Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '10

 
Kategori
Futbol
 

Özhan Canaydın'ı anladık mı?

Özhan Canaydın'ı anladık mı?
 

Galatasaray gibi bir büyük kulübün milyonlarca taraftarı olduğu gerçek.

Ama acaba kaç tanesi 14 yaşında bu kulübe üye olmayı aklından geçirmiştir.?

Özhan Başkan’nın akşam saatlerinde vefat ettiği haberini okuyunca,

onu düşündüm.

Bu sadece imkan meselesi değildir. Topu görse bomba zannedecek nice zenginlerimiz vardır.

Sanatçı olur, yazar olur, bilim adamı olur, pilot olur, bürokrat olur. .

O Başka.. Sporcu ruhu taşımanız gerekir. Kulüp sevgisi gerekir.

Özhan Başkan, önce Galatasaray’a gönül vermiş, sonra spora

Basketbol oynamış o formayla, milli olmuş.

Başkan olmuş.

Onun, Başkanlığı zamanında, takdirden çok tenkidlere maruz kaldığını görür, üzülürdüm.

Haksızdılar.

İlle de Başkanlık yapacağım diye koltuğa yapışanlardan değildi o

Bir başkaydı. .

Kavgayı, gürültüyü sevmez, işini yapmaya çalışırdı.

Sağlığı bozulana kadar, spor dışındaki olaylarla uğraştı durdu. Buna mecbur bırakıldı.

Böyle büyük kulüplerde sorumluluk almak, ateşten gömlek, böyle günlük yaşanan, günlük başarılarla avunulan bir ülkede, spor kulübünde bile olsa yöneticilik yapmak sağlığını bozmak, hayatını kısaltmak demektir.

Hiçbir şekilde yaranamıyacağınız ama sizden nemalanan bir muhalif medya ordusu, elindeki kalemi ok gibi her fırsatta size saplamaya hazırdır.

Özhan Canaydın’ın değerinin, bu spor toplumuna hayli ağır ve fazla gelen kişiliğinin hiçbir zaman anlaşıldığını ve örnek alındığını sanmıyorum.

Sahip olduğu asil kişiliği, değerleri ve Galatasaray’lılığı, Başkanlığı sırasında başarılı olup olmadığı tartışmalarından sonra geldi hep.

O, alışkın olmadığımız ama mutlaka örnek alınması gereken bir spor adamı,

bu spor camiasının alışkın olmadığı ve bu yüzden tenkit bile ettiği, bir büyük centilmen, ‘’beyefendi’’ kelimesinin, tıpa tıp tarifiydi.

2002 yılında, ezeli rakibine karşı, lig tarihinin en ağır yenilgisini aldıktan sonra rakip takım Başkanını tebrik etmesi, aylarca malzeme yapılmış, sanki takımı o yapıyor, taktiği o veriyor gibi fatura da kendisine çıkarılarak, centilmenliğin sınırlarını zorladığı gerekçesiyle suçlanmıştı.

Ne yazık ki, günümüzdeki spor anlayışı, kavgaya, dövüşe, atışmaya daha çok önem verdiğinden, Özhan Canaydın gibileri artık bir daha gelmeyecektir.

İstesen de yok artık. O belki de, böyle bir kişiliğin son temsilcisiydi.

Bu Dünyadan ve spor camiamızdan bir Özhan Canaydın geldi geçti.

TV de ölüm haberini alt yazıyla geçince üzüldüm çıktım, 5 saat sonra yaşadığını okudum.

Sevindim. Akşam saatlerinde yine vefat haberi okudum!. Utandım.

Seni ölmeden öldürdük Özhan Başkan.

İnsanların ölüp ölmediğini bile, bilip bilmeden TV lerden ilan eden böyle bir sorumsuzluğa sahipken, bu ezbercilikle, bu hafiflikle, senin ağırlığını, senin değerini nasıl ve kim anlayabilirdi?

Sadece bir sporsever olarak, insanlık adına senden özür diliyorum.

Hangi takımı tuttuğum önemli değil.

Yarın seni uğurladıktan sonra, onlar kaldıkları yerden devam edecek,

Bu devran yine o toz bulutu içinde, alışamadığın şekilde dönüp duracaktır.

Seni hiç anlamadık Başkan, ben ona yanarım.

Nur içinde yat,

Mekanın cennet olsun.

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 0 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..