Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '12

 
Kategori
Sinema
 

Perfect Sense “Yeryüzündeki son aşk”

Filmin oriinal adı Perfect Sense…“Yeryüzündeki son aşk”  ismiyle oldukça yanıltıcı olduğunu düşünüyorum. İsimden yola çıkarsanız tam bir aşk filmidir diye düşünebilirsiniz benim gibi ama kurgu sadece aşk üzerine kurulu değildi.

“Kusursuz duygu” ismi olarak vizyona girseydi ve filmin türüne bilim-kurguda eklenseydi, (Imdb'de olduğu gibi) belki İzlenme oranı daha yükselir,  film daha çok konuşulabilirdi. Yönetmenliğini David Mackenzie’nın yaptığı filmin senaryosu Kim Fupz Aakeson’a ait. Filmin kurgusunu ve bağlantılarını çok başarılı buldum. Gerçekten etkilendim, içimdeki derin duygulara ulaştı diyebilirim. Eksiklikler yok değil elbette ancak filmi izlemeden önce sıfırlayın aklınızda ne varsa ve önyargılı bir şekilde izlemeye başlamayın bence çünkü beklenti çok önemlidir ve beklentiye göre beğeni durumu da değişir. 

Oyuncularını ve filmin konusunu özet olarak yazmıyorum. Birçok yerde yazıyor bunlar, ben bana hissettirdiklerini paylaşmak istiyorum sizlerle. Çünkü beni başka bir yere sürükledi. Bir sürü soru içinde buldum kendimi…

Hayatın neresindeyiz? Dedim ve içim içimi kemirdi. İçinde bulunduğumuz dünyadaki maddi-manevi tüketimi, açlığı, aldıkça doymak bilmezliği, hiçbir şeye yeteri kadar değer veremediğimizi, farkında olduğumuz şeylerin aslında gerçek anlamda farkına varamadığımızı hissettirdi.  Duyularımızın içimizdeki sevgiyle aşkla savaşını düşündüm. Sahip olduklarımızın ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım. İçimizdeki aşkı, sevgiyi yaşatma istediğinin bir çok şeye rağmen ne kadar ağır bastığını... Ne kadar felaketi bir arada yaşarsak yaşayalım, biz insanoğlu hayatı bir şekilde sürdürüyoruz. Bir yolunu bulup, yaşamaya devam edebiliyoruz, her ne kadar zor olsa da... Kaybetmeden anlayamayacağımız bir duygu belki de benim bahsettiğim.

Duygularımızı alsalar nasıl yaşarız? Peki, duyularımızı alsalar nasıl yaşarız?

Bu yazdıklarım filmle ilgili size bir ışık tutmuştur belki… Daha fazla şey yazılabilir ama çok fazla içine girip, filmin büyüsünü bozmak istemiyorum. Çünkü kesinlikle izlenmesini tavsiye ediyorum. Gönül rahatlığıyla mutlaka zaman ayırıp, izleyin diyebilirim.

Filmden beğendiğim replikleri paylaşıyor ve yine filmdeki bir soru ile bitiriyorum yazımı… Kimse burada cevaplamak istemez soruyu ama belki kendi için özel birisiyle paylaşmak ister diye : ))

***

“İnsanlar duygularını kaybediyor…”

“Kederle doluyorlar.    İnsanların akıllarına bütün kaybettikleri asla sahip olamadıkları aşkları, kendilerini terk eden arkadaşları geliyor.    Bütün kırdıkları insanları düşünüyorlar.    İlk önce kederle doluyorlar sonra da koku alamamaya başlıyorlar.    Hastalık bu.    “Akut Duyu Yetersizliği” diyorlar. “ 

“Artık etraf karanlık… Ama birbirlerinin nefeslerini hissediyorlar. Bilmeleri gereken her şeyi biliyorlar. Öpüşüyorlar… Birbirlerinin gözyaşlarını yanaklarında hissediyorlar. Eğer biri onları görebiliyor olsaydı, birbirlerinin suratını okşayan normal bir çift olduklarını düşünürdü. Vücutları birbirine yakın. Gözler kapalı. Etraflarında olan bitenden bihaber… Çünkü hayat öylece devam eder…

Öylece…”

“Sadece bana bir şey söyle, sadece minicik bir şey? Diğer insanların, senin hakkında bilmediği bir şey… Bir sır?”

 

 

 
Toplam blog
: 16
: 411
Kayıt tarihi
: 19.07.11
 
 

1981 Aydın doğumluyum. Sağlık sektöründe reprezant olarak çalışmaktayım. Yürüyüş yapmayı ve müzik..