- Kategori
- Yolculuk
Öz korsan
korsan
Korsan poğaça
Dünyanın neresinde vardır acaba, milyarlarca lira harcayacaksın pastane- poça -simit satacaksın ama dükkanının kapısının önünde tezgahta simit poğaca satılacak? Taksi plakası milyarlarca liraya mal oluyor, ama bi araba alsan Korsan Taksi olmana ne engel? Butik açarsın, kapının önüne sererler naylon brandayı verirler markayı Marlon Branda al giy- sat .... Sahteleri bu kadar çokken aslolanların değeri ne olabilir? Poğaçanın içine bakıp peynir yerine Atatürk resmimi arayacağız? Ne yapacağız ? Aslolan bu kadar pahalı ise, taklitleri bu kadar çok ve ulaşılır diye yörünge mi değiştireceğiz? Ne yapacağız, neyi tercih edeceğiz? Tercihlerimizden ötürü suçlanmalı mıyız?
Metrobüsün içine dün gece iki tinerci binmiş arka vagonlarda bir telaş, ilk önce anlamıyorsun bi ford durumumu var diye bakınıyorsun sonra anladım ki iki tinerci deli danalar gibi gülüp resmen böğürüyor. Onlar böğürdükçe bizim vagon insan doluyor. Çobanın önüne katılan sürüler gibi şoföre doğru bir akım. Allah'tan iki durak beklemeden ilk durakta indiler de ortam normale döndü. Ulaşım konusu, işin yarısı bence hele ki İstanbul'da yaşıyorsan. İşe dinamik atak başlaman lazım ama yol boyunca hamura dönen vücüdünla gel iş de atak ol. Biri omuzuna vurur, öteki alnına dirsek çakar, öbürü seni iter ve ya yanından geçerken seni sarsar gider yandaki elalemin vücuduyla haşır neşir olursun istemeden hele ki O yabancı beden bir de bayana aitse al başına belayı. Fiziksel ve ruhsal bir yığın handikap besler İstanbul'da işe gidebilmek. İş,İstanbul da iş bulmakla bitmiyor.
Öğlen fırıncı müşterimiz iki çuval simit getirdi onu yedik. Simit çay ve vapur. Ve İstanbul ve bin savaştan bakire kalkan Kız Kulesi silüyeti...Ve yatağında çağlardır sükunetle uyuyan Marmara...İşte İstanbul bunun için güzel, yoksa Bahçelievler-İncirli arası tepişmeler için değil.