Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '22

 
Kategori
Söyleşi
 

Özgün ile çok özel

Özgün, yeni yılın ilk günlerinde yayınladığı yeni teklisi 'Mümkansız' ile karşımıza çıktı. Şarkıcılığının yanı sıra "Çocuk Şarkıları" isimli sosyal sorumluluk projesini başlatan sanatçıyla, kariyerini ve oğlu Ediz hakkında konuştuk. 
 
  • Yeni şarkınız 'Mümkansız' keyifli bir şarkı ve ismi değişik.. Hazırlık süreci nasıl başladı, neden ismi 'Mümkansız'
- Şarkını sözleri Ferhat Yaşrin, bestesi Esad Fidan’a ait. Vefa şarkımızda da aynı ekiple çalışmıştık. Vefa’dan sonra yeni şarkılar var mı diye yokluyordum gençleri. (gülüyor)
Sanırsam yedi - sekiz ay kadar önce üç şarkı yolladılar bana. Biri daha çok heyecanlandırdı beni.  Şarkının özellikle ismi çok orijinal geldi. İlk dinlediğimde acaba yanlış mı duydum dedim. Baktım adı mümkansız, yanlış duymamışım. Biraz düşündürdü tabi beni. Arama motorunda arattım. "How I Met Your Mother" dizisinde Barney karakterinin uydurduğu devşirme kelime olan "possimpible"ı çevirmen mümkansız olarak çevirmiş.
 
Mümkün olan ile imkansız olanın birleştiği nokta olarak anlatıyordu dizide. Hem çok esprili hem de kulağa çok güzel geliyordu ve daha önce hiçbir şarkıda veya şiirde kullanılmamıştı ve bir daha da "Mümkansız" diye bir şarkı yapılacağını hiç zannetmiyorum. İlk ve tek olacak diye düşündüm. Şarkı da zaten çok iyiydi. Sonuç olarak çok güzel bir iş çıktı ortaya.
 
  • Nelerden ilham alırsınız?
- Pek çok şey. Okuduğum bir kitap, izlediğim bir film, dinlediğim bir şarkı, yaşadığım ya da tanık olduğum bir olay, gördüğüm bir rüya, anılarım, hayallerim, eşim, oğlum. Hayatın kendisi aslında…
 
  • Son zamanlarda şarkılar daha çabuk tüketiliyor. Sizce kalıcı şarkılar neden çıkmıyor?
 
- Yani acaba biz mi fark etmiyoruz diye düşünüyorum. Muhtemelen yirmi sene sonra da aynı şeyleri söyleyeceğiz. Çocukluğumda da babamlar aynı şeyleri söylüyordu. Bizlerde hep bir eskiye özlem var. Gençliğimizin, çocukluğumuzun şarkılarını dinledikçe aslında o günleri hatırlıyoruz. Müziğin böyle bir gücü var. Zamanda yolculuk gibi. O yüzdendir hep eskileri arıyoruz ve o günleri özlüyoruz. Mesela bundan on beş, on altı sene önce sevgilisinden ayrılmış biri o dönem muhtemelen Elveda’yı dinleyip az efkarlanmamıştır (gülüyor). Pek çok anısı vardır o şarkıyla. Her dinlediğinde o günlere gider. Elveda onun için artık ölümsüz bir şarkıdır. Herkesin böyle şarkıları vardır elbet. E tabi o zaman aşk acısı çekenlerin çoğu çoktan evlendi, çoluk çocuk sahibi oldu. 
 
Farklı hayat mücadelesi ve zorluklarıyla uğraşıyorlar muhtemelen. Yani kafalar başka, öncelikler çok başka... Yeni nesil ise şimdinin şarkılarıyla eğleniyor, aşık oluyor, ayrılıyor, aldatıyor, aldatılıyor, hatalar, pişmanlıklar, pek çok iyi, kötü hatıra, anı biriktiriyor başka başka şarkılar eşliğinde. Dediğim gibi yirmi sene sonra onlar da aynı şeyi söyleyecekler. Yaa nerede o 2020’lerdeki şarkılar diyen çok olacaktır.
 
  • En son bir Çocuk Şarkıları albümü yayınladınız. Nasıl bir reaksiyon aldı?
 
- Ediko Tv YouTube kanalımız harika gidiyor. Çocuk şarkıları albümünün animasyonlarından sonra ninniler dörtlemesi yaptık. Kırmızı Balık gibi çok bilinen çocuk şarkılarını da ekliyoruz. Yakında yine sözleri ve besteleri benim olan Çocuk Şarkıları ikincisi için stüdyoya gireceğiz. Kanal bir sene olmadan 17 milyon izlenme aldı. Benim pek çok şarkımı geçti. Hızla ilerlemeye de devam ediyor. 
 
  • Müzikal hayatınız boyunca edindiğiniz bir anahtar kelime var mıydı? Bu yola çıkarken neler hedeflediniz ve şu an hedeflerinizin hangi noktasındasınız?
- Asla vazgeçme. Ben asla vazgeçmem. İnatçıyımdır. Hedefimi belirlediysem, olana kadar uğraşırım, çalışırım, tekrar tekrar. Hayallerimi büyük kurarım. Hedeflerimi kısa vadeli koyarım. Adım adım ve yavaş yavaş ilerlerim. Uzun bir maraton gerçekten. On yedi yıldır müzik sektöründe üreten, dinlenen, sevilen ve en önemlisi saygı duyulan işlere imza atmış, dinleyicilerimi hayal kırıklığına uğratmadan üretmeye ve çalışmaya devam ediyorum. Tabi daha büyük hayaller, hedefler çok. Yani yapacak çok iş var. Mutlu musun diye soruyorsanız, çok mutluyum.
 
  • Bir müzisyen olarak sizce duygusallık sadece şarkılarda mı?
 
- Şarkılar duyguları güzel ifade edebiliyor. Yazan kendi duygularını yansıtıyor ve tabi pek çok ortak çıkıyor bu duygulara. Dinleyenlerin de söylemek isteyip söyleyemediklerini söylüyoruz belki de. Duygularımız bizi insan yapar. Sadece şarkılar da demek doğru olmaz. Ama duyguların dışa vurumu içi şarkılar çok büyük yardımcı gerçekten. Müziksiz bir dünyayı hayal edemiyorum.
 
  • Şuan ki müzik piyasasını nasıl gözlemliyorsunuz?
 
- Son yıllarda acayip bir patlama oldu. Çok fazla iş çıkıyor. Yeni isimler katılıyor her gün sektöre. Takip etmek çok zor gerçekten. Çok hızlı her şey. İyisi de var tabi kötüsü de. Çok etkileyen işler de oluyor beni, tahammül edemediğim işler de var. Ama görüyorum ki iyi işler dinleyicisini buluyor.
 
  • Ediz'le baba-oğul videolarınızı ve fotoğraflarınızı sosyal medyadan keyifle takip ediyoruz. Down sendromlu olması hayatınızda neleri değiştirdi?
 
- Ediz bizim ilk ve tek çocuğumuz. Ediz’in varlığı bizim hayatımızı değiştiren, anlamlı kılan ve güzelleştiren bir şey. Her gün şükrettiriyor. Dediğim gibi bizim başka bir çocuğumuz olmadığı için Down sendromunun bizim üzerindeki etkilerini tartıp kıyaslayamıyoruz. Tabi ki zorlukları var, olmaz mı… Ama tek önceliğimiz Ediz’in mutluluğu. Sağlığı iyi olsun, keyfi yerinde olsun. Bu hayatta sevgiyle her şeyin üstesinden geliniyor.
 
  • Türkiye'deki insanların down sendromuna bakış açısı nasıl?
 
- Sosyal medyanın bence bu konuda olumlu katkısı çok oldu. Eskiden insanlar ya görmüyor ya da görmezden geliyordu. Şimdi Ediz ve pek çok arkadaşı sayesinde insanlar hem bilgi sahibi oluyor hem de durum normalleşiyor. Ben yıllardır her katıldığım programda ve yaptığım röportajda anlatıyorum. Ediz’in videoları milyonlarca kişiye ulaşıyor. Tabi ki özellikle okul döneminde büyük zorluklar yaşanıyor. İnsanlar sosyal medyada çok sevse de kendi çocuğunun sınıfında istemeyebiliyor mesela. 
 
Down Türkiye Derneği’nin bağışçılarından bir okul sahibi mesela, okuluna Down sendromlu çocuk kabul etmiyor. Sosyal medyada bakış açısı iyi ama gerçek hayattaki bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor belki de. Başka bir yerden bakmalılar hayata ve insanlara. Ama olacak, çok daha güzel günler gelecek farklı gelişim gösteren çocuklarımız ve aileleri için.
 
  • Ediz yaptığınız şarkılara nasıl tepkiler veriyor? 
 
- İlk Ediz’e dinletiyorum. Ediz müzik dinlemeye bayılıyor. Tüm gün dinleyebilir. Genelde seviyor şarkılarımı. İlk çıktıklarında belki de yüzlerce, binlerce kere dinliyor. Sıkılana kadar (gülüyor). Sonra yenisi geliyor zaten, bir şekil yetişiyorum. Çocuk şarkılarının acil yenilerini yapmam lazım mesela. 
 
  • Bir yandan da hayatınıza sporu da kattınız. Yeni video klibinizde de görüyoruz. Bunu neye borçluyuz?
 
- Spor yapmayı çok seviyorum. Kendimi iyi hissettiriyor. Odaklanmamı sağlıyor ve beni motive ediyor hayata karşı. Disipline sokuyor yaşantımı. Beslenmemi, uyku düzenimi. Çok önemli benim için. Aslında herkes için öyle. Ama tabi gündelik koşturmada hele ki İstanbul gibi büyük şehirlerde insanlar vakit ayıramıyor. İlle de bir salona gitmelerine gerek yok. Önemli olan düzenli ve disiplinli olabilmek. Taksınlar kulaklıklarını, açsınlar sevdikleri şarkıları. Yürüyüş en güzel spor. 
 
  • Bundan sonra bizi neler bekliyor?
- Yeni şarkılar tabi ki yapacağım. Çocuklar için animasyon ve şarkılar yolda. İki önemli proje var üstünde uzun zamandır titizlikle çalıştığım. İnşallah netleşsin onları da uzun uzun anlatırım.
 
 
 
furkancanhazar@gmail.com
 
 
Toplam blog
: 140
: 151
Kayıt tarihi
: 20.08.16
 
 

Popular Culture ..