Özelleşen Silah Sanayi

Özelleşen silah sanayi insanlığı nereye götürür?

Gerçeği ararken-5-

Devlet akçeli işlere karışmasın. Onları denetlesin, vegisini alsın.

Yukarıdaki cümle ilk anda kulağa hoş geliyor. Öyle ya, devlet bir işe el atarsa orada bir haksız rekabet doğar. Başkaları mağdur olur. Üstelik  devlet işletmeleri liyakat esasına göre değil de, kayırma yöntemine göre dolar. Tabii ki üretim düşer, zarar büyür. Bir süre sonra da o işletmeler devletin sırtında bir yük gibi görünmeye başlar. İşte özelleştirmenin sebebi de bu olarak gösterilir. Mantıklıdır da. Ancak her işletme özelleştirilmeli midir? Veya hangi işletmeler özelleştirilmelidir? Bu soruların cevabı yöneticilerin hem rengini, hem de liyakatini anlatması bakımından önemlidir.

Askeriyeye ait tank ve palet fabrikamızın özelleştirilmesi bazı şeyleri daha derin düşünmemize neden oluyor. Olmalıdır da.

Konuya genel olarak baktığımızda soğuk terler dökmemiz çok normal. Özel sektörün amacı doğal olarak çok kar etmektir. Silah üreten bir firma bu işi devamlı yapmak zorundadır. Peki; Yaptığı silahı kime satacaktır? Kendi ülkesinin ordusuna diyeceksiniz. Barış dünyasında bir süre sonra artık ordunun ihtiyacı kalmayacaktır. O zamanda ya terör gurupları, ya da başka ülke orduları alıcı olacaktır. Kimin aldığı hiç önemli değildir, özel şirket için.

Sağlık sektörünüzü, hastaneleri ve hekimleriyle birlikte nasıl “hasta garantisi” vererek ya da eğitim kurumlarınızı “öğrenci garantisi” vererek özel sektöre satıyorsanız, silah fabrikalarınızı da “savaş garantisi” vererek yerli ve yabancı firmalara satabilirsiniz. “Savaş garantisi” vermeniz şarttır; zira üretilen mal ne kadar çok satılır ve tüketilirse kâr o kadar artacaktır; depolara konulup bekleyen malı özel sektör niye üretsin?

Bu işin bir adım ilerisi özel ordulardır. Bir şirket dünyanın çeşitli yerlerinden serserileri toplayıp, eğitip, tam cani bir ordu oluşturabilir. Bu orduyu da özel şirketlerin ürettikleri  en modern silahlarla donatabilir.  Şirket size zafer garantisi verir ve kiraladığınız ordu hiçbir uluslararası yükümlülük, Cenevre Savaş Sözleşmesi falan tanımadan komşu ülkeye dalar. Siz sadece eşzamanlı gözetleme, hava desteği, lojistik imkân sağlarsınız, evlatlarınızın burnu bile kanamaz. Hayal mi görüyorum dersiniz?  Batı Asya bölgesinde faaliyet hâlinde olan Amerikan Blackwater ya da Rusların Wagner şirketini yakından incelemeniz yeterlidir. Irak’ta işlediği cinayetler yüzünden yargılandığı için adını Academi olarak değiştiren Blackwater, Suriye’den çekilecek ABD askerlerinin yerine geçmeyi önerdi. Trump gibi basit bir tüccar bu öneriyi neden kabul etmesin? Ayrıca PKK/YPG’ye, Türk Ordusu’na karşı koruyucu kalkan olarak Blackwater yakışmaz mı?

Düşünceleri gözlemlerle birleştirerek uzatmak ve iç sıkmak mümkündür. Ancak her şeyin bir sınırı olması gerekir. Özelleştirmenin de. Hatta bazı şeyleri özelleştirmek ülkeye ve ülke insanına zarar verebilir.

Maddi manevi her şeyin satılıp alınabildiği bir vahşi kapitalizme izin vermemek gerekir Milli eğitim, milli savınma, milli sağlık gibi sektörleri asla özelleştiremezsiniz. Özelleştirirseniz bir gün gelir o özel şirketler sizi de alır satar.

İzmir 22,01,2019