Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Aralık '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

Otuz beş yakışıksız ölüm

Otuz beş yakışıksız ölüm
 

ULUDERE'de meydana gelen hava saldırısını protesto etmek için toplanan gençler (Alıntıdır)


Üç gün önce Uludere’nin Türkiye ile Irak sınır bölgesinde otuzbeş (35) kaçakçının ‘terörist sanılarak’ havadan vurulması bütün yurtta üzüntüye yol açmış bulunuyor. Başta Sayın Başbakan olmaz üzere bütün yetkililer kendilerine gelen bilgiler doğrultusunda üzgün de olsalar, açıklamalarında haklı görünüyorlar. Ne ki kendi gücünü yöre halkına kabul ettirmiş olan terör örgütü ile kimi siyasi uzantıları ile kimi kalemşorları; her olayda olduğu gibi yaşanmaması gereken bu acı ölümleri de siyasi istismar konusu yapmış bulunuyor. Suçu ‘silahlı terör örgütünün yayılmasında’ bulan yok!

Gerçekte ne dersek diyelim şöyle ya da böyle ansızın giden canları hiç bir açıklama getiremez. Her YAKIŞIKSIZ ÖLÜMDE kim bilir nice ihmaller zinciri vardır. Geçim uğruna yollara düşen OTUZ BEŞ YURTTAŞIMIZIN havadan vurulması da İHMAL adlı sarmaldan başka bir şey değildir. Kaçakçıların terör örgütüne yardım ve yataklık yaptıkları ya da böyle bir işbirliğine gidebilecekleri düşünülse bile söz konusu kalabalık sabırla izlense idi bu acı olay meydana gelmezdi. Bir kalabalık görülür görülmez de vurulmaz ki! En az seksen (80) yıldan bu yana yörede kaçakçılık yapıldığını kim bilmiyor? Bana göre ‘bile bie lâdes’ türünden çok acı bir olay yaşanmıştır.

Bu kalabalığı izlemek, sıkıştırmak gibi tedbirler dururken neden birden bire vuruluyorlar, bunu kim ya da kimler açıklayabilir? Anlaşılan o yörede adına 'istihbarat' denilen 'bilgi toplama' işi bitmiş! Müsebbiplerin sorgulanması gerekiyor tez elden. Ansızın aramızdan ayrılan OTUZ BEŞ YURTTAŞIMIZ devletin ihmali ve adına 'terörler mücadele' yakıştırması yapılan kimi anlık kararlar uğruna ŞEHİT düşmüşlerdir! ALLAH (c.c.) bütün şehit yakınları gibi onların yakınlarına da sabırlar verir inşallah... Nur içinde yatsınlar.

Başbakan: Üzüntü verici bir netice

Sayın Erdoğan'ın açıkladığına göre terör örgütü 'hareket halinde olduğu' için 'talihsiz bir netice, üzüntü verici bir netice' ortaya çıkmıştır. '... ki bu bölge tamamıyle terör örgütünün daima hareket halinde olduğu, sürekli olarak bulunduğu, kamplarını değişken olarak kurduğu bir bölge... Sinat-Haftanin denilen bölge...Bu bölgede yapılan bu uçuş yine istihbarat örgütlerimizin yaklaşık 10 gün kadar önce verdiği bilgi üzerine yapılan bir uçuş. Bu uçuş neticesinde de bu görüntüleri güvenlik güçlerimize geçen insansız hava araçlarının hemen ardından buraya malum 2 F-16 uçağımızın kalkması ve bu görüntülerin olduğu bölgeyi de bu F-16 uçaklarımız vurmuştur.'

