Parti liderlerini değiştirme operasyonu…

Son günlerde medyada parti farkı gözetilmeden, başarılı veya başarısız olmasına bakılmadan başlatılmış bir parti liderlerini değiştirme operasyonu var sanki…

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine kim gelsin anketi arkasından Gül parti kuracaktı söylemleri ile adeta Recep Tayyip Erdoğan gidiyormuş imajı verilmeye çalışılırken diğer taraftan ise muhalefet partilerinde de aynı durumlar oluşturulmaktadır.

MHP’de kurultay çığlıkları yükseltilirken Devlet Bahçeli yerine her gün yeni adaylar açıklanmaktadır. Adeta Devlet Bahçeli içinde Recep Tayyip Erdoğan gibi sen miadını doldurdun imajı yaratılmaktadır.

Diğer tarafta ise neredeyse çiçeği burnunda sayılan Kemal Kılıçdaroğlu içinde durum pek farksız sayılmamaktadır. Daha dün kendisini parti başkanı konumuna taşımak için yıllarca omuz omuza mücadele etmiş olduğu Deniz Baykal’ı bile yok sayanlar bugün Kılıçdaroğlu’nun yerine yeni genel başkan arayışı toplantıları yapmaktadırlar ve bu durum medyada yer almaktadır.

Şimdi benim kafamın almadığı nokta tüm parti Genel başkanlarına aynı anda düzenlenen bu operasyonun kimler tarafından yapıldığı ve ne anlam taşıdığıdır. Şöyle siyasi tarihimize baktığımızda büyük partilerimizde kendi sistemi ile kurultayda değişen bir parti başkanı nadiren gözükmektedir hatta yok bile diyebiliriz.

Giden parti genel başkanları ise genellikle medyada yayınlanan büyük skandallarla yada hakkın rahmetine kavuşarak görevlerinden ayrılmışlardır.

Peki bu durumda medyanın bu parti genel başkanlarına karşı başlattığı bu operasyon aslında birilerinin emri ile mi düzenlendi diye düşünmeden edemiyorum.

Acaba birileri bu genel başkanlara adeta uyarı mesajımı yolluyor? Bu konumlara sizleri biz taşıdık ve istersek indiririz ah diye kulaklarını çekmek amaçlı mı bu operasyonlar?

Bu operasyonlarda hedef alınan partilere baktığımızda başarılı veya başarısız olduklarına bakılmadığı dikkatimizi çekiyor ve mecliste olan iktidar partisi ve ana muhalefet partisi ile muhalefet partisi olan 3 büyük partimizin liderleri direk olarak hedef alınmış durumda…

Bu durum bende ister istemez şu düşünceyi oluşturmaktadır; acaba bu ülkeyi perde arkasında yöneten bir topluluk mu var?

Bu topluluk acaba neden rahatsızlık duydu ki, bu parti Genel başkanlarına bu şekilde bir uyarı yapma ihtiyacı hissetti?

Bizleri yönettiğini düşündüğümüz meclisteki siyasiler aslında ülke yönetiminde sadece bir vitrin görevi mi görmektedir? Ülkemizi yöneten bu gizli güçler kimlerdir?

Şimdi bu düşüncelerle baktığımda aklıma demokrasi denilen şeyin aslında bir oyun olduğu geliyor ve bizim siyasilerimiz ise bu oyunda rol alan birer oyuncu konumunda demek ki…

Öyle ise bu oyunun yönetmeni ve senaristleri kimlerdir?

Bu bir uyarı ise bizim parti Genel Başkanlarımız bu demokrasi oyununda yazılmış olan senaryo içerisinde kendilerine biçilen rollerin hangi sahnelerinde yanlış yaptılar ki, bu senarist ve yönetmen kadrosu müdahale etme ihtiyacı duydu?

İşte bunlar benim kafama takılanlar ve çözüm bulamadığım noktalar. Aslında bunların cevabı muhakkak ki o parti Genel başkanlarında mevcuttur ama açıklarlar mı?

Bu ülkeyi biz yönetmiyoruz demokrasi aslında bir senaryo ve bu senaryonun senaristi ve yönetmeni şunlardır diyebilecek konumda bir Genel Başkan olduğunu zannetmiyorum. Bizlerde halk olarak aslında bunu pek umursamıyoruz. Bizim içinde önemli olan vitrinde birilerinin olması…

Nede olsa alışmış durumdayız vitrinlere bakıp bir şeyleri almaya vitrinin arkasındakilerin bizler açısından pek önemi yoktur. Önemli olan vitrine konan ürünlerdir bizim için…

Millet Meclisindeki siyasilerimizde bizim ülke yönetiminin vitrinidir. Bu yılların modası AKP’li siyasilerdir yarın moda değiştiğinde vitrine kim konursa onu beğenip alacağız…

Üretici ve satıcılar kimdir?

İşte bunun bizce pek önemi yoktur…

Bizler modayı takip etmekle meşgulüz malın kalitesi önemli değil. 

Burçak YAZICI