Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '09

 
Kategori
ÖSYS
 

Öss başarısızlığı ve eğitim sistemi

Öss başarısızlığı ve eğitim sistemi
 

Bu yılki üniversite seçme sınavı (ÖSS) sonuçları geçen hafta ÖSYM tarafından açıklandı. Sınava giren örencilerden yaklaşık 30 bininin hesaplanamayacak düzeyde düşük puan alması eğitim sistemimizdeki sorunların ciddi boyutlarda olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Her yıl sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra doğru ve sağlıklı bir tartışma ortamının oluşmaması ve sorunların tespitindeki subjektif yaklaşımlar çözüm yollarını kapatmaktadır. Yapılan en büyük hata ise sadece ÖSS sonuçlarının dikkatte alınıp sınava hazırlık dönemi sayılan ilk ve ortaöğretim aşamalarının üzerinde pek durulmamasıdır. Hâlbuki bireyin eğitimi okul öncesi dönemde başlar, okul dönemi ve üniversiteye hazırlık aşamalarının tümünü kapsayarak devam eder. Sınav sonuçları eğitim sisteminde ciddi sorunlar olduğunu göstermekte ve sorunların doğru bir şekilde tespiti ise çözümü kolaylaştıracaktır.

Sınav sistemi ve sınav sonucunun değerlendirme şekli ise aslında gerçek başarısızlığı görmemizi engellemektedir. Bu yıl sınavın Fen bölümünde yaklaşık 700 bin kişinin sıfır alması ve diğer dallarda da benzer sonuçların elde edilmesi bunun açık bir göstergesidir. Genel olarak sınav değerlendirme şeklini incelediğimizde, sınavda sorulan soruların yaklaşık %20-25 ini yapanların başarılı sayıldıkları görülmektedir. Gerçek başarısızlığın bir şekilde görmezden gelinerek başarılı gösterilmesi eğitim sistemindeki çarpıklığın farkına varmamızı engellemektedir. Bu yüzden de herkesin her seferinde dile getirdiği ancak bir türlü net bir şekilde sorunun tanımlanmadığı eğitim sistemindeki çözümsüzlük devam etmektedir. Birçok konuda olduğu gibi bu olayda da bütünsel bir yaklaşımla sonuç nedenlerinin açık bir şekilde ortaya konulması sorunun tam olarak anlamamızı sağlayacaktır. Çünkü bu sadece bir sınavın sonucu değil aynı zamanda eğitim sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemediğinin açık bir göstergesidir.

İnsanın varoluşundan itibaren başlayan eğitim süreci bireyin toplum içinde yerlerini almaları için gerekli bilgi ve beceri kazanımları yanında kişilik gelişimlerin oluşması için okul içinde ve dışında aldıkları sosyal ve eğitsel öğrenme ile devam eden uzun bir süreci kapsamaktadır. Sağlıklı bir bireyde eğitimin ilk aşaması okul öncesi dönemde başlar aile ve yakın çevresinin çocuğun eğitimde etkin rol oynadığı bu dönem bedensel ve zihinsel gelişim evresi olarak kabul edilir. Bu aşama okula hazırlık aşaması olduğu için de çok önemlidir. Çünkü gelecek öğenim yıllarının temelleri bu hazırlık aşamasında atılır. Bu dönemde çocuğun yetenek ve becerilerin farkına varmak, bunların doğrultusunda geliştirmek, çevrede meydana gelen olaylara karşı uyarmak, sorgulayıcı bilgi edinme becerisini kazandırmak ileriki eğitiminde büyük yararlar sağlayacaktır.

Okul döneminde uygulanan eğitim sistemi, bu sistemde başvurulan metot ve uygulamalar, eğitmenlerin bilgi ve beceri düzeyleri, çevresel koşul ve olanaklar eğitimin kalitesini belirleyen en önemli ölçütlerdir. Okuduğunu anlayan, sorgulayıcı öğrenme becerisi gelişmiş, fizik kurallarının yanında maddenin kimyası ve canlı biyolojisiyle birlikte ekolojik dünya ilişkisini kurma becerisini gösterme eğitimin sağlıklı bir şekilde işlediğini gösterir.

Ülkemizde bölgeler veya sosyal sınıflar arasındaki uçurum ve farklılıkların küçümsenmeyecek düzeyde olması, uygulanan sınav sisteminde bunların dikkatte alınmaması yarışmacı hale getirilen eğitim sistemimizde adaletsiz ve haksız bir rekabete neden olmakta buda geleceğin emanet edildiği gençlerde liyakatin oluşmasını engellemektedir. Eğitim hakkının en az yaşam hakkı kadar evrensel kabul gördüğü günümüzde, ülke koşulları dikkate alınarak geliştirilecek bir sınav sistemi herkesin eşit koşullarda sınava girmesini sağlayacaktır.

Bilindiği üzere temel eğitimde uygulanan klasik sınav sistemi ÖSS'de yerini test sınav formatına bırakmıştır. Temel eğitim formatı öğrencilerde hızlı düşünme becerisinin yeterince gelişmesine uygun bir şekilde olmaması, onların ÖSS gibi zamanla yarışır bir şekilde sınava tabii tutulması başarısızlığın önemli bir başka nedenidir. Çünkü ÖSS sınavı bilgi ölçümünden ziyade zamanla yarışan bir taktik değerlendirme sınavı haline gelmiştir. Ayrıca özellikle uygulamalı bilim alanlarında test sınav sisteminin öğrencilerde yaratıcılığı da körelttiği belirtilmektedir.

Sonuç olarak, bu yılki ÖSS sınav sonuçlarındaki başarısızlık, eğitim sistemindeki uzun yıllardan beri süregelen yanlış politikaların bir sonucu olarak görmek gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı öncülüğünde eğitimde aktif rol oynayan kişi ve kurumlar bu başarısızlığın nedenleri temelden ele alıp incelemelidir. Düzenlenecek yeni bir eğitim reformu ile Milli Eğitim Bakanlığı okullarında özel okul ve dershanelere gerek kalmayacak bir kalitede eğitim verilmesinin sağlanması başarısızlıkları ortadan kaldırıp bütün öğrencilerin eşit koşullarda sınava girmesini sağlayacaktır. Eğitim kurumlarında çalışanların performansa göre özlük hakları iyileştirerek eğitimde kalite ve başarının arttırılmasına bireysel ve kurumsal başarıyı beraberinde getirecektir.

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..