Ansızın vurulanlar kimlerdir? Bu konuyu da Sayın Başbakan'dan dinleyelim: Tabii insansız hava araçlarının bu tespitleri birebir 'bunlar şudur' şeklinde değerlendirilmesi mümkün değil ve sadece orada alınan görüntülerdir. Bu görüntülerde de öyle bir 40 kişilik gruptur. Daha sonra yapılan tespitlerde bunların sigara, mazot vesaire gibi bu tür kaçakçılıkları yapan bir grup olduğu ortaya çıkıyor. Fakat bu ana kadar benim edindiğim bilgiler, arkadaşlarımdan aldığım bilgiler, yani bu tür kaçakçılıkta 3-5, bilemediniz 10 kişilik gruplar... Ama tabii kullandıkları yük taşıyıcılar, açık söylüyorum, katırlar sayısal olarak çok daha fazla olurmuş. Burada (40) kişilik bir grubun olması daha önce gerek Gediktepe, gerek Hantepe'deki, oradaki alınan talihsiz neticelerde de biliyorsunuz silahlar bu tür hayvanlarla taşınmıştı ve 'niçin bunlara müdahale edilmedi' diye o zaman da yine yazılı ve görsel medya, herkes bu tür eleştirileri yapmıştı. Bunların hepsi birer ibretti, birer tedbirdi. Bu defa ise böyle bir şeye, yanlışa güvenlik güçlerimizin düşmemesi... Ama talihsiz bir netice, üzüntü verici bir netice.'

Davutoğlu:  Türkiye’nin terörle mücadelesi sivil halkla teröristleri ayırt eden bir mücadele olmuştur

Kendi görev alanı olmadığı halde Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu da 'istisnai bir olay' diyerek nitelemiş  acı ölümleri. Söz konusu hava saldırısının bir trafik kazası, bir yangın, bir ağaç devrilmesi ya da bir duvarın yıkılıvermesi gibi  'istisnai bir olay' olarak nitelendirilmesi bence akıl alacak gibi değildir.

Bu açıdan Sayın Bakanın: Türkiye’nin terörle mücadelesi aslında bu tür istisnai bir olay dışında gerçekten çok dikkatli yürütülen bir mücadeledir. Sivil halkla teröristleri ayırt eden bir mücadele olmuştur. Mutlaka gerekli tahkikat yapılacaktır. Bütün bu konuların insani, hukuki boyutların ötesine taşınarak siyasi istismar konusu yapılmaması lazım.' açıklaması ne kadar gerçeklik taşıyor bunu kamuoyu takdir edecektir.

Sivil halk giderek teröristlere sahip çıkmaktadır

Yaşanan terör olaylarında pek çok zaafiyet olduğunu giderek kamuoyu öğrenmeye başladı. Bu bakımdan bir bütün olarak 'ihmal, istihbarat noksanlığı, zaafiyet' yaşandı yıllarca.  Ne yazık ki nice canlar pahasına yine yaşanıyor. Bir yetkili çıkıp da: Biz yöreyi kendi kaderine terk ettik, içinde esrar ile 'toz' da bulunan kaçakçılık dâhil kim ne yaparsa yapsın, kim nasıl geçinir ise geçinsin, terör örgütlenmesine engel olamıyoruz, teröristler çoğaldıkça çoğalıyor, halk bizden koptu, demiyor. Herkes ‘sütten çıkmış ak kaşık’ sanki!

Kaldı ki söz konusu ayrılıkçı eylemler bütünü için Sayın Davutoğlu’nun: Sivil halkla teröristleri ayırt eden bir mücadele olmuştur, nitelemesi sorunun özüne dönük bir açıklama değildir. Yıllardan beri bilinen gerçek şudur ki ‘sivil halk’ giderek teröristlere gönülden bağlanan onlara yardım ve yataklık yapmaktan çekinmeyen bir kıvama ulaştırılmaya başlanmıştır. 1990’dan bu yana içi doldurulamayan etnik ırkçılık, ayrımcılık ve bölücülük yaygınlaşmaya başlamıştır. Çözülmesi gereken asıl sorunlardan biri de budur.

Artık nice olaylarda gördük ki kendi kaderine terk edilmiş olan ‘sivil halk’ çok etkili ve çok yönlü propagandalar yolu ile giderek teröristlere sahip çıkmaktadır. Bu süreç önlenemediği için daha nice talihsiz neticeler ile istisnai olaylar ortaya çıkacaktır, vesselâm!

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..