Paris ve Evet İzmir ve Mavi

Mavinin sesini duymak için Paris şart değil.

Sen bol bol oralarda havuzda yüzebilirsin, ruhunda o müzikle. Ben İzmir diyorum, deniz. Havuz bana el. Ha, müzik senin olsun, bana o hatıralar yeter.

Yanında beni istemiyorsan, sorun çıkartmam.

Paris bana uzak, uzak uzak, her anlamda.

Ortalık karışık, baksana delta melta, ben müzikli ya da müziksiz, ama bol hatıralı yaşamak istiyorum, kaçamam. Sahi, sen nasıl tek parça çıktın o arabadan? Gencin bir yardımı oldu mu, hani sana? Diğer ikisi gitti, zaten gitmişti, hayat.

Lütfen kolyeyi kendine saklar mısın!

Kaç git istediğin yere, ama o müziği, onun müziğini, senin, içine gömme, müzik yaşasın. 

Kimin aklına gelirdi temmuz temmuz işte böyle laflayacağımız, istersen diyorum, sen gel, İzmir iyi gelir, hemen şurası, bol bol yüzeriz denizde, ama denizde, hep denizdeeee!...

Tamam tamam, anlaşıldı, Mavi'yi ne Kırmızı ile ne de Bayaz'la bir tutmayacağım, Mavi'nin yeri başka, senin. Ama şunu bil ki sağ bacaklar ağrıyor.

Nedeni belki...in.aslında belli, içine dolan o özgürlük duygusu...

Ne o müziği değiştiriyor musun? Buna hakkın var mı? Ne demek yaptım oldu, buna kim karar veriyor? 

Dinledim, dinliyorum, ne mi düşünüyorum? Çıkıp gelmelisin içinden, hemen! O kadın beni ilgilendirmiyor,, zamanında olmuş bir şeyler, geç! Gerçi bir saf yanın var ama...

Söyle şu teyzeye, gitsin başka yere atsın şişesini, gece gündüz sahnenin içinde, başka işi gücü yok mu? Yaşıyor mu? O na bakarsan herkes yaşıyor, pöh!

Netice? Netice iyilik güzellik; başka başka renklerde görüşmek üzere; ama bence sen yine de gel bana, İzmir'e, zamanın bir önemi yok, biz hep otuzuz.

Not: Üç Renk: Mavi'den hareketle yazılmıştır.

Şahin Yamnar.