Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '11

 
Kategori
Sosyoloji
 

İkibinoniki -2012-

İkibinoniki -2012-
 

Artık geleneksel hale gelen yılbaşı yazıma başlamadan evvel şöyle bir göz attım ikibindokuz, ikibinon ve ikibinonbir başlıklı yazılarıma. İlk kez kendim için duygulandım, kendime acıdım inanırmısınız buna. Nasıl da akıp gitti gözümden, nasıl da süzüldü yanaklarımdan ve sakallarımın arasında nasıl da kayboldu o yaşanmış hikayeler.. Bir çizgi daha belirdi alnımda biraz daha yaşlanmış suratıma bakınca aynada. Bir ben okuyabiliyorum o her bir çizginin neler anlattığını..

Geçmişin izlerini taşıyan sadece yüzüm değildi haliyle. Yüreğimde de belli belirsiz izler durmaktaydı. Alın çizgisi gibi tıpkı, çizik çizikti onlar da. Hani dedim ya belli belirsiz diye, bir ağacın kabuğuna yazılan isim gibi yıllar geçtikçe üzerinde yeni kabuklar örtünüyor, saklamaya çalışıyordu izlerini. Bense her ziyaret edişimde o ağacı, elimdeki çakıyla üzerini tekrardan deşiyordum ve tekrar belirgin hale getiriyordum. İstemsizce bir duyguydu bu, bir takıntıydı sanırsam.

Bir takıntım daha var yıllara dair. Oldum olası tek sayılı yılları sevmemişimdir. Bir eksiklik duyarım hep tek sayılara karşı. Birebir eşleme yaptığımda birisi tek kalır diye üzülürdüm, istemezdim o yüzden. İlkokuldan beri süregelen bir takıntı. İşte şimdi 2011 yılının bitmesine seviniyorum, çünkü 2012 yılı çift bir sayı ve bana heyecan veriyor, sebepsizce sevinmeme neden oluyor..

Sebepsizce seviniyorum bu yeni yıla girmeye ramak kalmışken. Çakırkeyifliğin getirmiş olduğu  salaş bir tebessüm hakim yüzümde. Sanki güzel bir haber getirecekmiş kuşlar da, mutlu olacakmışım gibi geliyor. Hissi kablel vuku mu bu yoksa. Tanrı bir melek yolladıysa bana, onun rüzgarını hissediyorum sanırım. Üşümelerim de, içimin titremesi de bu yüzden heralde..

Yeni bir sayfa;  karalanmış, yıpranmış, yırtılmış eski bir sayfanın üzerine açılacak olan yepyeni gıcır gıcır bir sayfa, ikibinoniki. Söylemesi bile tekerleme gibi, ikibinoniki. Çeyrek asırlık hayatımın bir dönüm noktası olsun ikibinoniki. Sanki bir tılsımı, sanki büyülü bir havası var gibi değil mi? Totemlerin tutacağı, herkesin gönlündekini bulacağı bir yıl bu ikibinoniki..

Bu yıl siyaset meydanı oldukça kardeşçe ve dostça geçecek. Alınacak kararlar, halkın yüzünü güldürecek ve halkların birlik, beraberlik içinde kardeşçe yaşamasına neden olacak. Kürt, ermeni, sünni, alevi gibi ayrımlar suç sayılacak, ayrımcılık yapanlar en ağır cezalarla cezalandırılacak. Herkes sevginin asıl güç olduğunu kavrayacak ve sevgi politikası güden siyasetçiler halkın sevgilisi olacaklar.

Spor camiası ikibinoniki yılında, birbirinden zevkli mücadelelere sahne olacak. Tüm branşlarda hedeflenen başarılar yakalanıp, yurtdışında ve uluslararası arenada ülkemizi en iyi yerlerde, en üst derecelerde temsil edecekler. Özellikle futbolda sahtekarlık ve şike olayları yok olacak, Atatürk’ün istediği gibi zeki, çevik ve ahlaklı sporcular yetişecek, tertemiz, dürüst ve adaletli bir yönetim anlayışı hakim olacak. Aksi şekilde davrananlar, gözlerinin yaşlarına bakılmaksızın en ağır  cezalara çarptırılacaklar.

Ve sanat.. Benim en hassas olduğum bu konuda sanırım büyük bir gelişme olacak. Hükümet başta olmak üzere, basın ve halkın ilgisi sanata yönelecek. Herkes tiyatrolara, konserlere ve sergilere hücum edecek. Aileler, çocuklarını sanata yönlendiricekler ve sanatçılarımızın sayısında artış olacak. Uluslararası platformda tanınan ve başarılı olan sanatçılarımız ile ülkemizi kültürel ve sosyal açıdan dünyaya daha kaliteli bir şekilde tanıtabilicez. Bütün bu gelişmelere kayıtsız kalamayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, nihayet İzmir Şehir Tiyatrosunu açacak ve izmirliler muratlarına kavuşacak..

Aşk mı? İkibinoniki yılında kimse aşktan korkmayacak. Herkes cesur olacak. Kadını erkeği göğsünü gere gere ‘ben şu kişiye aşığım ulan’ diyebilecek. Kimse aşkından dolayı yargılanamayacak ve kimse karşılıksız kalmayacak. Yalnızlık dedikleri gerçekten sadece allaha mahsus kalacak..

Hiç kimse ikibinoniki yılının bitmesini istemeyecek çünkü herkes çok mutlu çok mesut olacak. Kimse bu huzurun kaçmasını istemeyecek, sımsıkı yapışacaklar bu yıla. Öyle kenetleneceğiz ki ülkemiz halkı olarak, marduk bile korkacak. Bırakın dünyanın yörüngesine teğet geçmeyi, teleskopla bile görülemeyecek..

Sanırım sabah oluyor, Arnavutköyde ayaz var ve üzerim de açık kalmış galiba..

Ulaş Tuzak

 
Toplam blog
: 149
: 284
Kayıt tarihi
: 03.05.11
 
 

1987 Bandırma'da doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. Araştırma, Ban..