Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Özlemiştim seni sevgilim

Özlemiştim seni sevgilim
 

murat aydemir


Yıllardır buluşamıyorduk. Özlemiştik birbirimizi. Ben geldiğimde geç kalırdı, döndüğümde ardım sıra gelirdi Bursa’ya kadar. Bazen ısrar eder Manisa’ya kadar takip eder, Bornova sırtlarında vazgeçerdi benden. Çekilir giderdi kuzeye çocukluk aşkım…

Üniversiteye başladıktan sonradır ki bir süre küstü bana. Neden sonra hazırlığı bitirip 1 sınıfa geçtiğimde kısa süreli bir birlikteliğimiz oldu. O kadar kısa sürdü ki; özlemimi gideremedim. Öylece gitti. Ardından gitmek istedim, olmadı. Gidemedim. Bir daha gelmedi ardım sıra. Küsmüş olmalı.

Eşeklik yaptığımı fark ettim. Her fırsatta koşturdum ardından doğduğum topraklara; kuzeye. Kısa tatillerim boyunca aradım eski sevgilimi, çocukluk aşkımı… Ne güzel günlerdi sarmaş dolaştık her gün, kıskanırdım ona dokunduğunda arkadaşlar... Bana mı küsmüştü, bu yüzden mi terk etmişti bizi?

Ben döndüğümde Düzce’ye, o da çıkıp gelecekti. Birlikte dolaşacaktık Düzce’nin sokaklarında. Ben kaçamak yapacak, arada bir kaffe’ye dalacak birkaç güzel kızla ilgilenecektim. O sinirlenip hışımla vuracaktı camlara. Toparlayıp kendimi atacaktım eski yârimin kucağına, sokaklara…

Kaç yıl geçmişti, bir türlü karşılaşamıyorduk. Karşılaşsak belki beni anlar, yeniden birlikte olabilirdik. Nerden haber alırsa alırdı. Döndüğümde bulamazdım onu. Bazen ben gelmeden hemen önce ayrılırdı. İzlerine rastlardım yolda izde. Kendisine ulaşamazdım bir türlü.

Yıllar sürdü ayrılığımız. Kaçtı benden sürekli. Artık umudumu kesmiştim. Küllenmişti yüreğimde aşkım. Birlikte olma umudumuz küresel ısınmanın da etkisiyle güçleşmişti. İlerleyen yıllar tatil imkânını ortadan kaldırmış, kısa süreli ziyaretlerimde ise benden uzakta kalmayı tercih etmişti hep.

Eski dostlardan işitirdim, güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Beyaz teni insanı sarıp sarmalıyor, insana kendisini düşler âleminde hissettiriyormuş, yumuşacıkmış hala… Her işittiğimde eski günler gelir dikilir gözümün önüne; derin bir ah çeker, özlemiyle ayrılırdım Düzce’den…

Yolculuğum boyunca hiç aklıma gelmemişti eski sevgilimle buluşacağım.

Uzun sürüyordu yolculuk, hazırlıklıydım uzun yolculuklara. Elimin altında yolculuklara yaraşır bir kitap olurdu. Bu kez yanıma İtalyan yazar Susana Tamaro’nun; ‘Yüreğimin Sesini Dinle’ kitabını almıştım. Yazarın bir önceki kitabı; ‘Yüreğinin Götürdüğü Yere Git’ in devamı niteliğindeydi. Biraz okumaya çalıştım; fakat son zamanlarda gözlerimin ağrısı artmış, isyan eder olmuşlardı. Sürekli çalışmak istemiyorlardı. Kitabı bırakıp bir süre dinlendirdim gözlerimi. Bir süre uyumaya çalıştım, gözlerimi açtığımda yağmur yağmaya başlamıştı. Yolculuğumun bitmesine ise birkaç saat kalmıştı sadece. İşte o anda aklıma düştü eski sevgilim yeniden.

Otobüse binmeden aramıştım evdekileri, aramıştım ağızlarını. Yok demişlerdi. Umutsuz çıkmıştım yolculuğa aslında. Yine de onu düşünmekten alamadım kendimi…Bir ara uyuya kalmışım. Muavinin dürtüklemesi ile uyandım.

- Beyefendi siz Düzce’de inecektiniz değil mi?

- Evet

Apar topar indim, saat sabahın beşi. Ortalık ıssız, şehir sinmiş. Uykusuzluk akıyor gözlerimden. Hiç aklıma gelmezdi böyle bir anda beni karşılamaya eski sevgilimin, ‘kar’ın geleceği. Mucize gibiydi, işte eskisi gibi sarıp sarmalıyordu beni…

Ne kadar özlemişim seni!


murat aydemir

 
Toplam blog
: 127
: 902
Kayıt tarihi
: 06.12.07
 
 

Gazeteciliğe az çok bulaşmış, memleket meselelerini ve dünya gündemini takip eden, okuyan yazan b..