- Kategori
- Tarih
Otto Liman Von Sanders Kimdir?
Atatürk ve Otto Liman Von Sanders birlikte...
Kanal D için hazırlanan ve yeni yayın döneminde ekranlarda olacak Selanik 1920 Destanı dizisi son sürat hazırlıklarına devam ediyor. Kanal D dizisi olarak Selanik ve İstanbul setlerinde sezona hazırlanan Selanik 1920 Destanı yıldız yağmuruna devam ediyor.
TM Production ve Y Production’un hiçbir masraftan kaçınmadıkları proje uluslar arası ses getirecek nitelikte ve titizlikte hazırlanıyor. Hugh Jackman Selanik 1920 dizisinde oynamayı kabul etti. 23/4/2018 tarihinde Selanik setinde çekimleri yapılan aktör Otto Liman Von Sanders olacak. Peki ünlü aktörün canlandıracağı Otto Liman Von Sander Kimdir bu yazıyı meraklısı için derledim.
İyi okumalar!
Otto Liman Von Sanders Kim?17 Şubat I855’te Stolp’da (bugün Polonya’da Slupsk) doğdu. Liman Von Sanders son dönem Osmanlı ordusunda görev alan yabancı subaylardan ismi en fazla duyulmuş olanlar arasındadır. Otto Liman von Sanders, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Ordusu'nda önemli cephelerde görev yapmıştır. Otto Liman Von Sanders, 17 Şubat 1855 tarihinde, Prusya'nın Pomerania bölgesindeki Slupsk'de dünyaya geldi. Babası Prusyalı Yahudi bir asilzade ve mülk zengini bir aristokrattı. Genç yaşta orduya yazılan Sanders, 1874 yılında, Essen Muhafız Birliği'nde subay olarak göreve başladı.
1911 ‘de generalliğe yükseldi. I.Dünya Savaşı yaklaşırken, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri liderleri ateş hattında sağ kalabilmenin çarelerini arıyorlardı. Ordunun ıslahı düşünülüyordu. 14 Aralık 1913'de Alman Ordusu'nun Osmanlı birliklerine eğitim ve lojistik hizmet vermek üzere oluşturduğu komisyona başkan olarak atandı ve İstanbul’a geldi. Kolordu Komutanlığı'na getirildi.
Özellikle Sultan II. Mahmud döneminde oldukça fazla ağırlık verilen askeri ıslahat çalışmalarının, aradan 75 yıl geçmesine rağmen istenilen başarıya ulaşamamasının nedeni, Alman teknik ve eğitim desteğinin yetersiz kalmasından ziyade, Türklerin, Doğu medeniyetlerine özgü alışkanlıklarını, Batının katı askeri metotlarına uyduramamasıydı.
Osmanlı şehzadeleri ve yüksek asilzade sınıfının oluşturduğu yönetim kademeleri ve bunlar arasındaki koordinasyonsuzluk büyük bir problemdi. Bunun yanı sıra, saraydaki iç çekişmeler, yolsuzluklar ve kötüye kullanılan görevler de büyük bir sorun teşkil ediyordu. Bu durumda, Alman danışmanların, ordunun altyapısını iyileştirmeye, ıslah etmeye yönelik çalışmaları etkisiz kalıyordu. Hizmet sektöründe ihtiyaç duyulan nakliye ve iletişim de, altyapı eksikliğinden dolayı, o yıllarda oldukça yetersizdi.
1914 yılının Temmuz ayında, askeri ve ekonomik yetersizliklerinden dolayı farklı arayışlar içinde olan imparatorlukta, Enver Paşa, Almanya ile ittifak kurmak ve birlikte hareket etmek yönünde bir öneride bulundu. Ama Von Sanders ile istişare eden İstanbul Almanya büyükelçisi Hans von Wangenheim, paşanın bu önerisini uygun görmeyerek geri çevirdi. Çünkü Osmanlı ordusu bir süredir devam eden iç ayaklanmalar nedeniyle oldukça güçsüz kalmıştı. Teçhizatlar büyük bir savaşa girmek için yetersizdi ve imparatorluğun ciddi finansman sorunları vardı.
