzerinden otuz yıl geçmesine rağmen dünyada opera denilince ilk akla gelen isimdir Maria Callas. Öyle ki opera sanatıyla pek ilgili olmayan insanların bile onun adını en azından duymuşlukları vardır. Maria Callas’ı bu derece popüler hale getiren ve ölümünün ardından dahi popülaritesini korumasını sağlayan birçok etken var: Bunların başında sahip olduğu geniş ses aralığı, sesinin dramatik tınısı ve tiyatral yeteneği geliyor. Sansasyonel olarak adlandırılabilecek yaşamının da bu tanınmışlığa mutlaka ki katkısı var.

Gerçek adı Maria Kalogeropuolos olan Maria Callas; Yunan asıllı Amerikalı bir ailenin kızı olarak 1923 yılında Amerika’da dünyaya geliyor. 13 yaşındayken ailesiyle birlikte ana vatanı Yunanistan'a göç ediyor ve Atina konservatuvarında o dönemin ünlü eğitmenlerinden soprano Elvira de Hidalgo'nun öğrencisi olarak opera eğitimi almaya başlıyor. İlk kez 15 yaşındayken solist olarak opera sahnesine çıkan Callas’ın seslendirdiği ilk rol; Pietro Mascagni’nin Cavalleria Rusticana operasındaki Santuzza rolü oluyor. Fotoğraflarında son derece zarif ve hoş bir hanım olarak gördüğümüz Callas, ilk gençlik yıllarında son derece kilolu bir soprano. Sonradan fazla kilolarından kurtulmak için sıkı bir diyete girerek yaklaşık 60 kilo veriyor ve herkesin hayranlıkla baktığı incecik bir hanım oluveriyor.

İlk evliliğini Giovanni Battista Menegini isimli zengin bir İtalyan işadamıyla yapan Callas, eşininde desteğiyle opera sahnelerinde gerçek bir yıldız olarak parlamaya başlıyor. Herkese nasip olmayacak geniş ses aralığıyla hem soprano hem de mezzo-soprano sesleri için yazılan rolleri büyük bir başarıyla seslendiriyor. Bunu böyle bir cümleyle yazdığıma bakıpta kolay birşey sanmayın; zira benim bildiğim kadarıyla bu Callas dışında hiçbir solistin başarabildiği birşey değil: En tiz kadın sesi olan kolaratur soprano için yazılan Lucia Di Lammermoor rolünü ve mezzo-soprano için yazılmış olan Carmen rolünü aynı başarıyla yorumlanmış olmasına bu eserleri onun ağzından her dinleyişimde şaşkınlıkla ve hayranlıkla bakmaktan kendimi alamıyorum.

Eşinden ayrılıp Yunanlı armatör Aristotle Onasis ile yaşamaya başladıktan sonra kariyerini ihmal eden Callas, Onasis’in kendisini terketmesinden sonra iyice bunalıma giriyor ve bir daha asla o eski parlak günlerine geri dönemiyor. Son dönemleri mutsuzluklarla ve bunalımlarla geçen yaşamı 1977 yılında Paris’de son buluyor.

Yunanistan kültür bakanlığı 2007 yılını ölümünün 30’uncu yılı olmasının da vesilesi ile Maria Callas yılı ilan etmiş. Dolayısıyla bu yıl, onun ölümsüz sesiyle hayat verdiği aryaları hayranlıkla dinlemek ve operanın Tanrıçasını anmak için iyi bir fırsat.

Blog Resim: http://www.netperles.com/images_np/FEMMES-PERLES/callas-07.jpg


 
Toplam blog
: 130
: 5076
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Ege Üniversitesi Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi bölümü mezunuyum. Şu anda Marmara Üniversitesi ..