Partiler ve Siyasetçiler

Cumhuriyet tarihimizde siyaset ve parti çekişmeleri hep var olmuş ve var olmaya da devam edecektir. Bu demokrasiye inanmış cumhuriyetler için normal bir durum. Sizler de biliyorsunuz ki, demokrasi ve cumhuriyet kavramlarının toplumla özdeşmesi kolay değil. Bu zaman ister, eğitim ister, ekonominin iyi olması gerekir. Kısacası, biz daha çok, parti kapatma davaları ile karşılaşacağız. Parti kapatmaları çözüm mü? Değil. Partiler, hukuka aykırı bir yoldalarsa ne olacak peki. Bu sorunun cevabı, parti yetkililerinde. Partilerden çok, siyasetçilere odaklanmalıyız. Esas suçu işleyenler bence onlar.
Bir TV kanalında bir program kurallara, yasalara uymayınca TV kapatılıyordu. Bir program yüzünden bütün TV cezalandırılıyordu. Sorumluluk payı olsa da, ceza programa kesilmeli. Evet, partiler sorumlu, ama ceza siyasetçilere kesilmeli. Hukuka aykırı kim suç işliyorsa. Dokunulmazlık kalkmalı. Parti mensubu binlerce kişi var, herkesi bu suçlara ortak etmek bana doğru gelmiyor. Neticede kapatma kararları yeni açmazları doğuruyor.
New York valisinin nasıl istifa ettiğini gördük. Gelişmiş ülkelerde bu tür olayları sıralamak mümkün. Uzak doğu da intihar edenler bile var.
Toplumun demokrasiyi özümsemesi önemli. Özümseyen toplumlar düşünür, sorgular ve eleştirir. Aksi mümkün mü?
Sosyal güvenlik tasarısına duyulan tepki ortada. Şimdi bu tepkileri görmemezlikten gelip bildiğini okumak, hatta saldırgan bir tavır takınmak, demokrasimizin, cumhuriyet anlayışımızın olgunlaşmadığını gösteriyor. Yeri geldiğinde geri atmak, acizlik değildir.
Son olarak, partilerin içindeki tartışmalı kişilerin ayıklanması, milletvekili kalkanının kalkması ile olacaktır diye düşünüyorum.. Partiler o zaman gelişecek, serpilecek ve çağdaşlaşacaktır. Tabii, toplum da beraber.
Sevgilerle....