Bunun yanı sıra, sarayın devlet yönetimindeki hakimiyetinin gün geçtikçe kaybolduğu gözleniyordu. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, 1 Ağustos 1914 tarihinde, Almanya ile Osmanlı İmparatorluğu gizli bir ittifak anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaya göre, imparatorluk ordularının askeri kararları ve operasyonları üzerinde belirleyici güç Almanya olacaktı. İki ay boyunca, İtilaf Devletleri ile sıcak savaştan kaçınan Osmanlı kuvvetleri, gerginliğin tırmanması üzerine ülke çapında cepheler açmak zorunda kaldı.
Bu sayede Enver Paşa, doğuda Kars'ı işgal eden Rus ordusunu bertaraf etmek için hazırladığı planı Von Sanders'e sunma fırsatını yakaladı. Otto Liman Von Sanders, her ne kadar Enver Paşa’yı bu plandan vazgeçirmeye çalıştıysa da, Osmanlı İmparatorluğu'nun, I. Dünya Savaşı boyunca uğrayacağı en büyük ve acı bozgun olan Sarıkamış Muharebesi, Enver Paşa'nın kişisel kararıyla başlatıldı. Bunun yanı sıra, güney cephesinde, Cemal Paşa'nın emriyle Süveyş Kanalı'na saldırıldı. Burada da ağır kayıplar veren Osmanlı Ordusu büyük bir bozgun yaşadı.
Enver Paşa aldığı ağır yenilginin ardından İstanbul'a dönerek, başkent civarındaki orduların komutasını aldı. 18 Mart 1915 tarihinde, son teknolojik teçhizatlarla donatılmış, İngiliz ve Fransız donanmaları Boğaz'a girerek, Çanakkale, Dardanel tabyalarını bombalamaya başlayınca, 5.Ordunun komutasını Liman Von Sanders'e devretmek zorunda kaldı. Böylece, Osmanlı İmparatorluğu'nun savunması, tamamiyle Alman generallere geçmiş oldu.
Bu atanma ile Çanakkale’deki tüm idari yetkiyi eline alan Von Sanders, düşmanın çıkarma yapacağı noktaları tahminde yanıldı ve yaklaşık dokuz ay süren bu savaşlarda komutanlık görevini sürdürdü.
İngiliz ve Fransız amiraller, İstanbul'a ulaşmak amacıyla, boğazlardaki kilit geçiş noktalarını ele geçirmek için saldırmak yerine, süvari bölüklerini kullanarak Gelibolu yarımadasını kuşatmak ve böylece donanma zırhlılarını Marmara Denizi'nden rahatça geçirebilmek için bir kara harekatı düzenlemeyi uygun gördü.
25 Nisan 1915 tarihinde İngilizler Seddülbahir Çıkarması'nı gerçekleştirdi. Sanders'in en iyi kararı, Mustafa Kemal'i 19. Tümenin komutasına geçirmek olmuştu. Özellikle Seddülbahir çıkarmasında oldukça önemli bir rol oynayan Mustafa Kemal'in tümeni, İtilaf güçlerine ağır kayıplar verdirdi. Böylece Osmanlı'ya zaman kazandırmış oldu. Anzakların gerçekleştirdiği saldırılara karşı mükemmel bir savunma hattı oluşturan Mustafa Kemal'in bölüğü, düşman süvarilerinin bayırın aşağısına kadar geri çekilmelerini sağladı. Sert çarpışmaların ardından, bölgedeki kontrolü elden bırakmayarak, İtilaf kuvvetlerinin burada, savaşın bitimine kadar etkili saldırılarda bulunmasını engelledi.
