Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ekim '13

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Özgürlük ve Özgür İnsan

Özgürlük

İnsanların özgürlükten anladığı genellikle istediğini yapabilmek veya arzularını gerçekleştirirken toplum tarafından yaratılmış bir engelle, bir dirençle karşılaşmamaktır. İstediği şeyler toplumdaki diğer insanların istediklerinden çok farklı değildir. İçinde yaşadığı toplumun genel kültürü neleri değerli buluyor, neleri el üstünde tutuyorsa kişi de ağırlıkla bunları istemekte ve bunları elde etmek için kendisine özgürlük talep etmektedir.

Toplum zenginliği, şöhreti, gösterişi, başarıyı, şampiyon ya da birinci olmayı, bir konunun lideri olmayı taçlandırıyor. İnsanlar da toplumun bu beklentisi karşısında saygı duyulan, herkes tarafından önemsenen, sokakta yürürken bile fark edilen, hatta mümkünse eğilerek selam verilen biri olmayı arzu ediyor.

Biraz daha mütevazı olanlar ise gitmek istediği her yere gidebilmeyi, istediği gibi eğlenmeyi, istediği şeyleri alabilmeyi, istediği işte çalışabilmeyi, istediği gibi cinselliğini yaşamayı, istediği mertebeye yükselmeyi, rutin ritüellerini istediği zaman ve istediği mekanda yapmayı, istediği gibi giyinmeyi, istediği gibi konuşabilmeyi, istediğini yazabilmeyi, istediği gruba katılabilmeyi veya benzeri şeyleri özgürlük olarak düşünüyor. Fakat bunların çoğu onun gerçek istekleri olmaktan öte içinde yaşadığı kültürün ona öğrettiği bir özgürlük anlayışı. Yıllarca özgürlük denince bunlar veya benzerleri söylenmiş. Kişiler de öyle kabullenmiş.

Oysa gerçek özgürlük bundan daha geniş, daha anlamlı, daha içsel… Medeniyetimiz, kültürümüz, inançlarımız, ideolojilerimiz, aidiyetlerimiz, ırkımız, milliyetimiz, geleneklerimiz, koşullanmalarımız, doğmalarımız, fikirlerimiz, takıntılarımız ve daha başka zihinsel kabullerimizle özgürlüğümüzü yeteri kadar kısıtladık. Geriye kala kala bir at gözlüğünden görülen kadar dar bir alan kaldı.

Bizim görebildiğimiz yer, ağacın dallarını elimizle iki yana çekerek okyanusa bakarken gördüğümüz yer kadar. Zihnimizde yer etmiş engellerden kurtulup,  çıplak gözle, kafamızı sağa, sola çevire çevire ufkumuza rahat bakamıyoruz. Bir bakabilsek okyanusu, ufku, gökyüzünü aynı anda görebileceğiz ve bu bizi çok hoşnut edecek.

Zihnimizdeki bu kabulleri bir azaltabilsek ilişkilerimiz daha sahici, daha az sorunlu, daha anlayışlı olacak. Karşımızdaki insanı ona layık gördüğümüz imgeye göre yargılamayacağız.

Biz insanın kendisiyle değil imgesiyle ilişki kurmaya meyilliyiz. Eğer o insan bizimle karşıt görüşte biriyse ilişkimiz bu imge üzerinden başlayıp, bu imge üzerinden yürüyor. Onun da bizim hakkımızda bir imgesi varsa ki genellikle vardır. İki insan arasında olması gereken sahici ilişki, iki imge arasındaki yapay ilişkiye dönüşüyor. İki eski arkadaşın diplomasi diliyle sohbet etmesi gibi tuhaf bir durum.

Özgür İnsan

Özgür insan zihnini ablukaya alacak, onu hapsedecek etkilere kapalıdır. Onun zihinsel özgürlüğü hiçbir şeyle takas edilmeyecek kadar değerlidir. Dışsal özgürlüğü kısıtlansa bile zihinsel (içsel) özgürlüğü onun için vazgeçilmezdir. Özgür insan zihnini meşgul edecek sabitlerden ve bağımlılıklardan arındığı için enerjisi boldur. Bu enerjisini merak ettiği şeyleri ve yaşamdaki diğer aktiviteleri öğrenmek için kullanır. Onun yaşamında kolay kabule dayanan zihinsel tembelliğe yer yoktur. Araştırıcı, yaratıcı ve üretkendir. Her türlü güzelliği fark eder, herkesin fark etmesini ister. Var olan veya yaratılan güzelliği, doğanın insanlara sunduğu bir nimet, bir lütuf olarak düşünür.

Başka insanlarla benmerkezci, çıkarcı ilişkilerden çok onları anlamaya dönük, övgü, yergi ve yargı içermeyen bir ilişkiyi yeğler. Kolay alınmaz, kolay incinmez. Başarı onu şımartmadığı gibi başarısızlıktan da korkmaz. Yaşamında korkunun hiçbir türüne yer yoktur. Korkunun düşünce ürünü olduğunu, zihni köleleştirdiğini ve çürüttüğünü bilir.

Dünyaya dar bir pencereden değil, bütün ufku görebileceği etrafı açık bir yerden bakar.

Kendini belli bir topluluğun değil, insanlığın bir üyesi olarak görür.

Hiç bir yer ona ait değildir. O da hiçbir yere ait değildir. Yaşam alanı bütün Dünyadır.

Ona göre düşman yok, konuşulacak, anlamaya çalışılacak insan vardır. Enerjisini düşmanlık yaratmak, düşmana saldırmak veya düşmana karşı savunmak için kullanmaz.  Başkalarının zayıflığından istifade etmez. Fırsatçı davranmaz. Sevgi ile bağımlılığı ayırt eden sezgisi güçlüdür. Sevdiklerinin özgürlüğüne, farklılığına ve bağımsızlığına en az kendininki kadar değer verir, kendi değerlerini onlara zorla kabul ettirmeye çalışmaz. Sevmek sahiplenmek değildir. Sahip olma isteğinin genellikle sevgi olarak yorumlanmasının yanlışlığını bilir.

Düşen insan sürekli şikayet ederek bir yere varamaz. Düştüğü duruma öfkelenmenin de fazla yararı yoktur. Gücünü toplamalı, kalkmalı ve tekrar yürümelidir.

Elinden geldiğince düşeni kaldırır.

Zihinsel bir sorunla karşı karşıya gelindiğinde yardım edecek bir yetke aramak genellikle boşuna bir çabadır. Yetkeler genellikle sorunu çözmedikleri gibi karmaşayı artırırlar. Sorun da, çözüm de bizdedir. Nasıl diye sorduğumuzda her yetkenin cevabı başka olacaktır. Ne kadar yetke varsa o kadar karmaşa vardır. Horozu çok olan yerde sabah geç olur derler. Yetkelerin çok olduğu yerde çözülmeyen problemler de çoktur. Özgür insan kafa karıştıran, kargaşa yaratan kurnaz yetkelere karşı dikkatlidir. Kurtarıcısı, kahramanı, gurusu, yoktur. Ne birinin peşinden gitmeyi ne de birilerinin peşinden gelmesini istemez. Yan yana yürümeyi daha dostça, daha adil bulur.

Üretken, işini, mesleğini iyi yapan insanlara karşı cömerttir. Takdirini esirgemez. Özgür insan doğaya olağanüstü saygı duyar. En küçüğünden en büyüğüne bütün canlılar doğanın bir mucizesidir. Doğanın her olayı, rüzgarı, karı, yağmuru hatta çığı, fırtınası, tsunamisi, depremi bile onun bu olağanüstülüğünün kanıtıdır.

Doğa nasıl doğal yani kendi gibiyse yaşam da öyle yapmacıksız, doğal yani yalansız, hilesiz olmalıdır. Özgür insanın özendiği, öykündüğü biri yoktur. Kendi gibidir. Olduğu gibi, göründüğü gibi… Kısaca özgür insanlar nadir insanlardır. Tıpkı doğada nadir bulunan, ışık saçan renkli taşlar gibi. Bir gün onlardan birine rastlarsanız kendinizi mutlu hissedersiniz.

 

 
Toplam blog
: 36
: 2563
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Eczacı, Optisyen Fizik, özellikle optik fizik konusuna ve genel olarak görüntü ve ses teknolo..