Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

10 Ocak '13

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı Padişahları ve Hac

Osmanlı Padişahları ve Hac
 

Saray Bahçesi


Bildiğiniz üzere Hac, İslâm’ın beş esasından birisidir. Hem malî ve hem de bedenî bir ibadettir. Hac, kelime olarak, "yönelmek, kast etmek, bir kimseyi ya da bir yeri çokça ziyaret etmek" anlamlarına gelir. 

Erkek olsun, kadın olsun şartlarını taşıyan her Müslüman, ömründe bir defa hac etmek farzdır. Üzerine hac farz olan kimse, bu ibadeti geciktirmeden bir an önce yerine getirmelidir. Üzerine farz olduğu halde bir takım gerekçelerle bu önemli ibadeti yerine getirmeyip ileri yaşlara ertelemek dinen uygun değildir. Bu şekilde hacını erteleyip daha sonra bizzat hac yapamayacak duruma düşen kimse, yerine bedel (vekil) göndermek zorunda kalır.

Bizim sürekli olarak övündüğümüz Ecdadımız Osmanlı Padişahlarının hac görevini yerine getirmedikleri bilinmektedir. Osmanlı'da hacı olmak isteyen padişaha izin verilmediğini Genç Osman'ın hacca gitmek istemesi üzerine, ulemanın  “Vacip değildir!” dediğini söyledi. “Mekke'ye birçok parasal yardım yaptılar, bina yaptırdılar ama kalkıp giden olmadı.”

Osmanlı padişahları neden hacca gitmemişti? Ulemadan neden “Vacip değildir” cevabını almışlardı. Osmanlı padişahlarının hepsi dinî hassasiyete sahipti. Ama buna rağmen hiçbirisi hacca gitmedi. Osmanlı hanedanında, padişahları bir kenara bırakırsak şehzadeler arasında bile Cem Sultan dışında kimse hacca gitmedi. Osmanlı hanedanında hacca gitmek için ilk ciddi girişimin sahibi 2. Beyazıt'tı. Şehzadeliğini geçirdiği ve valisi olduğu Amasya'dan hacca gitmek için yola koyulduğu sırada babası Fatih Sultan Mehmet'in ölüm haberini alan 2. Beyazıt, haberle birlikte bir de mektup almıştı. 

2. Beyazıt'a, “derhal İstanbul'a dönüp tahta geçmesi ve hacca gitmeyi halka ve devlet idaresinde görevi olmayanlara bırakması gerektiği, devlet idaresinin boşluk kaldırmayacağı, aksi halde düşmanın otorite boşluğunu fırsat bilerek Osmanlı Devleti'ne saldırabileceği” yönünde uyarılar içermekteydi.

Padişahlar Hacca gitmeme sebepleri arasında iki sebep öne çıkıyor. Kimileri güvenlik gerekçesini öne sürüyor kimileri de devletin başsız kalması riskini göze alamadıklarını ve cihadı daha fazla önemsediklerini. O dönemde bir insanın hacca gidiş-dönüşü en az 3 ay sürüyordu; dolayısıyla bir padişahın bu kadar uzun süre işin başından uzak kalması anarşiye sebebiyet verebilir, fitne çıkabilirdi. Ayrıca padişahlar sıradan vatandaşlar gibi tek başlarına haccedemezlerdi. Kara ve deniz yolunda uğrayacakları bir saldırıya karşı mutlaka yanlarında bir ordu bulundurmaları, yani hacca savaşa gider gibi tam teşekküllü gitmeleri, gerekiyordu.

II. Bayezid'den itibaren Osmanlı padişahları ve onları etkileyen ulema, bir padişahın devlet başkanlığı görevlerini “şahsî ibadetleri uğruna” aylar boyu terk etmesini caiz görmemişlerdi. Yani bu tutumda şahsî ibadetlerini kamusal hizmetlerinin önüne geçirmeme kaygısı ağır basmış ve bu, zamanla hanedanın erkek üyeleri için tartışılmaz bir gelenek halini almıştı.

II. Osman da, hacca gitmeye niyetlendiğinde en başta kayınpederi Şeyhülislam Esad Efendi kendisine karşı çıkarak, "Padişahlara hac lazım değildir, oturup adl eylemek evlâdır. Caiz ki bir fitne zuhur eyleye" fetvasını vermişti. Osmanlı padişahlarının hac gibi şahsî bir farzı uğruna devlet işlerini aylar boyu ihmal etmesi, dinen caiz görülmemiştir.

Günümüzde kimi kendine Uluslararası din diyalogu temsilcileri diyenlerin de hac görevini yapmadığını biliyoruz;

Peki merak ettim, ediyorum, soruyorum, bir bilen var mı diye? Yukarda açıklanan nedenlerle Osmanlı Padişahlarının hacca gitmemesi caiz midir?

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara