Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

14 Aralık '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Papatya falı

Papatya falı
 

Gece yarısı telefon çalar,

Genç adam gözleri kapalı, el yordamı ile bulur telefonu.

Kimin aradığına bakmadan açar,

—Efendim.

Telefonun diğer ucundan ses gelmez önce,

—Uyuyor muydun?
—Evet.
—Ne haber?
—Ne olsun, evdeyim yatmıştım.
—Özlemedin mi beni hiç?
—Yarın konuşsak!
—Yarın çok geç olabilir ama!
—Neden geç olsun, valla hiç kafam yerinde değil.
Fatih Kısaparmak’ ın “Papatya Falı” adlı şarkısını dinledin mi sen hiç?
—Dinlemedim, lütfen ama çok uykum var.
—Tamam, o şarkıyı benim için dinler misin?
— Dinlerim
—Söz mü?

— Söz!

Genç adam eski sevgiliden gece yarısı gelen telefona bir anlam veremez.

Çok da önemsemez.

Hayatın çalkantısında, ne o geceki telefon konuşması aklında kalır nede eski sevgilisi.

Her insan gibi oda unutur.

Yeni sevgilileri olur.

Yeni yüzleri, yeni aşkları!

Bir dönem sonra da, işi gereği yurtdışına gider.


Bir kurban bayramı öncesi, ailesini ziyarete gelir.

Arkadaşlarının ısrarına dayanamaz,

Delikanlılık dönemlerinde müdavimi olduklarını meyhaneye, Hilmi’nin yerine giderler.

Rakılar gelir, Yurt dışında geçirilen yıllara inat, arka arkaya götürülmeye başlanır dubleler.

Açık saçık hikâyeler anlatılır.

Hollandalı bir hemşireye Türk’ün gücünü nasıl ispatladığını anlatırken,

Birden, durgunlaşır genç adam.

Dudaklarına götürdüğü işaret parmağı ile arkadaşlarına susmalarını işaret eder.

Çalan şarkıya takılmıştır.

<ı>Seviyor, sevmiyor, sevmiyor, papatya falı ayrılık diyor”

Sigarasından derin bir nefes aldıktan sonra

Hilmi ağabeye seslenir.

—Baba kim bu?
—Ne biliyim aslanım, bizim usta koymuş kafasına göre... Beğenmediyseniz değiştireyim.
—Yok kalsın... Hatta geri alsana bir kere daha diye dinleyelim.

Şarkı tekrar başlar, Sözlerin arasında kaybolur. Rakısından büyük bir yudum alır.

Fatih Kısaparmak söyler;

<ı>Bu şehirde son gecem
Beni son kez sarsaydın
Gitmezdim bir meçhule
Yanımda sen olsaydın!

<ı>Gözümde duman duman
Hayalindir son kalan
Yenmezdi beni zaman
Yanımda sen olsaydın

Eski sevgilisinin aradığı akşam gelir aklına...

Şarkı ile ne anlatmak istemiştir bu kız.

İnce bir sızı çöreklenir gönlüne, sonra sızı sancıya dönüşür.

Rakının tadı, mezenin tuzu, muhabbetin ruhu kalmamıştır artık.

Meyhaneden çıkar.

Anıları ile dolu mahallenin parke taşları üzerinde yürürken,

Eli cep telefonuna gider, yıllar öncesinden ezberine aldığı numarayı tuşlar.

Mekanik bir ses cevap verir...

“.......... Kayıtlı böyle bir numara yoktur!”

Gecenin karanlığında;

Şarkının sözlerini mırıldanmaya başlar...

<ı>Gitmezdin bir meçhule,

<ı>Yanında ben olsaydım...

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara