Özgürce yazma...

Kabul ediyorum; zaman, zaman haddimi aşarak kendimden büyük ve tecrübeli kişileri hiç dinlemeyip kafamın dikine giderek göz göre, göre hata yapıyorum. Ve hatta, harika bir blog'tan sonra çok sıradan ya da hiç kimseye hitap etmeyecek şekilde çok kişisel yazdığım da olmuyor değil.

Ama ben böyle bir insanım; her zaman sınırları zorlarım!

Evet, bazen de kendimi süper kahraman olarak göstermişliğim var. Ve belki de Eric ismini daha çok bu durumlarda kullanmak işime geliyor, yoksa benim ismim ilk günden beri biliniyor. 2. bloğumun 4. paragrafında adım zaten yazıyordu ve dikkatli okuyanlar bunu keşfetmişti. Ve bir dönem Anıl Yiğit olarak da yazmışlığım var ve neredeyse tüm 2012 yılı böyle geçti.

Yine evet, bazen utanmazım, evli olmama karşın aşkı talep ettiğim için ve kabul ediyorum, bir önceki bloğum  “aşk nerede”evli bir insanın yazacağı blog değil.

Tüm bu tespitler doğru; sadece blog yazmıyorum, aynı zamanda burada kendimi de tanıtıyorum. Kısacası bir yazar gibi davranmayıp kendimi sizlere karşı kişiselleştiriyorum ve öyle ki bazı zamanlar sizleri hayatımın içerisine alıp benim bir parçam bile yapıyorum ve bunu da haddim olmayarak yapıyorum. Farkındayım ve çok özür dilerim.

Ama diğer yandan bakıldığında blog yazmayı hayatımın merkezine alıyorum ve yepyeni bir yaşam biçimi geliştiriyorum sizlerle. Evet, fikirlerimin yanında hayatımı paylaşıyorum. Ve üzülerek(sevinerek) söylüyorum ki bundan pişmanlık da duymuyorum. İsterseniz bu duruma bir çeşit kendini bilmezlik, aymazlık ya da arsızlık deyin, fakat bunu içten gelerek yapıyorum.

Ve gün geçtikçe, daha çok, hem de daha çok, sıradanlaşıyorum ve eskisi gibi egzotik de yazmıyorum. Yani hayatım aslında Türkiyem için çok sıradan hayat ve ben de çoğunuz gibi bir ebeveynim ve ben de çoğunuz gibi bir sürü hayal kırıkları yaşadım. Evet, itiraf ediyorum, yaşadığım topluma yabancıyım ve böyle bakıldığında Eric ismim son derece doğru!

Evet, ben de eleştiriyorum ama eleştirirken birçok alternatif sunuyorum, çözüm arıyorum ve hayatımı yaşarken ekseriyanın(çoğunluğun) düştüğü bireysel yanlışlara itiraz ederek yaşıyorum. Ve elimden geldiğince üretmeye çalışıyorum.

Canınızı sıkmamak için işten, güçten bahsetmiyorum, bilimsel ve gündeme yönelik politik yazılar yazmamaya çalışıyorum. Bir spor delisi olmama karşın, sporla ilgili blog üretmiyorum. Keza Pazarlama hocası olmama karşın, size bu konuyla ilgili yüzlerce blog üretmiyorum.

Daha çok MB ‘de yaşayan bir köşe mahallelisi gibi yazıyorum. Duygu da üretemediğim için artık duygusal da değilim. Ama sizden biriyim ve sizdenim. Ve ben de bir blogçuyum. Tüm insanlara bizi okumasını öneriyorum ve herkese kendimi bir yazan olarak tanıtıyorum. Tabii sizleri de aynı zaman da!

Ve şunu net biliyorum; bundan sonra blogçuluktan vazgeçmem mümkün değil. Evet şunu biliyorum; bazen nahoş, özel ve kişisel yazılar da yazacağım. Ve inanın ki bunları yazarken, yazmaya ihtiyacım olduğu için yazacağım. Ama bunlardan sonra, arada sırada, harika bloglar yazacağım. Ve siz de yazacaksınız ve ben de okuyacağım.

Ve ben her daim burada, tam buluduğum yerde olacağım.

Yepyeni sezon açılırken herkese kolaylıklar diliyorum. İlhamınız bol olsun ve rasgele!