Özgürlük

Tarihi günler yaşıyoruz. Yıllardır süren bir tartışmayı sonlandırdıklarını düşünüp yasa çıkaranlar, sorunu daha da derinleştirdiklerinden bir haber gibiler. Özgürlük her yana çekilebilecek oldukça muğlak bir kavram. Sınırsız bir özgürlükte yok. Tek başınıza, sizden başka kimsenin olmadığı bir yerde yaşamıyorsanız tabii ki. Ki o durumda bile hayatı bulunduğunuz çevrede diğer canlılarla paylaşacak ve ister istemez onlarla uyum içinde olmak zorunda kalacaksınız. Tabiiki ki kılık kıyafet değildir insanı insan yapan. Hepimiz bunu söyleriz de, çoğumuz yine de karşımızdakini giyimine göre değerlendiririz. Günümüzde cep telefonunun bile sizin sosyal konumunuzu belirleyen bir aksesuara dönüştüğü düşünülürse pek de yadırganacak bir durum değil. Elbetteki hangi düşünce ile olursa olsun, kendince bir kıyafeti seçmiş bir insanın eğitim ve diğer hakları elinden alınamaz. Olaya salt bu açıdan bakıldığında, hiçbir yasal düzenlemeye gerek kalmadan toplumun hoşgörüsü içinde kolayca halledilebilirdi mesele. Yabacılara gösterdiğimiz hoşgörüyü hiçbir zaman birbirimize gösteremedik. Açıkcası kadının kendisini bir giysinin ardına gizlemesini, bir insan olarak kabullenmem pek de mümkün değil. Ama saygı duymak zorundayım. Günlerdir haberleri, gazeteleri okuyorum. Kadının bu toplumda gerçekten adının olmadığına bir kez daha kanaat getiriyorum. Yasa çıkaran komisyonda bir tane bile kadın yok. Kadın hakkında karar vericiler yine erkek. Daha da acı yanı, kadınlardan bu anlamda çok da tepki gelmemesi. Siz kim oluyorsunuz da benim hakkımda böylesi bir karar verebiliyorsunuz diyecek kadınlarımız nerede? İster kapalı ister açık olsunlar nerdeler çok merak ediyorum. Kadınlar olası günahkar, biz erkekler de her an bir sapkınlık yapabilecek yaratıklarız demek ki. Kadının kendisini örtmesi ve saklaması gerektiği düşünülürse. Kendi anamıza, kardeşimize toz kondurmazken, diğerlerini potansiyel hedef kişiler olarak görmek. Halbuki onlarda bir başkasının anası ve kardeşi. İletişim özürlü bir toplumda yaşadığımız düşünülürse erkeklerin kadına olan bu bakış açısı yadırganmamalı. Dünyada kadınlarını evde oturtup, toplum hayatından uzaklaştıran hiçbir ülkenin gelişmiş olduğu görülmemiştir. İnsanların kadın erkek ilişkini özgürce yaşayıp, kendi gelecekleri hakkında kendileri karar vermedikleri sürece az gelişmiş Müslüman ülkeler daima, gelişmişlerin ardında kalacak ve onlara muhtaç olmaya devam edecektir. İstediğiniz kadar teknoloji geliştirin, gelirinizi arttırtın. Bir toplumun gelişmişliği insanların kendi hayatları ile ilgili olarak özgürce karar verebilmesi ve bunları hayata geçirebilmesi ile ölçülür. Kim örtünen kadınlarımızın büyük kısmının buna kendi iradeleri ile karar verdiğine inanabilir ki? Dünyada o denli insanlık sorunları varken, sadece bu yolla günahkar olmayacağına inanıp, diğer sorunlara kafa yormayan biz tüm insanlar, ne kadar insan olduğumuzu iddia edebiliriz ki! Çok uzağa gitmenize gerek yok. Bir çıkın sokağa insanlara ve yüzlerine bakın. Onlar size çok şey anlatacaktır. Tabii ki anlayana.