Pazar tembelliğim...

Merhabalar =)

Nasıl soğuk bir gün aman yarabbim, bugün yazdan beri ilk defa üşüdüğümü hissettim. Ankara yavaş yavaşş soğumaya başlıyor. Geceler zaten çoktandır serinlemişti ancak gündüzün bu kadar serin olduğuna bugün şahit oldum. Bir süre daha böye bir ısınıp bir soğuyacak hava doğrusu ve son kalan ılık esintiler de yerlerini soğuk rüzgarlara bırakacaklar. İşte o zaman kışlık şapka mevsimim de başlayacak benim =) Rengarenk berelerimi ve şapkalarımı çıkaracağım dolaptaki raflarından, bazen alnımın bitimine tutunacak şekilde hafifçe iliştirivereceğim bazen de kaşlarıma kadar indireceğim bereyi, yüzüm gözüm görünmez olacak iyice =) Kış çocuğu olmak böyle bir şey sanırım...

Gelelim günümün nasıl geçtiğine... Bir kocaman battaniye alıp halen okumakta olduğum Füruzan'ın "Kırkyedililer" adlı romanına devam ettim. Bir yandan da her zamanki gibi televizyon açıktı. Gözüm arada bir Trt Int'te gösterilmekte olan "Altındağ" isimli Ankara'nın eski semtlerinden birine dair çekilmiş olan belgesele takılıyordu. Gündemden yine tamamen koptum anlayacağınız. En güzel deşarj yöntemlerimden bri bunu yapmak. Dışarı çıkıp hafif bir yürüyüş yapmak istesem de bu fikrimden hemen vazgeçtim. Oruçtan mıdır nedir hiç içim istemedi... Bakın dikkatinizi çekti mi bilmiyorum bu aralar uyku problemlerimi aştım, bu gerçekten büyük bir ilerleme ama gel gör ki ramazan da bitiyor a dostlar =)

Birazdan kitabıma devam edeceğim. Bu arada halen ders çalışmaya verdiğim arayı bitiremedim bunu da en kısa zamanda bırakmam gerekli. Gerekirse kulaklarımı çekebilirsiniz =)

Görüşmek dileğiyle efendim =)))