Ortadoğulu ve Asyalı göçmenler Avrupa’yı işgale hazırlanırken, Petrol akışı da.. “My god!” (17)

Avrupa’yı yakın gelecekte bekleyen en büyük tehlike: göç ve enerji teminindeki belirsizliklerdir. İlahi adalet bu olsa gerek, bu iki sorunun çözümünde Türkiye anahtar ülkedir.

2016 Temmuz’undaki (örtülü işgal) darbe girişiminin: Cumhurbaşkanı Er-Doğan’ın FaceTime aracılığıyla (sevenlerini) destekçilerini sokaklara çıkmaya çağırması ve halkımızın da bu davete yoğun şekilde uyması yüzünden güdümlü darbenin gerçekleşmediğini biliyoruz.

Peki, Milletimizin bu “popüler teknoloji”ye ulaşmasının hikayesini?

 “..Erdoğan, oldukça popüler olan FaceTime cep telefonunu Türk vatandaşlarına ulaştırması bir tesadüf değildi; Ülke insanı,  dünyadaki güncel teknolojiye düşkün nüfusların önünde gelmektedir…” (1)

“…TechCrunch, 2010 yılında, Türkiye'yi "internetin benimsenmesi ve sosyal paylaşım ağının “bir kusursuz fırtına" ile "yükselen bir başlangıç" pazarı" olarak nitelendirdi. Aynı yıl ComScore'a göre "Facebook'un en büyük üçüncü ülkesi" seçildi…"(2)

“..CIA World Factbook'a göre or.Türkiye; % 93'lük bir cep telefonu aboneliği, % 95'lik bir okuma-yazma oranı ve internet ticareti için gelişmiş bir alt yapıya sahip olarak süreci tamamlıyor. Türklerin (Ülke nüfusunun) yarısından fazlası, 30 yaşın altında - seyahat, elektronik ve perakende sektörlerinde (ilgili ve ülkede)  e-ticaret hızla gelişiyor…

Türkiye Bilişim Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Sayan, yaptığı konuşmada "ülkemiz telekomünikasyon sektörünün (sektöründe) güçlü olmaya devam ettiğini" ve hükümetin "2023 Stratejik Vizyonu" nun uluslararası bir platform olmak olduğunu söyledi. Bilgi ve iletişim teknolojileri merkezi (ICT) ve (amacı) herkese geniş bant erişimi sunmak "dedi." (3)

…

 “Türkiye'de 4,5G hizmeti alan abone sayısı, yılın üçüncü çeyreği itibarıyla 3G’li abone sayısını katlayarak 45 milyon 736 bine çıktı.

…Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'de 74,5 milyon mobil abone’den 45 milyon 736 bin 402'si, 1 Nisan'da kullanılmaya başlanan, yüksek mobil internet hızı ve daha fazla data kapasitesi sunan 4,5G teknolojisini seçti. Türkiye'de Temmuz 2009'da sunulmaya başlanan mesafe farkı olmaksızın görüntülü konuşmaya ve yüksek hızda internet erişimine izin veren 3G’li kullanıcı sayısı, bu yılın üçünce çeyreği itibarıyla 23 milyon 549 bin 215'e geriledi. Geçen yılın aynı döneminde söz konusu hizmetten 63 milyon 66 bin 580 abone yararlanıyordu.

Mobil internet kullanımı

3G ve 4,5G hizmetiyle mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan mobil genişbant abone sayısı 48 milyon 978 bin 66'ya, sadece 4,5G hizmetiyle birlikte mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan mobil genişbant abone sayısı da 29 milyon 301 bin 277'ye yükseldi.

Bu yılın üçüncü çeyreğinde toplam mobil internet kullanım miktarı ise 313 bin 447 terabyte, 4,5G kullanıcılarının toplam mobil internet kullanım miktarı ise 267 bin 742 terabyte olarak gerçekleşti. (4)

…

Genel bir göç olgusunun baskısı altında olan Avrupa Birliği’ne üye hükümetlerin önemli kaygılarından birini de Türkiye’nin olası bir üyeliği durumunda, yaşanacak bir göç dalgasının olumsuz etkileri oluşturuyor

AB ve Türkiye arasındaki zor konulardan birisi de göç. Resmi toplantılarda açıkca söylenmese de, özel sohbetlerde AB görevlileri Türkiye'nin olası bir üyeliği durumunda çok sayıda Türkün Avrupa'ya geleceklerinden korktuklarını ifade etmektedirler. Şu anda halihazırda toplam 3 milyon kadar Türk göçmen Avrupa'da, bunların iki milyonu kadar da Almanya'da yaşamakta. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği istatistiklerine göre 1980'li yılların başından beri Avrupa'ya gelen mülteciler arasında Türk vatandaşlarının sayısı bir hayli kabarık.

Bu mültecilerin çoğunun da siyasi sebeplerden çok ekonomik nedenlerle gittiği açık.

Sorun sadece Türkiye'ye özel değil. Potansiyel göçmenler 1970'lerin ortasından beri resmi göçü kesmeye çalışan Avrupa'ya girmenin yollarını farklı kanallardan aramaya ve bulmaya çalıştılar. Aileleri biraraya getiren programlardan faydalanmak suretiyle, iltica yoluyla veya kaçak işçi olarak çok sayıda yeni göçmen 'kaleleşmeye' çalışan Avrupa'ya vardı. OECD'nin Daimi Göç Biriminin verdiği rakamlara göre birçok Avrupa ülkesine yapılan resmi göçün (iltica başvuruları hariç) yüzde 80 ila 90 arası aile fertlerinin biraraya gelmesinden kaynaklanıyor. Yine Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği istatistiklerine göre Ocak-Eylül 1999 arasında 323,700 mülteci 22 Avrupa ülkesine başvurmuş. Tabii bunların arasında Almanya ve Ingiltere en yüksek sayıda mülteci başvurusu alan ülkeler. Avrupa'daki kaçak işçi sayısının ise 5 ila 6 milyon arasında olduğu söylenmekte. Ancak Avrupa ülkeleri bunların hiçbirisini istemediği gibi, değişik kategorilerle ilgili kendi aralarında birçok tartışma sürmektedir. Fakat açık olan şu ki, tüm artan kontrollara ve sertleşen politikalara rağmen, bu tür göç girdileri devam etmekte ve azalmamakta..
      

…Fakat bu gelişmelere içersinde ortaya çıkan en önemli ikilem, 'kulüb' üyeleri için içerdeki liberalleşmeye karşın 'kulüb' üyesi olmayanlarin karşı karşıya 'kaldığı 'Avrupa Kalesi' (Fortress Europe) mentalitesi. Türkiye de bu ikilemi farklı açılardan yaşayan bir ülke. Bir yandan Türkiye'de Avrupa'yı hedef alan kaçak ve transit göç artmıştır..Öte yandan Türkiye zaten sıkıntılı olan Avrupa iş piyasasını tehdit eden bir ülke olarak görülmüştür. Kimi zaman abartılan fakat bazı rakamlar göze alındığında çok az da olsa bir doğruluk payı taşıyan bu imajın silinmesi ancak AB ile yapılacak göçün sebeplerine yönelik ortak çalışmalar sayesinde yok edilebilinir. Ancak bunun için de günümüzde var olandan çok daha güçlü bağlar gerekli hatta kaçınılmaz.(5)

…

AB'de yasadışı göç korkusu

Son yıllarda Avrupa’ya gelen kaçak göçmenlerin büyük bölümünü Güney ve Doğu Asyalılar, Çinliler ve Hintliler oluşturmaya başladı. Sınırları doğuya doğru genişleyen AB ise yasadışı göçü önlemek için yeni güvenlik önlemleri almaya çalışıyor...

Avrupa ülkelerine göç etmeye çalışan kaçaklar çoğu zaman yakalanıyorlar...

Avrupa Birliği yeni üyelerin katılımıyla sınırlarını doğuya doğru genişletti. AB teknik, lojistik ve parasal olanakları seferber ederek sınırlarını yasadışı göçmenlere karşı korumaya çalışıyor. Aynı zamanda kalkınma yardımları, işbirliği çabaları ve Balkanlar’da olduğu gibi askeri önlemlerle göçü engellemeyi amaçlıyor. Asya’dan Avrupa’ya göçenler için hedef ya da transit geçiş ülkesi ise Almanya. Yasadışı göçmenler, genellikle ”insan kaçakçıları” aracılığıyla bir ülkeden diğerine geçmeye çalışıyor.

Ancak AB sınırlarının çok ötesinde, dünyanın çeşitli bölgelerinde savaşlar sürüp gidiyor. Çeçenistan, Gürcistan, Azerbaycan, Karabağ ve Ermenistan, Avrupa’ya en yakın konumdaki kriz odakları. Daha doğudaki eski Sovyetler Birliği Cumhuriyetleri’nden Orta Asya ülkeleri de şiddet potansiyeli içeriyor. Irak, İran ve Afganistan bu ülkelere çok yakın…

Şebekeler yol gösteriyor

İnsan kaçakçılarının, gerek yasadışı göçe hedef olan ülkelerde gerekse göçmenlerin kaçtığı ülkelerde şebekelere sahip. Bu kişiler genellikle ”öncü göçmen” olarak adlandırılan, yıllar önce yabancı yardım almaksızın başka bir ülkeye yerleşmeyi başaranlar. Çoğu göçtükleri ülkelerde yasal olarak yaşıyor, çalışıyor ve kurdukları şebeke aracılığı ile yakınlarının ya da para karşılığı diğer göçmenlerin bu ülkelere girişini sağlıyor.”(6)

Devam edecek

-Kısmen de olsa “Göç” meselesine açıklık getirdikten sonra şimdi sıra batının asıl korkusu Enerji/Petrol meselesinde Türkiye’nin, Batıya/Avrupa’ya ne ifade ettiği, özellikle de, karşılarında; Oltadan kurtulan! Kontrol edemedikleri/edilemeyen bir Güçlü Türkiye imajı dururken

www.canmehmet.com

Resim: Web ortamından alınış ve düzenleme tarafımızdan yapılmıştır.

Kaynaklar:

(1-2-3) http://hksjmepp.com/turkey-broadband-aspirations/

(4) Kaynak: AA. (Alıntı kaynağı):http://www.teknokulis.com/haberler/mobil/2016/12/21/45gli-abone-sayisi-3glileri-katladi-710409949708

(5)http://www.milliyet.com.tr/ozel/helsinki/gorus/gor08.html

(6)http://www.dw.com/tr/abde-yasad%C4%B1%C5%9F%C4%B1-g%C3%B6%C3%A7-korkusu/a-2525774