Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Eylül '07

 
Kategori
Magazin
 

Oruç, dekolte, Bülent, İsmail falan filan

Oruç, dekolte, Bülent, İsmail falan filan
 

Bir televizyon stüdyosu:

- “Bismillahirarahmanirrahim. Efendiimm, şu mübarek orucumu da açayım artık, sizlerin karşısına geçmişken.”

- “Allah Allah, yav iftar topu atılalı bir buçuk saat oldu. Bülent Hanım yeni mi açıyor orucunu?”

- “Efendim, makyaj yapayım kirpiğimi takayım falan derken orucumu açmaya fırsat bulamadım da”

- “Lan olum, gündüz stüdyoda yiyip içiyordu bu!”

- “Olum, bu ünlülerin orucu böyle, yemek aralarında tutuyor onlar”

- “Yav bir de Bülent Hanımın bayaa bir dekoltesi var, dekolteli oruç tutmak caiz mi acaba?”

- “Dur şindi sonraki programa din alimleri katılacak onlara sorarlar.”

- “Çocuğum, si bemollere basarken biraz daha dikkatli ol, kaymasın gırtlağından. Bak şöyle; Dönüüüülmez aakşamın uufkuuundayııız vaakiiiittt.....”

- “Lan bu ne, deprem mi oluyor?”

- “Yok lan. Bülent hanım şarkı söylüyor!”

- “Yav her seferinde böyle oluyorum ben bir türlü alışamadım daha.”

- “Alış olum alış da iki de bir zıplama yerinden, devirecen kamerayı.”

- “Neyse az kaldı bitiyor program. Bundan sonraki biraz daha sakin geçer.”

- “İnşallah”

***

- “Hocam plajda güneşlenen üstsüzlere bakmak orucu bozar mı?”

- “Efendim şimdi, kişinin niyetine bakmak lazım önce. Her ne kadar bu konuda bir ayet ya da sahih bir hadis yoksa da dinin emirleri günün şartlarına göre yorumlanabilir. Bu zaviyeden baktığımızda, eğer oruçlu kişi topless güneşlenen nisa taifesinin yanından geçerken niyetini bozmamışsa orucu da bozulmaz”

- “Anladım hocam. Bu arada magazin jargonuna da bayaa hakimsiniz maaşallah, hani topless mopless. Sayın seyirciler plajda bir üstsüz kişiye rastladığımızda ne yapıyoruuz? Niyetimizi bozmuyoruuuuz!”

“Efendim, seyircilerimizden mail yoluyla gelen bir soru daha var: Konya’dan bir izleyicimiz diyor ki, ‘ben programlarınızı severek izliyorum ancak son günlerde bir şey dikkatimi çekti; Bülent Hanım Ramazan ayı olmasına rağmen bayaa açık giyiniyor. Mesela ben onun göğüs çatalını taa Konya’dan görebiliyorum. Hani bende bir niyet bozma falan sözkonusu değil ama Bülent Hanımın orucuna zararı yok mu bunun?”

- “Efendim, bildiğiniz gibi Hicri Takvimle Miladi Takvim arasındaki gün sayısı farkı yüzünden Ramazan her yıl on gün öne geliyor. Ee, global ısınmanın da ilave menfi tesiri sebebiyle her yıl biraz daha sıcak havalarda oruç tutmak zorunda kalıyoruz. Bu da bazı hallerde dekolte meselesine yol açabiliyor. Bence oruçluyken dekoltemizi kapatmamız lazım. Kişi çok isterse iftardan sonra birazcık açabilir.”

- “Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz efendim. Sayın seyircilerimiz sakın zap map yapmayın, sırada bomba gibi bir magazin programı var; azz sonra.”

***

- “İsmail Bey, adınız son günlerde “pilav yapmayın pilav” türküsüyle gündeme geldi. Sizi bu türküyü yazmaya iten sebepler neydi, kısaca açıklar mısınız?”

- “Yav kardaşum, piliyisunuz, pilav deyunce pizum Karadenuz’da pirinç pilavu akla gelir. Pilav yiye yiye aha poyle şiştum ben daa. Kurufasulyeyle yeruz; o da yetmez üstune kadayıf koyup yeruz. Ondan sonra ben çıkayrum yüz elli kiloya. Aha puradan tüm aşçulara sesleneyim: Ula insaf edun, pilav yapmayun pilav, tutmaz Kaaradenuz’daaa. Hoydaaa, ha uşak ha!”

- “Sözleri size mi ait türkünün?”

- “Yok bir ozan dostuma ısmarladum. Sozler ona ait. Çok severek okudum ben da”

- “Peki albümünüzde başka hangi parçalar var onlardan da bahseder misiniz biraz?”

- “Tabii, memnuniyetle. İkinci parçamız”:

‘Çin işi Capon işi
bunu yapan iki kişi
biri erkek biri dişi
gerisini sorma daa
tak fişi bitir işi’

- “Üçüncu parçamız”:

‘Eskiden severidim
Şevki diye birini
o duşti hükümetten
başkası aldı yerini’

- "Dorduncü parçamız”:

‘Ogün oyle diyiler
bugün beyle diyiler
peynir ekmek yiyiler
kötulari kakaladuk
bize kaldi iyiler’

- “Beşinci parçamız”:

Adı Melih Gokçek'tir
dedukleri gerçektir
o nankör Ankaralılara
çektir Melih'im çektir

- “Hepsini sayayim mi?”

- “Tabii, lütfen devam edin İsmail Bey”

- “Altıncı parçamız”;

‘On dörtluyu severum
lakin barabelli de iyidur
benim sevduğum yarim
şimdi acep ne yiyidur?’

- “Yedinci parçamız”;

Köprü üstü cam cam
hacdan gelmiş amcam
amca zemzem getirdun mi
yoksa kendin içip bitirdun mi?’

- Sekizinci ve son parçamız;

‘Aha bu tekerlektur
her yanı yuvarlaktur
şu bizum uşaklarun
zekasi ne parlaktur’

- "Nassii, sözler supper değul mi?"

- Valla çok güzel, yani sözlerdeki derinlik başımı döndürdü resmen. Çok teşekkür ederiz efendim. Sayın seyirciler, İsmail Bey’in albümü bütün müzik marketlerde. Kendisine başarılar dileyip kısa bir reklam arası veriyoruz. Sırada birbirinden çarpıcı haberlerimiz var. Sakın bizden ayrılmayın. Zaten nereye gidebilirsiniz ki, nihahahaha!!!

 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..