Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '09

 
Kategori
Güncel
 

Öyleyse, biz o pohu niye yedik

Öyleyse, biz o pohu niye yedik
 

Sorunun adını koyamadık günlerce. Kürt sorunu dedik önce. Olmadı demokrasi açılımı dedik. O da olmadı Güneydoğu sorunu, hele hele terör sorunu…

Sevgili yurdumun doğusu ile batısının farkı yoktu oysa. Doğudaki çiftçimizle batıdaki çiftçimiz aynı sorunlarla boğuşuyordu. Doğuda da batıda da asgari ücret farklı değildi. Akaryakıtı vb.ni aynı değerde satın alıyor, ürettiğimiz ürünü aynı değerde satabiliyorduk. Hayvancılıkla geçimini sağlayanların koşulları aynı idi.

Ülkemizin sorunları Güneydoğu bölgemizde katmerlenmişti yılların ihmali ile. Bunu bilmeyenimiz yoktu. Ancak çözüm peşinde koşanların umrunda değildi bunlar. Hiçbiri toprak reformundan söz etmiyor, hiçbiri fabrikalar kurulmasını, tarımın ve hayvancılığın sorunlarının giderilmesini, kooperatifçiliğin yaygınlaştırılması ve güçlendirilmesini talep etmiyordu.

Beyler, bebek katilinin ağzından çıkacak yol haritasını bekliyorlardı. Ta ki Başbuğ Paşa’nın Zafer Haftası nedeniyle yaptığı açıklamalara değin. Ağız değiştirdiler birdenbire.

Benim amcalarımdan birinin oğlu Diyarbakırlı bir hanımla, bir başkasının kızı da yine Diyarbakırlı bir beyle evli. İki ailenin de çok zeki ve çalışkan çocukları var. Şu anda iş yaşamına atılmış olanları da var, tıp fakultesinde okuyanı da var. Yıllardır bu ülke insanları doğulusu ile batılısı ile bu biçimde kaynaşmış durumda. Bu insanları hiçbir ideoloji, hiçbir emperyalist gücün oyunları bölemez parçalayamaz.

“ Yeni bir cip almış olan köyün ağası ile kahyası birlikte kasabaya gitmek üzere yola koyulurlar. Arabaya baktıkça kahyanın içi geçmektedir. Bunun farkına varan ağa kahyasına seslenir;

- Kahya bu cip senin olsun ister misin?

- İstemem mi ağam. Böyle bir cipi olmasını kim istemez ki?

Köy yolunda yer yer sığır pislikleri vardır.Ağa birden arabayı durdurur ve kahyaya;

-İn aşağıya şu b.kları ye, der.

-Olur mu ağam o nasıl şey?

-Valla kahya sen bilirsin.Yoksa cip senin olmaz.

Kahya biraz tereddüt eder ama cipe sahip olabilmek için de söyleneni de yapar.

Ağa; tamam der;

-Artık cip senindir.

Ağa arabayı kahyaya teslim eder.Kasabaya varırlar.İşlerini bitirince de düşerler köyün yoluna.Ağa yaptığına pişman olmuştur.Durduk yerde arabasından olmuştur.Kahya işin farkına varınca seslenir ağasına;

-Ağa arabanı geri almak ister misin?

Ağadan ses seda çıkmaz. Yutkunur. Kahya arabayı durdurur.

-Hadi ağam sıra sende. Ye şu yerdeki b.kları da, arabanı al.

Ağa da çiftliğe kahyasının arabası ile gitmektense o b.kları yer. Arabasını alır. Az giderler uz giderler. Olanlar ağaya koymuştur. Kahyaya sorar.

-Kahya be söyle bakalım bu araba kasabaya giderken kimindi?

-Senindi ağam.

-Peki şimdi kimin?

-Yine senin ağam.

-İyi de kahya; madem öyle, biz o b.kları niye yedik? “

Havanda su dövdüğümüz olur bazen. Geriye doğru dönüp baktığımızda bir arpa boyu yol alamamışızdır. Havanda su döverken neleri yitirdiğimizi iyi hesaplamalıyız .

 
Toplam blog
: 190
: 3134
Kayıt tarihi
: 28.09.07
 
 

Emekli öğretmenim. Yurdunu, ulusunu seven, her konuda sorumluluk sahibi gençler yetişsin istiyorum. ..