- Kategori
- Güncel
Paranı ben verdim susacaksın

Resim: http://www.kardemir.com
Beynimin içinde sürekli dönüyor bu tümce: “Paranı ben verdim susacaksın!”
Artık belediye başkanlarına dek indi baskı uygulamak. Hem de nasıl? Adı “Sanat, Kültür ve Sanayi” olan şenliklerde.
Kürsüde yazar Latife Tekin ve salonda bir belediye başkanı…
Karabük’ün anılarımda ayrı bir yeri vardır. Bir süre Demir Çelik Lisesinde okudum. Dostluklarımın en güzel adımını orada attım. Yıllar geçti hala sevgili dost arkadaşlarımla görüşürüm.
Siz akşam hava karardıktan sonra bembeyaz kar üzerinde Demir Çelik Fabrikasının cüruf döktüğü andaki görkemli manzarayı gördünüz mü? Kırmızının her tonunun gökyüzünde ve karlar üzerinde oynaşması müthiştir. Bu görüntü yıllar geçse de belleğinizden silinmez.
Şimdi belleğime bir tümce yazıldı. Silinmesi olası olmayan. “Paranı ben verdi susacaksın!”
Zor günlerden geçiyoruz. Adına “Mahalle Baskısı” dediler ama bu baskı falan değil düpedüz faşizm. Ben ne dersem o olur. Senin paranı ben verdim. Bu ne demek oluyor?
Şimdi anlaşılıyor seçim zamanları dağıtılan gıda paketlerinin, beyaz eşyaların ne anlama geldiği.
Ben verdim konuşamazsın!
İnsanları yoksullaştırarak sadakaya muhtaç etmenin sonuçları yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Aşını ben veriyorum, karnını ben doyuruyorum. Susacaksın’
Tehlikenin farkına varamayanlar hala farkında değil misiniz tehlikenin?
Şimdi oturup düşünelim; özgürlüklerimiz bir bir elimizden kayıp giderken biz ne yapıyorduk?
Vatan topraklarımız, ormanlarımız, kıyılarımız satılırken neredeydik?
Bakanlarımız dışarıda bizi başkalarına şikâyet ederken neredeydik?
Şimdi benim canım sıkılıyor. Ne yaptık da bu durumlara düştük? Payımız ne bu günlere gelmede?
Beynimin içinde dönüp duruyor; “Paranı ben verdim susacaksın?”
Karabük anılarımda öyle güzeldir ki; bu sözler anılarımı yok edebilir mi?
Gençliğimin ilk heyecanını, sevgilerin en güzelini orada yaşadım. Sevil’i, Samime’yi, Emine’yi, Tenise’yi, Sinan’ı, Günay’ı, Emel’i, Mustafa’yı, Servet’i nasıl unutabilirim. En önemlisi bana Matematik nasıl anlatılırı öğreten kısacık bir süre öğretmenim olan Dursun öğretmenimi nasıl unuturum? Dersin en yoğun anında bize dönerek, gözlüklerinin ardından; “Neden a açısı b açısına eşittir?” diye soran sesi kulaklarımdan hiç gitmedi. Sonra onu sonsuzluğa uğurlayışımızı hiç unutamıyorum.
Karabük çok güzeldir. İnsanı demire can kattığı için sevgi doludur. Nasıl bu hale gelmiş sevgisiz ve ruhsuz olmuş da biri çıkmış; “Paranı ben veriyorum susacaksın!” demiş.
Bu gerçekten aklın yok olup gitmesi, tutulması değil.
Evine konuk çağırıyorsun, konukla sohbete başlıyorsun. Konuğunun sözünü kesip; “Sana bir sürü hazırlık yaptım, yiyecek hazırladım yediriyorum. Benim istediğim şekilde konuşacaksın. Konuşturmam seni.” diyeceksin.
Bu belediye başkanı bilmez mi acaba? Kendisi nasıl konuşuyor? Ona bu konuşma hakkını verenler onu bir gün susturuverirler.