Pereira, şampiyonluğu ‘altın tepsi’de Beşiktaş’a sundu!.

Herkes Beşiktaş’ın şampiyon olmasını istiyordu!.

Şampiyonluk yolunda ufaktan ufaktan “hediye”ler sunuluyordu!. Oyunun içinde olanlar, dışında olanlar, çok cömertti!.

İyilik gizlidir, derler ya, “hediye”nin gizliliği yoktur!.

“Hediye” vermek/ sunmak, kişinin gücüne, konumuna, kısacası elinden geldiğine bağlıdır.

(Hükümet bile, Vodafone Arena’nın yapımı için 50 milyon TL “hediye” etti. Oysa Fikret Orman, sağda solda, gördüğü her mikrofona, “Vodafone Arena’yı kendi olanaklarımızla yaptık.” diye övünüyordu. Ama bu övünme, Vodafone Arena’nın açılışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Hükümetimizin 50 milyon civarında ciddi bir destek vermesi suretiyle burası yapılmış oldu" açıklamasıyla havada kaldı.)

Dedik ya, oyunun içinde/ dışında olanlar, Lig başladığından beri, kendi çaplarında “hediye”ler sundular Beşiktaş’a, şampiyonluk yolunda. Bunların içinde en büyük “hediye”nin rakip Fenerbahçe’den, Pereira’dan gelmesi çok anlamlıydı!.

Pereira, şampiyonluğu, Lig’in bitimine 2 hafta kala, ‘altın tepsi’de Beşiktaş’a sundu!.

Oysa yarışın son haftaya kadar süreceği, şampiyonluğun “tekerlek farkı”yla belirleneceğini biz de düşünüyorduk. Çünkü yarış, “atbaşı” gidiyordu. Ama Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın rakiplerinden beklediği son “destek”, bitime iki hafta kala, Başakşehir’den yenen “darbe”yle bir “hayal” olarak kaldı.

Ne mi demeli?

Pereira/ Fenerbahçe, durmadan fiyat yükseltilen “ihale”den birden çekilen, “ihale”yi rakibine bırakan “girişimci”den farksızdı!.

*****

Her şey, son haftada belli olur havası, dün havada kaldı!.

Hava bozdu bir kez, Orman’a/ Vodafone Arena’ya “bereket” yağıyor artık!.

Havayı ancak bir “mucize” değiştirir!.

“Mucize” demek, Fatih Terim demek olduğu için, bu “mucize”, Pereira’ya yıldızlar kadar uzaktır!.

Sözün kısası Fenerbahçe, başkasından beklediğini, kendi elleriyle Beşiktaş’a sundu. Öyle ki, Beşiktaş, yeni stadında şampiyonluk turu atma fırsatını bile ele geçirdi. En azından bir beraberlik, tur atmaya yetecek.

*****

Fenerbahçe, Başakşehir karşısında bekleneni veremedi.

Sahada, şampiyonluk elde edildi, gerisi hava civa rahatlığı vardı sanki!.

Hava, ikinci yarıda değişir beklentisi, 5 dakika içinde gelen iki golle, “Buraya kadar”a dönüştü.

“Çöküş”, başlamıştı!.

Kaçan penaltı, bir başka “çöküş”tü. Mehmet Topal’ın kafasından gelen gol, puan almaya yetmedi. Yetmeyince de, Beşiktaş’ın yolunu açan şampiyonluk adayı oldu çıktı Fenerbahçe.

Sözün kısası, Beşiktaş’ın rakiplerinden beklenen son “destek”, Başakşehir’in vurduğu darbeyle bir “hayal” olarak kaldı.

Dedik ya, işin içinde Fatih Terim olsaydı, o “hayal”, bir “mucize” ile gerçek olurdu.

Oysa şimdi?

“Buraya kadar!.”

*****

Fenerbahçe, son maçlardaki havasından niye uzaktı?

Pereira’ya göre, bunda Galatasaray-Beşiktaş “derbi”sinden çıkan sonuç etkiliydi.

Sadece bunu söylemek yeter mi?

“Yetmez ama, evet!”.

Ama asıl, Nani’den, “nanik” yaparcasına gelen şu sözlere bakmalı:

“Bence sorun, bugünün sorunu değil; sorun, sezon başında başlayan, sezon ortasında devam eden bir sorun. Son maçlardaki gibi değildik. Birlik değildik, takım değildik. Son maçlarda silkelendik, takım olduk, daha iyi oynadık, ama geç kaldık. Bugün, oyunumuzu sahaya yansıtamadık. Güçlü bir takımla oynadık. Galip gelmek isterdik, ama yapamadık.”

Nani ne demek istiyor?

Tam da “Başbakan, görevi niye bıraktı?” demeye benziyor!.

Ne kaldı geriye?

Teşekkür faslı!..

Son söz:

Beşiktaş, başta Şenol Güneş ve Fikret Orman, başkalarına değil, asıl Pereira’ya teşekkür etmeli...

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com