Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Otobüs manzaraları

Otobüs manzaraları
 

İstanbul'da yaşayıp da otobüse binmeyen yoktur herhalde. Ben, toplu taşıma araçlarından en çok otobüsleri tercih ediyorum. Çünkü, otobüslerde seyahat etmeyi seviyorum. Otobüsler, farklı kişilikteki birçok insanı birarada görebileceğiniz tek yer olarak geliyor bana. Bakalım bakalım otobüslerde neler yaşanıyormuş neler? İşte, otobüs manzaraları.

Çok Kalabalık Çok

Otobüs deyince aklıma havasız, kalabalık, başka bir insanın soluğunu ensenizde hissetitğiniz bir araç geliyor.Bu tür olumsuzlukları olsa da otobüsler aslında keyifli mekanlar.Tabii, bu araçları keyifli mekanlar haline getirmek biraz da sizin elinizde. Nasıl mı ? Gözlem yaparak , aynı benim yaptığım gibi.

Otobüse bindiğinizde eğer boş koltuklar varsa dikkat edin.Herkes, birisinin yanına oturmak yerine genelde boş bir ikili koltuğa oturmayı tercih eder. İşte, burada insanın özel alanı devreye giriyor. İnsan, birkaç dakikalığına da olsa, birazdan tıkış tıkış olacak otobüste yalnız oturmak istiyor. Daha sonra otobüs dolmaya başlıyor. Eğer elinde poşeti ya da çantası olanlar varsa yanına birini oturtmamak için, hemen eşyasını yan koltuğa koyar. Otobüse binenler ise, o kişinin yanına oturmayı tercih etmez. Belki, ters bir cevap alır ya da tepki görür diye.

Otobüs dolmaya başlayınca kişi, çantasını ya da eşyasını yan koltuktan kaldırmak zorunda kalır ve pişmanlıklar başlar. Eğer bir bayanın yanına bir bayan oturduysa sorun yok. Ancak, bir bayanın yanına bir erkek oturduysa ve bu erkek de bayanın oturduğu bölüme doğru kaymaya başlarsa o bayan sinirlenir.Siniri adeta yüzüne yansır. Durakta otobüs beklerken ya da otobüsün içinde ayaktayken, yanına erkek oturan bir bayanı asık suratlı görürseniz bilin ki o bayan bu yüzden suratını asmıştır.

Rahatsız olan bayan, ses çıkararak, sessiz sessiz söylenerek erkeğe mesaj vermeye çalışır; ama bu erkeğin işine gelmez; kadını daha da rahatsız ederse işte o zaman kıyamet kopar. Buyrun kavgaya.

İlerleyelim Beyler Bayanlar

Otobüstesiniz; otobüsün içi o kadar kalabalıklaştı ki, ayakta duracak yer kalmadı. Bu kez itişmeler başlar.Ancak, gideceğiniz yer uzak, yerinizi korumanız ve kaptırmamanız lazım. İşte , o zaman yer kavgaları başlar. Bazen yerinizi kaybetmemek için, yanınızdakine bir omuz darbesi atarsınız. Sonra da pardon dersiniz kibarlıkla.Ancak, otobüs doldukça doluyor. Durum böyle olunca yerinizi başka birine bırakarak siz de otobüsün her zaman boş olan o arka kısmına doğru ilerlersiniz.

Otobüste herkesin kaşları çatıktır. Kimisi yerini kaptırdığına , kimisi ayakta yolculuk yaptığına ya da oturamadığına sinirlenir.Ama en zorlu mücadele boş bir koltuğu sahiplenmek için çıkar. Bir koltuk boşaldığında kimin o koltuğa oturacağı merak konusudur. Her koltuğun başında üç kişi dikildiği için, üçü de koltuğun boşalacağı anı kollar. Eğer koltuğun yakınlarında bir bayan dikiliyorsa, erkeklerin bazıları centilmenlik yaparak, yerini o bayana verir.Eğer koltuk başında bekleyen bir yaşlı kadın, bir genç kız ve bir erkek varsa, bu durumda yaşlı bayan atak davranır ve bir de bakmışsınız teyze koltuğa oturmuş bile.

Bir de koltuklar boşalsa bile, oturmak istemeyen entel tipler vardır otobüslerde. Bu kişilerin oturmakla ilgili ya bir problemleri vardır ya da centilmenliğini göstererek, " Benim oturmaya ihtiyacım yok. İsteyen varsa otursun. Ben ayakta olmaktan memnunum." mesajını verir.

Akbili Olan Var mı?

Otobüse bindiniz. Ama o da ne. Akbiliniz yok, yanınızda bliet de yok ve bindiğiniz otobüs de belediye otobüsü.Bu kez " Akbili olan var mı? " diye sormaktan başka bir çareniz kalmaz. Ve bağırırsınız " Akbili olan var mıııı ?" Bir kişi de çıkıp " Evet var; buyrun kullanabilirsiniz " demez. İkinci kez sorarsınız; bu kez birkaç kişi cevap verir ama ; cevaplar ya "Bana yetecek kadar var", ya da "Yok ne yazık ki " şeklindeki olumsuz cevaplardır. Şansınızı bir kez daha denersiniz ancak yine ses çıkmaz ; bu kez ilk durakta inip bilet almak zorunda kalırsınız.

* Akbil: İstanbul'da kullanılan bir tür bilet.

Müsait Bir Yerde İnecek Var!

Neyse maceralı bir otobüs yolculuğu da bitmek üzere. Durağa çok az kaldı. İneceksiniz; ama ne mümkün. Otobüsten inmek için, ön kapıya mı yürüseniz arka kapıya mı? Diyelim ön kapıdan inme hamlesinde bulundunuz; önce şoförden bir temiz fırça yersiniz . "Kardeşim arka kapı yok mu ?Arkaya ilerleyin !" sonra da tam inmek üzereyken, vazgeçip arka kapıya gidersiniz.

Ancak arka kapıya ilerlemek öyle her yiğidin harcı değildir. Önce anlamsızca, koridorun ortasında duranları geçmeniz lazım. Onları geçtiniz diyelim bu kez de, kapının önünde birikenlerle boğuşarak, merdivenlere inersiniz.Bir bakmışsınız yaka paça dağılmış. Nihayet kapıya geldiniz; kapılar açıldı ; indiniz. Sizden mutlusu yok o an. Kalabalık, havasız, rahatsız bir mekandan kurtuldunuz.Temiz hava, özgürlük, rahatlık dışarıda sizi bekliyor. Ancak, İstanbul'da bir otobüsle eve gitmek ne mümkün. Sırada ikinci otobüs yolculuğu var.İşte bir maceralı yolculuk daha.:((İyi yolculuklar.:))

 
Toplam blog
: 14
: 6889
Kayıt tarihi
: 23.06.06
 
 

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden mezun oldu. Lisans eğitimi sırasında çalı..