Özel lezzet durakları " Yeni dünya kebabı "

Damak zevkine düşkün, yemekten içmekten büyük tat alan ve bunu yaparken sanki sanat eseri yaratıyormuş gibi yorulup terlemekten çekinmeyen dedemden söz edeceğim bugün size.

Benim tonton dedem şimdilerde 60 yaşının keyfini çıkarıyor. Çocuklarını çok sevdiğini söyleyen dedem bana kalırsa torunlarını yani bizleri çocuklarından daha çok seviyor.Bunu nereden anladınız diye soracak olursanız? Ben de size derim ki benim tonton dedem evlerinin balkonundaki özel kebap mangalının kömürlerini daha tutuşturmaya başlamadan açar telefonunu ve torunlarını yani bizleri çağırır çabuk gelin kebaplar pişmek üzere der.Bizleri karşısına oturtup kendi elleriyle hazırlayıp şişlere dizdiği ve yine kendi elleriyle pişirdiği o tadına doyum olmaz kebapları bizimle birlikte güle oynaya yemekten çok keyif alır.

Hele aylardan Mayıs başı ise baharın o en güzel günleri gelmiş kuşlar ve çiçekler doyulmaz güzelliklerini ortaya dökmüşlerse , bazılarının “Malta Eriği “ diye bildikleri bizlerin “Yeni Dünya” dediğimiz o meyve yeni yeni olgunlaşmaya başladığında yani daha henüz tam tatlanmadan ekşi mayhoş halde iken benim tonton dedem o meyveleri ortalarından ikiye böler içindeki çekirdeklerini çıkarır ve kebap şişlerine içinden çekirdekleri çıkarılmış o yeni dünyaları tek tek dizer aralarına da içine tuz, karabiber ve kekik katılmış az yağlı kuzu kıymalarını yerleştirdikten sonra onlara ateşi kor haline gelmiş mangalda özenle pişirdikten sonra herkesin tabağına kendi elleriyle servis yapar ki Gaziantep’te her mahallede mutlaka bulunan pide fırınından yeni alınmış taze pide ile bu yeni dünya kebabının yenmesine doyum olmaz.

Başkaları ne der bilmem ama ben tonton dedemin illaki bu yeni dünya kebabını ee tabi dedemi de çok seviyorum. Size de “Yeni Dünya” kebabını yemediyseniz mutlaka yemenizi öneririm. Eee kim yapacak derseniz benim tonton dedem var ya…