Kasım 1915’de, düşman kuvvetleri bölgeyi boşaltma kararı aldı. Bu 5 aylık süreç boyunca Sanders, savunma üzerine kurulu muharebe planı doğrultusunda, irili ufaklı birçok saldırıyı geri püskürttü. Çanakkale'de istediği sonucu elde edemeyen İngiliz kuvvetleri, Arıburnu tarafından Türk kuvvetlerini kuşatmak amacıyla, Suğla (Anafartalar) körfezine çıkarma yapmaya karar verdi. Böylece, Anafartalar Muharebesi başladı. Von Sanders için bu, beklenmeyen bir saldırı olsa da, yine iyi kararlarından birini vererek, Mustafa Kemal'in 19.Tümenini o bölgeye kaydırdı. Savaşın gidişatını değiştiren Conkbayırı Savunması tarihe geçti ve Mustafa Kemal, Anafartalar Grubu Komutanlığı'na atandı.
Sonuç olarak, İngiliz Tümenleri bölgeyi boşaltmak ve geri çekilmek zorunda bırakıldı. Bu muharebe, hem Osmanlı'nın genel savaş içindeki konumunu güçlendirdi; hem de Von Sanders'e büyük bir itibar kazandırdı. Önceki dönemlerde, Almanya'nın Osmanlı üzerindeki askeri misyonuna başkanlık etmiş olan Von Der Goltz, 1915 yılının başlarında, Padişah V. Mehmet'e askeri yaverlik yapmak üzere İstanbul'a geldi.
Ama Von Der Goltz savaşın o güne kadar ki komutasını elinde bulunduran Enver Paşa, Cemal Paşa ve Talat Paşa üçlüsünü sevmediği gibi, Von Sanders ile de uyum sağlayamadı. Von der Goltz Paşa öncelikle, İngilizlere karşı birtakım saldırı planları üzerinde dursa da, tüm bu çabalar, Gelibolu, Kafkasya ve Mezopotamya cephelerindeki İtilaf kuvvetleri saldırıları karşısında etkili olamadı. Bununla birlikte Goltz, Ekim 1915'de Enver Paşa tarafından, Mezopotamya'ya İngilizlerle yapılan çarpışmalara komuta etmesi için gönderildi. 8 ay sonra burada hayatını kaybetmesiyle birlikte Von Sanders, Osmanlı'nın önde gelen komutanlarından biri haline geldi.
1917-1918 yıllarında bu kez Filistin Cephesi’nde IV.- VII. ve VIII. ordulardan oluşan Yıldırım Orduları Grubu komutanlığına Liman Von Sanders getirildi. Von Sanders, 1918 yılında, İngiliz General Allenby tarafından bozguna uğratılmış olan Alman General Erich von Falkenhayn'dan görevini devralarak, Filistin'deki Osmanlı Yıldırım Orduları'nın komutanlığına getirildi. Burada Osmanlı kuvvetlerinin oldukça güçsüz bir duruma düşmesini engelledi. Komutasındaki tümenler herhangi bir saldırı yapacak güce ve yeterli teçhizata sahip olmadığı gibi, tek yapabileceği İngilizlerden gelebilecek bir saldırı halinde savunmada kalmaktı. Eylül 1918’de Filistin Cephesi yarılınca kuvvetlerini Halep’e kadar çekti. İngilizlerin casusluk faaliyetleri sonucu, verdikleri büyük zayiatı, istihbarat tedbirleri aldırarak önledi. Casusluk faaliyetlerini padişaha rapor etti. Bu sırada, Osmanlı'ya son darbeyi vuran İngiliz saldırısı, Megiddo Muharebesi'yle geldi. Bir haftalık sert bir çarpışmadan sonra, general İngilizler tarafından esir alınmaktan son anda kurtuldu.
Bundan sonra Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’nı Mustafa Kemal yürüttü. Mondros Mütarekesi’nden sonra bir süre İstanbul’da gözaltında tutuldu. Alman askerlerinin geri gönderilmesi çalışmalarını üstlendi ve daha sonra kendisi de Almanya’ya döndü. Son yıllarını anılarını yazarak geçirdi Von Sanders, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından (30 Ekim 1918) hemen sonra Türkiye'den ayrıldı.
