Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Kasım '12

 
Kategori
Mizah
 

Osmanlı Saray Kadınları, ' sıska ' değildi !..

Osmanlı Saray Kadınları, ' sıska  ' değildi !..
 

net'ten..


Bugünlerde habire tartışılıyor... Her kafadan bir ses çıkıyor... Ağzı olan konuşuyor !..

İşi gücü olmayan tuzu kurular, emekliler, şhovmen gazeteciler, kel başa şimşir takkeliler, perçemi düşmüş de keli görünmesin diye şapka takan uyanık gevezeler, beş dakikada alaburus yapan berberler... Veresiye defteri kabarık, 'Kabaramazsın kel Fatmalar.''...

Bir günde, -beş para etmez-beş yazı atıp, üstüne iki elbise diken, iki güveç yemek yapan, yan gelip yatan ;sıkışınca çamura batan; dünyadan habersiz, ülke gerçeklerine şehlâ bakan naylon yazanlar !..

'Dar alanda kısa paslaşmalarla sürekli faul yaparak kendi kafalarını gözlerini yaran uyduruk yazarlar; işsizlik maaşıyla geçinirken boş kaldığında, cami duvarına şey eden yalancı pehlivanlar...Vs..vs...

.....

Hepicüğü konuşuyor !.. Ağızlar torba değil ki bağlayasın !..

' Vay efendüm !.. Muhteşem Yüzyıl Dizisindeki kadınlarımız, haksız yere, balık etinde gösteriliyormuş !.. Haksız yere, şişman ve yağlı gösteriliyormuş... Mış..mış...

Halbuki ecdadımızın, saray  haremlerindeki kadınlar manken gibi, ip-inceymiş... Tatlı dilli, ince belli; kalın dudaklı ; Ancelina jöli gibilermiş !..

Mış...mış...

Hanım göbeği, dilber dudağı, padişah macunu, vezir parmağı, hünkar beğendi, sultan sarması, gerdan yarması, saray burması vs.yedikleri de hep yalanmış !..

Dünya güzeli, Rus, Bulgar, Ermeni,Sırp, Rum, Hırvat, Arnavut, Fransız asıllı ecdât ninelerimiz, tarihi resimlerinde, dizilerde  görüldüğü gibi, 90* 60* 90 ölçülerindeymiş...

Töööbe..Töööbe !..

Bre gevezeler !..d ellendirmeyin adamı !..!.. Siz, ecdadınızı tanımaktan acizsiniz !..

Ecdât Nineleimiz, hareme girer girmez derhal Müselman oldular ve kefereden öğrendikleri tüm 'diyet ' yöntemlerini terkettiler..

Bizim ecdadımız bir oturuşta bir danayı yiyecek güçte; üstüne de bir kazan ayran içecek kudretteydi.

Ecdât ninelerimiz de 2 metre boyunda, 120 kilo ağırlığında, dünya güzeli kadınlardı...

Hepücüğü balık etindeydi ve bastığı yeri titreten ' Osmanlı Kadınlardı !..'

........

Yavuz Selim, dördüncü  ' Gazanız mübarek olsun !..' savaşından dönüp de 4 yıldızlı çadır-kışlada istirahat ederkene, bir yeniçeri çavuşunun 30 litrelik, silme ayran dolu kazanı kafasına dikip bir solukta içtiğini görünce, öfkeyle yanına çağırmış:

Aralarında şu sinirli  diyalog zuhûr eylemüş.

- Bre densiz !. Sen ayran stoğumuzu mu bitireceksin !..

- Estağfurullah padişahım !..

- Ceza olarak benim yanımda, bir 40 litrelik kazan daha içeceksin !..Yoksa kellen vurula !..

Yeniçeri ıkınıp sıkınıp, bir dilekte bulunmuş...

- Emredersiniz Haşmetmaap, içeceğim... Yalnııız.. izin verin bir dakika çadır dışına gidip de geleyim !..

- Olur.. haydi git gel.. Çabuk dön !..( Askerlere emreder ) Siz de getirin 40 litrelik ayran kazanını bakiiiim !.

Az sonra yeniçeri döner.. Ve bir solukta 40 litrelik ayranı içiverir... Padişah çok duygulanır... Hediye etmek içün, kolundaki Nacar saati çıkarıp kahraman yeniçerinin koluna takarkene, bir taraftan da sorar:

- Efferim üleyn!.. Yalnız, merak ettüm... İçmeden önce, ne içün bir dakika dışarı gidip geldin ?..

-Efendüm,size mahçup olur muyum ?.. Olmaz mıyım diyerek bir de dışarda denedim geldim !..  :)))

* * * *

İşte bizim ceddimiz, Altaylardan Çin Hindine at koştururken, aylarca at sırtından inmezler imiş.

Tabi, bu durumda, aylarca sarayda yol bekleyen Ecdâd ninelerimiz ne yapacak ?.. Boş duracak halleri yok !.. O dönemde face book, twitter vardı da kullanmadılar mı ?..3 G'li tilifonları olsaydı, padişahlarınmızla mesajlaşarak, çet' leşerek hasret gidermezler miydi ?..

Ne yapsınlar ?..

Onlar da kendi aralarında bööörekler, çööörekler açarlarmış... Kendi göbeklerine imrenip 'Hanım göbeği ' tatlısını icad eylemişler.... Kırmızı ve etli dudaklarına imrenip 'Dilber Dudağı Baklavasını ' icad eylemişler.

Hünkâr geldiğinde yesin diye 'Hünkar Beğendi ' hazırlamışlar...

Eh bu kadar yedikten sonra, iki metrelik padişah eşlerinin nasıl etli-butlu olduklarını siz düşünün..

Ermeni, Yahudi, Rum, Fransız, İtalyan kökenli, Osmanlı Saray Ressamı olan Paşa'larımızın çizdikleri resimlere bir bakın .. Saray kadınlarının, mükemmel bedene sahip nasıl da balık etinde olduklarını göreceksiniz.

Kim ne derse desin!.. Osmanlı kadınları, kara kuru- kız kuruları  değildi... Maaşallahları var idi !..

Varsın başkaları, biz Osmanlı neyim dimesinler... Osmanlı olmakla da her zaman gurur duyacağız...

Bu böyle biline....

 

Fotoğraf

 

 

Fotoğraf

 

Fotoğraf

 

 

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..