Paylaşmak

Ne büyük bir kavram bu böyle! Bu kavramın üzerine kurulu sistemleri düşünün bir, kapitalizm, komünizm, sosyal demokrasi, liberalizm…..vs. Dünya kendi ekseninden daha çok paylaşım ekseninde dönüyor demek az bile kalır. Sadece insanlar için değil bütün canlılar için en önemli kavram paylaşmak. Savaşların, katliamların, mutlulukların, sanatın, ana kaynağı olan paylaşım kavramı hayatın en aktif unsurudur. 

Hadi küçültelim ve daraltalım biraz. Hayattan günlük yaşama, toplumlardan tek tek insanlara kadar inelim ve paylaşmak kavramına bu sınırlar içinde bakalım.
Paylaşmak genel olarak üç alanda gerçekleşir: 

1- Fiziksel alanda maddi olarak, bölüşmek ya da ortaklaşa kullanmak şeklinde,
2- Zihinsel alanda inanç ya da düşünce olarak, tartışmak veya hemfikir olmak şeklinde,
3- Ruhsal alanda duygusal olarak , duyarlılık veya duyarsızlık şeklinde. 

Gelelim şimdi kendimize ve günlük yaşamımıza. Dün kimlerle ne paylaştık? Bu paylaşımlar gönüllü olarak mı yoksa zorunluluktan mı gerçekleşti? İşin bir de bu yanı var tabii. Gönüllü paylaşım, sorumluluk nedeniyle paylaşım, çıkar amaçlı paylaşım. Kaz için tavuk paylaşımı gibi örneğin! Adaletli ya da eşit paylaşım… söz konusu paylaşım olunca, işin içinden çıkılmaza gitmek ne kadar basit, değil mi?
Peki, dilimin altındaki bakla şu: Dün eşiniz ve çocuklarınızla neleri paylaştınız? Daha somutlaştırırsak, önce, dünkü yirmi dört saatinizin ne kadarını onlarla paylaştınız? İki saat mi? Üç ya da dört saat mi? Paylaştığınız şeyler nelerdi? Duygularınız mı, düşünceleriniz mi, kazandığınız para mı, suskunluğunuz mu, televizyon mu? Bunları belirlemek sizin yaşamınızın anlamını ortaya koyacak; ama daha önemlisi, bir yığın rahatsızlığınıza çare olacak. İlaç ve doktor parasından kurtaracak! Aslında bir kalem kağıt alıp bunları yazarak tespit etseniz demek istiyorum; ama bunun çok hayalperestçe bir istek olduğunun da farkındayım. Hiç değilse, bu yazıdan sonra kendinize bir beş dakika ayırıp bu söylediklerimi düşünseniz de olur. 

Bu konuda bir başka önemli soru: “Şu anda, eşiniz ve çocuklarınız dendiğinde, kendinizi iyi hissedebilmeniz için, dün onlarla ne gibi şeyler paylaşmış olmayı isterdiniz?” Ya da: “Onlarla nasıl zaman geçirmiş olsaydınız, aklınıza geldiklerinde, kendinizi daha iyi hissederdiniz?” 

Bu sorular günlük aile yaşamınızı geliştirmede, somut adımlar atmanızı sağlayabilir! Paylaşımın ve niteliğinin aile yaşamındaki rolünü görünür kılmaya yönelik bu sorular, size bir yön duygusu da kazandıracaktır. Eşiniz ve çocuklarınızla nitelikli bir paylaşım için önünüzü daha net görebilirsiniz. “Gelecekte nasıl bir aile yaşamı hedefliyorsunuz?” gibi daha genel bir soruya daha elle tutulur bir yanıt vermek mümkün hale gelir. 

Siz günlük yaşamdan beklentilerinizi somutlaştırıp netleştirdikçe, sonuç almaya daha çok yaklaşırsınız. Bu NLP tekniklerinin temel hareket noktasıdır: bilgide mümkün olduğunca netlik sağlamak. Bu nedenle sorulacak sorular önemlidir.
Paylaşmak gibi genel bir kavramı aile yaşamı içinde anlamlı bir şekilde kullanmanız için gereken sorular: 

1- Dün eşiniz ve çocuklarınızla neler paylaştınız?
2- Dün eşiniz ve çocuklarınızla neler paylaşmış olmayı isterdiniz? 

Bu soruların sınırlarını dostlarınıza, iş arkadaşlarınıza genişleterek devam edebilirsiniz. Günlük yaşamda aklımızı kullanmanın yolu, doğru sorular sorup, net ve işe yarar yanıtlar vermektir. Siz bu konuda daha net sorular sorup daha açık yanıtlara ulaşabilirsiniz. Böylece baş ağrısı, diş ağrısı, karın ağrısı, depresyon…vs. gibi bir yığın dertten kurtulma şansınız artar. 

Aile içi paylaşımın kalitesini yükseltin. Bunun için önce mevcut duruma bakın. Bunlar aklın doğru kullanım alanlarıdır. Politikayla, futbolla, giyim kuşamla da ilgilenin tabii ama önce ilgilenmeniz gerekenlerin farkında olursanız, en azından kullandığınız ilaç miktarında önemli bir azalma olacaktır. Paylaşmaktan zevk aldığınız bir gün diliyorum!
izzetbalci@ziprotek.com