Orhan Pamuk PBS te!

Orhan Pamuk, PBS kanalından Charlie Rose' a röportaj vermiş.

Charlie Rose' un Larry King edasıyla sorduğu sorularına ustalıkla cevap verdi. Yazarlığından, nasıl yazdığından, politik çıkışlarından, dünya yazarlarından pek çok şeyden bahsetti. Nasıl yazdığını anlatırken , “mania” şeklinde her şeyi yazdığını, örneğin bardağı , nasıl göründüğünü tarif ettiğini, sürekli gördüklerini not aldığını, dünyayı kelimelerle algıladığını da ekliyor. Kitap okuyan dünya insanı için yazdığını incelikle belirtiyor.

Orhan Pamuk' u, ilk çıkan kitapları “Cevdet Bey ve Oğulları” ve “Sessiz Ev” den beri okur, basındaki tüm röportajlarını takip ederim.

Hayretle dinlediğim , Nobel aldığı günlerde kitaplarını okumamış, hatta okuyamamış, yarım bırakmış olduklarını itiraf edenlerin, yazarın bu ödülü politik çıkışlar yaparak aldığını söylemeleri oldu.

Buna karşı argümanım hep, Orhan Pamuk' un her konuda konuşabilecek yetkinlikte uluslar arası bir kimliğe sahip olduğu, ayrıca yaptığı bu tür konuşmaların, yazdığı eserlerin değerini küçültmeyeceği yönünde oldu. Yine hayretle gördüm ki böyle düşünenlerin sayısı çok da fazla değildi. İlginçtir; Nobel ödülü aldıktan sonra artık yazarı okumadığını söyleyenler vardı.

Eserlerinden anladığımız gibi, bir sayfa üzerinde bir gün çalışıyor, aynı sayfayı defalarca kurguluyor , değişiklik yapıyor, beğenmiyor yırtıyor, baştan ve baştan yazıyor, inanılmaz bir disiplin, sabır ve çalışma örneğiyle. Ayrıca bu işi büyük bir mutlulukla yaptığını, müthiş bir haz aldığını da ifade ediyor. Kendisini sevdiğini, biraz megaloman olduğunu, yazarların yüksek egoya sahip insanlar olduklarından bahsediyor, “Öteki Renkler” kitabında.

Orhan Pamuk, yıllar önce kafasına koyduğu Nobel alan yazar olma projesini başarıyla hayata geçirmiş olmanın huzuruyla konuşurken, kızına ve aynı yaşta olan gençlere şunu tavsiye ediyordu; 15' li yaşlardan itibaren, klasik romanlar, önemli Türk ve dünya yazarları okunmalı, kişinin iç dünyası bunlarla zenginleştirilmeli , hafıza taze iken bunlar depolanmalıydı. Kendisi de böyle yapmış, dünya edebiyatını okumuş, sindirmişti. Artık kendisini okumaktan çok yazma işine vermişti, okumanın o kadar da heyecanlandırmadığını itiraf ediyordu.

Her zaman olduğu gibi, yine hayranlıkla izledim Pamuk' u, İngilizce olarak da çok iyi ifade ediyor kendisini. Yakında Salman Rüsdi ile tartışacaklar, PBS kanlında, merakla bekliyorum.

Şimdi Buket Uzuner in yeni başladığım “İstanbullular” ı var elimde. Ona dönüyorum..