Peşinde

Issız bir akşam vakti gideceksin Haydarpaşa'ya,

Gar meyhanesinde yüzyıllık çinilere verip sırtını,

Yüzünü dönüp akıp giden boğaza,

Rakını fonda çalan Müzeyyen Senar ile eda edeceksin.

En yıkıldığın anda gideceksin Haydarpaşa'ya,

Hani geri dönülmez yolların tam ortasınada kaldığında,

O da giderse her şey biter dediğin de gittiğinde,

Bu defa "iki kadeh değil, bir ufak ver baba" diyerek adeta dileneceksin.

Umudunun tükendiği o anda gideceksin Haydarpaşa'ya,

Alkolden buğulanmış düşünceler uçuşacak kafanda,

Serhoşluğun verdiği çocuksu cesaretle haklı bulacaksın nedenlerini,

Kaybedecek bir tek ömrün kaldıysa gideceksin amma,

Uzatıp buruşmuş banknotu Doğu Ekspresi deyivereceksin...