- Kategori
- Deneme
Öteki

Her birimiz, bir diğerimiz için her daim biraz “öteki”. Kimi zaman bizim gibi düşünmeyenler, kimi zaman bizim gibi giyinmeyenler, kimi zaman farklı dinden ve ırktan olanlar... İnsan algıları ne kadar gariptir ki; çok sayıda ortak noktayı görmekte zorlanırken, sadece bir farklılığa takılıp kalıverir. İnsan beyni farklılıkları değil de, ortak noktaları daha kolay fark edebilseydi, sadece “insan olmak” ortak paydası bile birbirimizi olduğumuz gibi kabul etmek için yeterli olabilirdi.
Ötekileştirme konusu o kadar ilginçtir ki, bir özelliğimizle bir yerde “öteki” rolü bize biçilirken, yine aynı özelliğimizle başka bir yerde/zamanda “ötekileştiren” ve "dışlayan" oluveririz. Çoğu zaman ötekileştirilmekten şikayet eder ama fırsatını bulur bulmaz aynı şeyi başkasına yapma konusunda pek tereddüt etmeyiz.
“Ötekileştirme” eğilimimizin bu kadar fazla olmasının sebebi, toplumsal yapının birbirine benzeyen bireyler yetiştirme gayretinde oluşundan mıdır diye sorarım sık sık kendime. Lakin, her birimiz birbirimizden gözle görünür bir şekilde farklı davranırken, her birimiz farklı meslekleri icra edip farklı yaşamlar sürdürürken, toplumsal yapının birbirine benzeyen bireyler yetiştirme gayretinde olduğu nasıl düşünülebilir ki?
Bir parçası olduğumuz toplumdan bir kaç adım geride durarak, kısa bir süreliğine de olsa sistemin dışından içeridekilere baktığımızda; toplumsal yapının bizim birbirimizden hangi ölçüde farklı olmamız gerektiği konusunda bile bizi yönlendirmekten ve bize dolaylı yollardan yaptırımlar uygulamaktan kaçınmadığını farkedebiliriz kolaylıkla. Yalnızca bize kendi sunduğu alternatiflerden birini seçerek diğerlerinden farklı olma şansını veren alıştığımız yapı; kendimiz gibi olup, kendi doğrularımızı yaratıp onları seçmeye kalktığımızda bize "Öteki" der ve bizi işaret parmağı ile göstermeye başlar. Bizi kendi bulundukları konuma göre yargılayıp “Uç noktalarda” yaşamakla itham edenler, bizlerin aslında sistemin tam ortasında olup da; kendilerinin uç noktalarda kaldığı ihtimalini akıllarından bile geçirme zahmetine girmezler çoğu zaman.
Umut DAĞ