Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Özlenen tablo

Özlenen tablo
 

Milliyet İnternet


Özlenen Tablo

O kadar çok dövündük, o kadar çok yıprandık ki yarım asrı geçen ömrümüzde yazsak hiçbir arşive sığmazlar.

Hiçbir çıkar düşünmeden eli kalem tutan on binler yüz binler, gönlünde arşiv oluşturan milyonlar hep ağladı yıllarca. “Kanlı gözyaşları” desek yeridir bu çırpınışlara.

Bende âcizane o kervana kendince bir yer arayan bir çalakalemim.

Bu sabah Milliyet İnternette bir haber “şükürler olsun Allah’ım, dualarımız kabul oldu” diye içimde sevinç çığlıklarına sebep oldu.


Seksenli yıllarda Cumhuriyetim, 80 li blogum Milliyet blogda dündü makalem Milliiyet Blogun siyaset bloglarında, ana sayfada. Sonsuz teşekkürler Milliyet Ailesi...
“Özlenen Tablo bu” dedim kendi kendime ve hemen “klavyemle barışık bir moralli yazı yazayım” dedim.

Ankara’nın yüksek tepelerinde ki kavgalar o kadar bıktırmış, söndürmüş posamızı çıkarmıştı ki, ne olacak bu memleketin hali demeyi bile zül kabul eder hale gelmiştik.

Tuzu kurular, her işini otomatiğe bağlamış elitler gülerken başımızı duvarlara vurduğumuzu kimse görmüyordu.

Askere biz gidiyorduk, şehide biz ağıt yakıyorduk, yetime biz baka kalıyorduk.

“Bu Vatana değer, bu bayrağa kurban olayım, bir gün düzelir” diye gözümüz yollara bekliyorduk…

Cumhurbaşkanının “uyum zirvesine ihtiyaç duyması, oradan yüreğimize su serpen, endişelerimizi gül bahçelerine çeviren bir kararın çıkmasının ardından Milliyet İnternetteki haber beni havalara uçurdu…

Vay beee…

Siyasi Tarihimizde ilk…

Bu nasıl ilktir, bu olacak şey mi idi…

Ankara’yı bilirim uzun zamandır.

Dedemi emekli etmek için gittiğim O zamanki SSK Genel müdürlüğünde (1978) evrakları bulamamış, T.C Emekli Sandığına olabileceği söylenmiş koşarak gittiğim Emekli Sandığını arşivinde yedi aydır tozların içinde, yerde bulmuştum evrakları.

Yan yana iki kurumda bir evrak yedi ayda yolunu bulamamıştı.

İşte bu örnek aklıma geldi ve bu ilke doyasıya ağlamak istedim bugün.

Demek çatı elden geçiriliyor, tadilat yapılıyor kiremitler yenileniyor sıkıntıdan, dövünmekten,

dünyada hiçbir milletin çekmediği moral eziyetten kurtuluyorduk.

“Ne olacaksa olsun ama konuşsunlar” dedim yıllarca.

Laf havada takla atar, bin bir şekle girer, rüzgâr yön değiştirir, münafıkların eline düşer, fırtınaya borana dönüşür, belli mi olur?

Evimizi, ocağımızı sel basar, Vatanımızı Allah korusun yabancı çizmeler kirletir, bayrağımın alına mor karışır, kor karışır, nerelere giderim ben.

Şimdi keyifle sigaramı yaktım ve ufkumun perdelerini alabildiğine açtım.

Şiirde yazacağım, resimde yapacağım türküde diyeceğim Allah’ına güzelliklere koşacağım.

Var mı benden daha moralli, daha vakarlı, daha cesur bir insan dünyada…

Olamaz ki. Olsaydı, yedi bin yıllık bir başka millet olurdu dünyada…

Gül, Erdoğan, Başbuğ İlker, ilkleriniz ebedi olsun…

Sevgi ve saygılarımla….

 
Toplam blog
: 449
: 609
Kayıt tarihi
: 24.06.08
 
 

Rizede yayınlanan ilk renkli gazete ViraHaberin kurucusuyum 5 sene baş yazarlığını yaptım. İLESAM..