- Kategori
- Aile
Sende mi kervana katıldın?

CİCİM AYLARI DA GEÇER NELER GEÇMİYORKİ
Bahçemizde annemle saç ekmeği yaparken, arkasında üç küçük çocuk olan bir teyze bahçe kapısından kolay gelsin demişti. Bizde meraklı bakışlarla sağ olun demiştik. Gözlerimizle de soruyorduk sanırım kimsiniz, necisiniz der gibi, teyze biz size komşu geliyoruz. Şuradaki evi satın aldık, yakında taşınıyoruz dedi. Annem çok sevindi. Çünkü o zamanlar bizim mahalle yeni kuruluyordu. Mahallenin ilk sakinlerinden biriydik. Sessiz tertemiz bir mahalle oldu sonraları ve komşularımızın hepsi candan insanlardı. Yazın bahçedeki çay saatlerini hep beraber güle oynaya geçirirdik. Teyzenin iki kızı bir oğlu vardı. Kızların biri sessiz sakin, diğeri pek süslü küçücük bir kız çocuğuydu. Erkek çocuksa hemcinsleri gibi haşarı bir çocuktu.
Bizim mahallede büyüyorduk hep beraber, çok birbirimize gidip gelmesek de yakından takip ediyorduk birbirimizi. Yıllar su gibi geçerken ben okulumu bitirip görev icabı bu güzelim mahalleden ayrıldıktan sonrada annemden ve ablamdan aldım haberlerini. Büyük kız evlenmiş iki tanede çocuğu olmuştu. Belki mutluydu yuvasında ama ailesine çok sık gidip gelmiyordu. Aslında mutlu bir aile tablosu çiziyorlardı. Bizden tek farkları onların başlarında babaları vardı ve onları yaz tatillerinde denize götürüyordu. Ben denizi ancak evlendikten sonra gördüm. Bu aileyi hep imrenmişimdir. Ne kadar mutlular, hem tatile hem de güzel havalarda pikniğe giderlerdi. O zaman küçüklük ve babamın eksikliği işte paran olsa da istediğin gibi yaşayamıyorduk.
O küçük kız büyümüştü en son aldığım haberde ve temmuzda düğünü olacaktı. Benim kızımda teyzesinde olduğu için yasemin ablasının düğününde gelinlik giyecekti. Yazın çocukları bırakmaya gittiğimde teyze beni de düğünlerine davet etmişti. Bende nasipse geliriz demiştim. Aradan çok geçmeden düğüne üç, dört gün kala nişan bozulmuştu. Ablama ne oldu her şey bitmişken davetiyeler bile dağılmıştı neden ayrıldılar dedim. Gelin ile damadın anlaşamadığını düşünmüştüm. Oysa durum çok farklı bir boyuttaymış. Kızın babasının sevdiği varmış, damat bir akşam ailesi ile nişanlısına ziyarete geldiğinde kendi gelecekleri hakkında konuşacaklarını sanıyormuş. Oysa benim imrendiğim ailenin babası bir sevdiği olduğunu ve düğünden sonra eşini boşayıp onunla evleneceğini yumurtlayıvermiş. Düşünebiliyor musunuz yaşanan dramı, evde kıyamet kopmuş. Damadın annesi hadi oğlum kalk bize böyle bir aileden hayır gelmez demiş ve nişanı bozup oğlunu da alıp arkasına bile bakmadan uzaklaşmışlar. Kızcağız feryat figan abisini çağırmış Baba ile oğul birbirine girmiş. Tabi mutlu son olmadı çünkü kızın düğününe saatler kala kızının mutluluğuna dinamit koyup patlatıverdi.
Şimdi uydurma hiç bir baba bunu yapmaz diyeceksiniz, ama gerçekten yaşanan bir olay, şu an boşanma davası ve edinilmiş mallara tedbir davası açmak ile meşgul eşi. İlahi Ali abi bunca yıldır mutlu bir aile tablosu çizmiştin mahallemizde, kafana saksı filan mı düştü ne anlayamadım. Gül gibi eşin ve çocukların varken iki çocuğunun babasını terk edip senin kollarına koşan kadın senin kollarında ne kadar kalır acaba. Sen yuvanı ve kızının mutluluğunu bozduğun için o hanımla da mutlu olacağını sanmıyorum. Cicim ayları geçince sendeki vicdanla hesaplaşma günlerin başlayacak ve senin varsa vicdanın seni rahat bırakmayacak. Çok pişman olacaksın çok ama köprüyü çoktan sel almış olacak. Arkanda bıraktığın ailene mutluluklar sana da Allah akıl fikir versin diyorum. Eeee Ali abi günümüzün azgın teke hastalığı sana da bulaşmış Allah şifalar versin