Orman yangınları neden söndürülemiyor?

Yaz gelince orman yangınları artık bir gelenek haline geldi.

Bodrum bölgesinde orman yangını ne ilk ne de son yangın… Ve…

Yanan her ormanla birlikte geleceğimiz yanıyor. Yanan her ağaçla birlikte ciğerlerimizde yanıyor bir bir…

Yetkililere göre orman yangınlarının başlıca kaynağı zaten kurumuş olan bitki örtüsünün, pek çok yerde 40 dereceyi aşan sıcaklık etkisiyle alev alması, bir kısmı bilgisizce veya kasten yakılan anızlar, bir kısmı da terör amaçlı çıkartılan yangınlarmış.

Tamam. Yangınların neden çıktığı belli. Peki niçin söndürülemiyor?

Çoğu orman yangını artık yanacak yer bittiği için sönüyor. Neden ilk çıktığı anda daha başlangıçta söndürülemeyip kontrolden çıkıyor?

Elimde Orman Bölge Müdürlüğünün üç ayda bir yayınlanan bir bülteni var.

Bölge Müdürlüğü'nün orman yangınları ile mücadele hazırlıklarına göre; önemli olan ilk anda etkili müdahale yapabilmek… Eğer yangına ilk anda yeterince müdahale edemezseniz rüzgârla kolayca yayılacak ve kontrolü imkânsız hale gelecek.

İlk müdahalenin yapılabilmesi için ise vatandaşlarımızın ve orman köylülerimizin bilinçlendirilmesi gerekiyor.

Bu sebeple Orman Bölge Müdürlüğünce yangına hassas ormana yakın köylerde eğitim seminerleri verilmiş.

İlk anda etkili bir müdahale yapabilmek için çabuk olabilmek, anında haber almak, organize olabilmek, hemen harekete geçebilmek ve ne yapılacağını iyi bilmek gerekiyor.

Bölge Müdürlüğü de zaten bu konular üzerinde hazırlıklarını yoğunlaştırmış.

Her şeye rağmen yinede devlet görevini yapıyor.

Fakat yangın gözetleme kulelerinden yangın uçaklarına, yangın ekiplerinden helikopterlere kadar her şey hazır olduğu halde orman yangınlarıyla mücadelede bir şeyler eksik…

Eksik olan ne biliyor musunuz… Vatandaş! İşte Bodrum yangını bunu gözler önüne serdi… Tepeler cayır cayır duman dumana yanıyor, görevliler dumanlar arasında ölümle burun buruna geliyor ve o dumanın altında beach partilerde çılgınlar gibi eğleniyor insanlar…

Noluyor bize?…

Orada geleceğimiz yanarken, binlerce hayvan telef olurken bu insanlara ne oluyor… Bize ne oluyor? Neden bu kadar duyarsızız?

Bir ağacın bile ne kadar önemli olduğunu neden anlayamıyoruz?…

Neden Ormanımıza, yaşadığımız çevreye sahip çıkmıyoruz?

Kazmayı küreği alıp neden yanan bir ağaca koşmuyoruz?

Geleceğimiz orada kül olurken neyin eğlencesindeyiz?

Bana ne diyoruz öyle mi?….

Benim malım değil yanan, öyleyse neden sahip çıkayım diyoruz öyle mi?

Ve sahilde beach partilerde çılgınlar gibi eğlenmeye, kafelerde oturup çayımızı yanan ormana bakarak içmeye devam ediyoruz.

Yazık…. Bakın arkadaşlar… Bizlerinde yapacağı şeyler var… Elimizden ne gelirse.. Kazma varsa elimizde kazmayla kalem varsa kalemle gidelim yangınların üstüne… Bizler eğer üzerinde yaşadığımız topraklara, "burası benimdir" biçiminde yürekten sahiplenebilirsek orman yangınları da bu kadar etkili olmayacaktır.