1919 yılının Şubat ayında Malta'ya sürgüne gönderilen Von Sanders, savaş suçlusu olarak yargılandıysa da, 6 ay sonra serbest bırakıldı. Aynı yıl, Alman ordusu tarafından emekli edildi.
Von Sanders'in Türkiye ile ilgili iki eseri vardır, Malta’da savaş suçlusu olarak bulunduğu süre içinde yazdığı "Türkiye'de Beş Sene" ve "Milleti Müselleha" adlı eserlerdir. Bu eserler 1927 yılında, I. Dünya Savaşı boyunca yaşadıklarını, geçmiş deneyimlerini ve Malta'da geçirdiği esaret günlerini anlattığı "Türkiye'de Beş Sene" adlı anı kitabını yayımladı. Otto Liman Von Sanders, 22 Ağustos 1929 tarihinde, Münih'te hayatını kaybetti.
Kitaplarından Alıntı:
I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye'de görev yapan bu general, 1919'da kaleme aldığı hatıralarında Çanakkale Cephesi hakkında mühim bilgiler veriyor.
Emirler tam olarak uygulansaydı, Almanya ve Avusturya daha 1915 ilkbaharında savaşa Türkiye'siz devam etmek zorunda kalacaklardı!
Von Sanders ilk eleştirisini yönetim kadrosunda alınan yanlış kararlar etrafında yapıyor. Karargahın verdiği emirleri bir felaket olarak yorumlayan Von Sanders , boğazdaki savunma hatlarını zayıflatacak hareketleri uygun bulmadığını ve bunu bizzat Enver Paşa'ya bildirdiğini belirtiyor. Kendisi olumsuz cevap alınca aynı şikayeti Alman yetkililere ilettiğini ve ondan sonra hatalı gördüğü bu kararların hiçbir zaman uygulanmadığını söylüyor.
Limon Von Sanders: ''Düşman filosunun boğaza en büyük saldırısı 18 Mart günü yapıldı.''
Bu saldırıya 16 büyük savaş gemisi katılmıştı. Bunlar ilk sıra halinde boğaza girmişler ve müstahkem mevki tabyalarını sabah saat 10.30'dan başlayarak akşamın 7'sine kadar bombardıman etmişlerdi. Büyük cephane harcamasına rağmen düşman filosunun elde ettiği zafer hiçbir şey değildi. Çok zayiat verdiremediler.
''Şehit sayısı 200'ü geçmiyordu. Buna karşı düşman zayiatı ciddi ve ağırdı.''
Bouvet, Irresistible, Ocean zırhlıları batırılmış, pek çok da savaş gemisi yaralanmıştı. Kurtarma çalışmalarına katılan pek çok savaş gemisi de batırılmıştı. Özellikle Hamidiye Tabyasının atışları çok etkili olmuştu. Düşman filosu geri çekilmek ve bu girişimden vazgeçmek zorunda kaldı.
''18 Mart, Çanakkale Müstahkem Mevki ve Boğaz Komutanlığı için bir onur günüdür ve öyle kalacaktır!''
Denizden zorlamayla İstanbul'a varılamayacağı İtilaf devletlerince artık anlaşılmıştı. Fakat bence, bu derece değerli bir plan da kaldırılıp rafa koyulamazdı. Bu durum ne İngilizlerin enerjilerine, ne de her tarafta gösterdikleri çalışmalarına uygun düşerdi. Onların büyük bir çıkarma hareketine daha girişmelerini beklemek gerekirdi.
Liman Von Sanders hatıralarında yanılmıyordu. İtilaf devletlerinin Çanakkale'yi geçemeyen zırhlıları kısa süre sonra binlerce askerle geri gelecekler ve kara taarruzuna başlayacaklardı.
