PKK, Tokat saldırısını üstlendi; “yazılan senaryo”yu çöpe attı!

Tokat-Reşadiye’de 7 askerin şehit edilmesi üzerine “senaryo” yazılmak istendi.

Yazmada, “Bunu PKK yapmamıştır!” yaklaşımından yola çıkılıyordu. Ama terör örgütünün askeri kanadından gelen açıklama, yazılmak istenen “senaryo”yu daha işin başında çöpe attı.

Bu katliam, “senaryo” yazmaya, ilgisiz kişileri/ kurumları yargılamaya ne de uygundu!

Televizyon ekranlarında boy gösterenlere bakılırsa, kısa sürede olayın üstündeki “sis perdesi” kalkacaktı.

Saldırı, provokasyon kokuyormuş!

*****
İşte, terör örgütünden gelen, yazılmak istenen “senaryo”yu çöpe atan açıklama:

“Gabar ve Cudi alanlarında gerillalarımıza yönelik operasyonların yapılması, Amed’de Aydın Erdem isimli genç yurtseverimizin katledilerek şahadete ulaşması ve Önderliğimiz üzerinde uygulanan ölüm çukuru politikalarına misilleme olarak Anakarargah Komutanlığımız tarafından herhangi bir talimat verilmemesine rağmen, Dersim eyaletimize bağlı bir birimimiz kendi inisiyatifiyle 7 Aralık günü Tokat iline bağlı Reşadiye’nin Sazak alanında TC ordusuna bağlı askeri bir birliğe yönelik olarak 1’i uzman çavuş 6’sı er olmak üzere 7 askerin öldürüldüğü ve 3 askerin yaralandığı bir misilleme eylemi gerçekleştirmiştir.”

*****

Bugüne kadar, saldırıyı üstlenen olamadığı için, ne “imalı” yorumlar yapılmış, “fikir beyan edilmiş”ti!

Saldırının “provokasyon” olduğu açıklamaları, PKK dışında “karanlık güçler”in işi olduğuna göndermeler yapma, aslında “tehlikeli” bir yaklaşımdı.

Ne/ler denmişti? (*)

Saldırının, “daha çok ses getirecek, milliyetçi duyguları körükleyecek, özellikle bu söylem içerisinde siyaset yapan partilerin işini kolaylaştıracak bir eylem” olduğu, “Danıştay saldırısı” ile benzerlik göstereceği, “TİKKO, DHKP/C gibi örgütlerin işi” olacağı, ardında “Ergenekon’un devreye girmiş” olabileceği, “açılım”ı baltalamak, DTP’nin kapatılmasını sağlamak amacına yönelik olduğu....

Kısacası, saldırı, tek sözcükle provokasyondu!

*****

Son sözü PKK söyledi: Saldırıyı biz yaptık!

“Senaryo yazma” bir başka bahara kaldı.

Ama başka şey/ler de akıllara takıldı.

Geçmiş olaylar için “yorum” yapan, “yargı"ya varanların ne ölçüde “samimi”, “inanılır” olduğu...

Bir “samimiyet testi”ne var mısınız?

Sahi, kim daha samimi?

(*) http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&ArticleID=1172249&Date=10.12.2009&b=DTPden%20saldiriyi%20PKKnin%20ustlenmesine%20ilk%20yorum&KategoriID=12&PAGE=2