ÖSYM öğrenciye güvenmemekte sınırları aştı

ÖSYM tarafından her yıl yaklaşık 30-35 sınav yapılıyor. Bunların bir kısmı lisans sınavına giriş sınavı, bir kısmı da lisans sonrası sınavları... Altı ayda bir ALES Sınavı var, çeşitli seviyelerde sınavlarda ilköğretim ve lise öğrencileri yanında, bazıları için yüksek lisans veya doktora, bazıları için de akademik personel yolu açısından bir baraj niteliği taşıyor. Her sınav gibi gelip geçiyor ama ardında ciddi izler bırakıyor.

Özellikle AKP İktidarı ile birlikte ciddi bir güven bunalımı yaşayan, kopya skandalı ile sınava girenleri ve aileleri hayal kırıklığına uğratan ÖSYM'nin eski güvenli günlerine geri dönebilmesi uzun  zaman alacak gibi görünüyor.

Kopya çekenleri yakalayabilecek sisteme sahip olan ÖSYM kopya skandalını temizyememiş, bunun üzerine bütün suçu sınava girenlere atarak aklı zorlayan uygulamalara başlamıştır. Öncelikle sınava girenlerin genel özelliklerini bir kez daha tekrarlayalım; üniversite mezunu, yüksek lisans, doktora yapmak isteyen veya akademik personel olmak isteyen kişilere mübah ve müstehak görülen uygulamalardan söz ediyoruz. İsterseniz sınava giren birinin gözüyle bu uygulamalara ve açıklamalara kısaca göz atalım:

1. "Cep telefonu ile sınava girmek kesinlikle yasaktır" ifadesinin anlamı: Sınava telefonla gelmeyin, sınavadan önce herhangi bir şekilde cep telefonu ihtiyacınız olması, hele bir kaza durumu hiç olmasın. Dolayısıyla sınavdan sonra da paşa paşa evnize gidin, ondan sonra telefonla ne yapacaksanız yapabilirsiniz. Çünkü siz potansiyel kopyacısınız!

2.  "Çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf makinesi vb. araçlarla; kol ya da cep saati gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazlarla; silah ve benzeri teçhizatla; müsveddde kağıdı, defter, kitap, sözlük, sözlük işlevi olan elektronik aygıt, hesap cetveli, hesap makinesi, pergel, açıölçer, cetvel vb. araçlarla sınava girmek kesinlikle yasaktır" ifadesinin anlamı: Değil kopya çekmek, kopya çekilmesine neden olabilecek hiç bir silahı içeri sokamazsınız.

Yok canım şaka falan değil, silah ve benzeri teçhizattan söz ediliyor. Muhtemelen silah taşıma ruhsatı olan sivil, polis veya TSK mensubu aklıselim sahibi birileri silahıyla sınava girmeye teşebbüs ettiği veya direkt olarak girdiği için böyle bir yasak konulması kararlaştırılmış gibi gözüküyor. Üniversite mezunu, yüksek lisans veya doktora yapacak veya akademik personel olacak kişilerin avdan gelip de sınava girmeleri böylece engellemiş olacaktır.

Bir başka önemli konu da saat... Elektronik türden, özellikle hesap makinesi özelliği olan saatlerin getirilmemesini anlıyoruz ama süreye karşı yarışılan bir sınavada sürekli olarak duvardaki saate bakmanın zor olduğunu, gözünde gözlük olsa bile duvar saatini görmenin zorluğunu bilmedikleri ortaya çıkıyor. Yasak kapsamında "normal saat" yasak olmamakla birlikte uygulamada hiçbir saate izin verilmediğini, alyans dışında bir takı bile kabul edilmediğini görüyoruz. Neden alyansa izin verdiklerini de anlamıyorum. Madem alyansa izin veriyorsun da neden diğer yüzüklere izin vermiyorsun? Acaba "resmi yüzük" olduğu için mi izin veriyorlar?

3. Araç Anahtarı ise başlıbaşına ayrı bir dert! Araban varsa da, arabanla sınav yerine gelmeyeceksin, çünkü arabanın anahtarı ile kopya çekebilirsin! Ya arabayla gelmeyeceksin, ya bir yakınınla geleceksin, ya da dışarıda tanımadığın birine teslim edeceksin! Açıkçası 50 yaşında birisi olarak yanımda birisiyle sınava girmeyi her şeyden önce yaşıma yakıştıramıyorum.

Bir üniversite mezunundan, yüksek lisans yapacak, doktor olacak, öğretim görevlisi olacak birilerinden bunlar bekleniyorsa Milli Eğitim sisteminin de, YÖK sisteminin de, ÖSYM sisteminin de gözden geçirilmesi gerekir. Eğer bunlar gözden geçirilmiyorsa iktidarın gözden geçirilmesi bir zorunluluktur.