Oy vermekle seçmen olunmaz

Eylül ayının ortalarına gelmemiz ile birlikte artık tatilden döndük, okullar açılmaya başladı, tempolu yeni bir yıl başlıyor. Bu sene bu yoğun temponun içerisinde seçimler dönemi de yaşayacağız. Hepimizin siyasal görüş olarak beklediğimiz partilerimizden, parti üyelerinden ve liderlerinden beklentilerimiz var elbette. Ancak bir gerçek var ki büyük beklentiler içerisinde bulunduğumuz partilerimiz için bizler ne kadar çabaladık. Seçmen dediğimiz kavram seçimden seçime oy vermekle ifade edilirse eksik kalır. Hoş ülkesinin ve kendi kaderini etkileyecek seçimlere zahmet edip katılmayanlarımızda var ki onlar yüzünden oylarımızın değeri düşüyor.

Siyasi düşüncemi bir yere kadar bir kenara bırakarak yaptığım bu değerlendirme sonucunda partisi için en çok çalışan seçmen AKP seçmenidir. Bunda çabalarının kendilerine fazlasıyla olan dönüşü, gereğinden fazla elde ettikleri değerler, muhafazakâr bir parti olması tartışılır. Partisinin icraatlarını takip eden, şu aralar partiden çok yerel seçimler adaylara yönelen seçmen kitlesi ise CHP’nin seçmen kitlesidir. Bir de partisinden çok fazla umudu olmayan, liderini etkisiz bulan MHP seçmenimiz var. BDP zaten çözüm süreci ile yıllarca elde edemediği ayrıcalıkları, savaşarak değil kapalı kapılar ardında elde ettikleri haklar ile zaten iktidar olmak niyetinde değiller. Partilerin siyasi hamlelerini bir kenara bırakırsak bizler iktidar olmasını istediğimiz veya bir ilde yönetime gelmesini istediğimiz partiler için çaba sarf ediyor muyuz sorusunu sormak lazım. Mitinglere katılıyor, gençlik kollarına üye oluyor, dünya görüşlerini anlayıp yerelden genel iktidara ulaşmaları için bir katkıda bulunuyor muyuz? Unutmayalım ki bize hizmet etmesini istediğimiz partilerimize sadece oy vermek ile görevimizi yerine getiremeyiz. İktidarı beğenmiyorsak zaten oy vermeyerek tepkimizi ortaya koyuyoruz. Oy vermeyerek gösterilen tepkiden başka sandığa yapılabilecek bir şey yok. Ancak çevremizdeki insanları bilinçlendirerek, yansız tartışma programlarını izleyip izleterek, gerçek üslubuna uygun fikir tartışmaları yaşayarak doğru bir seçmen süreci yaşayabiliriz. Artık çağımızın gerektirdiği gibi gerçekçi yaklaşımlar, boş vaatlerden uzak, ihtiyaca uygun fikirleri düşünmeliyiz. Seçmen miyiz yoksa oy kullanıcısı mı bunu bir düşünmeliyiz.