24 Mart'ta Çanakkale'de 5. Ordu'nun teşkil edilmesi ve kumandasının da Liman Von Sanders'e verilmesi kararlaştırıldı. Bundan sonra Çanakkale'de en kanlı muharebeler yaşanacaktır. Gerek askerî teçhizat gerekse iaşe açısından yetersiz olmasına rağmen Türk tarafı, kararlılık, cesaret, doğru stratejiler ve kahramanca mücadeleler sayesinde bu harpten zaferle ayrılacaktı.
Liman Von Sanders’in Atatürk ile ilgili düşünceleri:
Liman Von Sanders'in kaleminden: ''Anafarta çevresinde toplanan bütün birliklerin komutasını Albay Mustafa Kemal Bey'e verdim.''
İlk askerî başarısını Trablusgarb'ta gösteren Mustafa Kemal, sorumluluk ve görevden zevk duyan bir komutan özelliği taşıyordu. Daha 25 Nisan sabahı 19. Tümenle ve hiçbir yerden emir almaksızın kendiliğinden çatışmaya katılarak düşmanı kıyıya püskürtmüş ve bundan sonra üç ay süreyle kırılmaz bir güçle sürekli düşman saldırılarına karşı koymuştu. Ona tam anlamıyla güvenilebilirdi.
Otto Liman Von Sanders’in Yüzüne Kapanan Telefon
Mustafa Kemal Arıburnu Kumandanıdır. İngilizler Anafartalar’a çıkartma yapmışlardı. Vaziyet buhranlı ve çok tehlikeliydi. Mustafa Kemal, Başkumandan vekili Enver Paşa’ya doğrudan doğruya başvurmak zorunda kalıyordu. Fakat kendisini tatmin eden cevap alamıyordu. O sırada karargahı Yalova’da bulunan Liman Von Sanders Paşa telefonla Mustafa Kemal’i arıyor. Konuşmaya şahitlik yapan Erkan-ı Harbiye Reisi Kazım Bey’dir.
Liman Von Sanders’in sorduğu soru şudur:
-“Vaziyeti nasıl görüyorsunuz, nasıl bir önlem düşünüyorsunuz?”
-“Vaziyeti nasıl gördüğünüzü çoktan size ulaştırmıştım. Önleme gelince; bu dakikaya kadar çok uygun tedbirler vardı. Fakat bu dakikada sonra bir tek tedbir kalmıştır.”
Liman Von Sanders Paşa soruyor:
-“O tedbir nedir?”
Cevap kesindir:
-“Bütün kumanda ettiğiniz kuvvetleri emrime veriniz. Tedbir budur.”
Cevap, alay edicidir:
-“Çok gelmez mi?”
Atatürk:
-“Az gelir” der ve telefonu Liman Von Sanders’in yüzüne kapatır
Pek kısa bir zaman sonra olaylar, Liman Von Sanders Paşa’yı kumanda ettiği kuvvetleri Yarbay Mustafa Kemal’in emri altında vermeye mecbur etmiştir. Bu anıdan da anlaşılacağı gibi Atatürk ve Liman Von Sanders pek de anlaşamazlarmış. Bunun gibi pek çok olay sonunda hep galip gelen Atatürk olmuştur.
Atatürk ne kadar atik ve cesaretliyse Liman Von Sanders o kadar pesimist bir karaktere sahipti.
Kaynak:
Muzaffer Erendil, İlginç Olaylar ve Anektodlarla Atatürk, Ankara 1988, s. 162
Atatürk ve Unutulmaz Anıları, Ahmet Gürel, Bülent Türker, Nisan 2009
Selanik 1920 Destanı dizisi tarihi anlatmaya geliyor. Kenar süsü yapmadan, gerçeklere ışık tutarak, canı gönülden bu vatanın tozlu tarih sayfalarından ekranlara yansıyışı olacaktır. Bu zorlu iş ve görevde yolları açık ve şanslı olsun.
Hayatta yolunuzun açık ve şanslı olması dileği ile…