- Kategori
- Gündelik Yaşam
Pazar gecesi yazısı

Bu yazı bir pazar akşamında yazılmıştır ve pazar akşamlarına uyuz olanlara ithaf edilmiştir:)
Takvimi bulan Mısırlı arkadaş hiç mi düşünmedin bizi yahu, senin yüzünden pazartesi sendromu diye bir işkenceyi çekmek zorundu kalıyoruz. Zaten ben nefret ediyorum şu eski Mısırlılardan insanoğlunun hayatını zindana çeviren bütün naneler onların başının altından çıkmış. Matematik, geometri filan. Hayır tiplerinden belli bunların, gözünün altına sürme çeken adamdan hayır mı gelir. Gelmez hayırlı bir iş yaptıkları da görülmemiş o yüzden. O ileri medeniyetten geriye bıraktıkları da ne Piramitler. Yani dünyada piramitler olmasa ne olurdu arkadaş neremizden ne eksilirdi. Neymiş dışarıda hava bilmem kaç dereceyken içeride şu kadarmış. Yok piramitin içinde insanın yaraları iyileşiyormuş. Yok sütü koyuyormuşsun piramitin içine yoğurt oluyormuş. Eee ne olmuş yani. Yoğurt mayalamaya Mısıra gidecek halim yok herhalde. Valla eski Mısırlılar olmasa ohhh günlerden ne olduğunu bilmez pazartesi sabahı da işe gitmek yerine pekala sıcacık yatağımızda fosur fosur uyurduk.
Neyse saçmalamaya başladım ama napayım nefret ediyorum pazar akşamlarından çocukken de nefret ederdim zaten. Bütün hafta sonu annenin ödevlerini yap Polyanna diye çemkirmesine aldırmadan oyun oynar akşam saat 6 olunca da ödevleri yapmadığım gerçeğiyle yüz yüze gelirsin. Yemekten sonra hoop ödevlerin başına, o zamanlar tabii şimdiki gibi maç kanalları olmadığı için maçlar starda falan yayınlanırdı illa da her pazar evde maç izlenir anneler ütü yapardı bir de yatmadan önce banyo çilesi sonra her pazar Parliament Cinema Clubünün sunduğu pazar gecesi sinemasının şarkısı eşliğinde uykuya. Ayy ne çok izlemek isterdim tam yatma saatine denk gelen o pazar gecesi sinemalarını. Yani hayatta bir yanım eksik kalmışsa hep bu yüzdendir.:)) O günlerden bugünlere fazla bir şey değişmedi aslında değişen tek şey benim dağ başında küçücük bir ilçede yaşamaya başlamam ama yine de pazar günü pazartesinin stresini yaşa pazartesi o canımm uykundan uyan gözlerin kapalı elbise seç o elbiseyi ütüle filan bunlar standart devam. Yalnız ütü deyince orası karışık nedenine gelince iki oda bir hela evimde bütün eşyalar Allaha emanet, perde bile bulamadık asmaya bir odanın perdesi yok mesela dedik bir şeyler yapalım çözelim perde işini aa bir baktım karşı apartmana herkesin perdesi var hemen orda mantığım devreye girdi dedim ulan herkesin perdesi varsa bizim camda perdeye ne gerek var olay böylece çözülmüş oldu. Ütü olayına gelince evde bir tane masa var o masada hem televizyon var hem yemek yiyoruz hem de ütü yapıyoruz. İnnavosyon böyle bir şey arkadaş. İlk başta yadırgadım tabi yemek yerken 55 ekran tv dibimde bazen kahvaltı filan yaparken bir bakıyorum sanki Seda Sayanın gözü benim ekmekte. Al diyorum Seda Ablacım senden kıymetli mi sonra kurbaneyy kurbaneyy şarkısı eşliğinde çayımızı içiyoruz.
Off yarın yine iş var ve ben yine ne giyeceğim diye düşüneceğim ve yine işe giderken yan komşum beni almadan arabasıyla yanımdan geçip gidecek. Ne var beni de bıraksanız egsozuna pamuk tıkadıklarım..
Bu şarkıda benden size gelsin.
All my life for yuuuuuuuu
İYİ SEYİRLERRRRRRR